14. Bölüm

1.2K 55 9
                                    

Gonca bir Alaaddine bir de kenetlenmiş olan ellerine bakıyordu.

"Yapmayalım... Beni söküp alırlar senden sade alsalar tamam... Ama seni yaşatmazlar Alaaddin Ali etme." Ne kadar dil dökse de vazgeçmeyecek gibiydi Alaaddin.

"Ben sana hep dedim. Hep derim"Baktı gözlerinin en derinine.

"Hoştur bana senden gelen
Ya hayattır yahut kefen
Ya taze gül yahut diken
Narında hoş nurunda
Kahrında hoş lutfunda "

Göz yaşları bir bir süzüldü yanaklarına.
"Etme" diye fısıldasa da bu vakitten sonra ne dese fayda etmeyecekti. Alaaddin son sözünü söylemiş , onayını dilinden değil bakışlarından almıştı.

Temkinlice önce Gonca ardından ise Alaaddin çıktı çadırdan.

Gece olduğundan ahali çadırlarındaydı lakin bazı Alplar nöbette idi.

Zor da olsa çıktılar obadan.

Yürüyorlardı ormanın içinde. Hava yağacak gibiydi. Gök yüzüne baktı Gonca tedirgin bir şekilde.

"Yağmur yağacak birazdan Alaaddin."
Kendisine döndü.

"Ayağın ne halde" aksıyordu ama ses etmedi.

"Sorun yok" Bakışlarını kaçırdı. Gözlerine bakarsa acısını anladı çünkü.

"Bir yer bulalım sen beni bekle orada ben hem av hem de bu geceyi geçirecek bir mağara bulay-" korkarak kesti Alaaddinin sözünü.

"Ayrılmayalım... Hem benim bacağım aksıyor sol kolum desen harap halde" daha da sıklaştırdı tutuşunu. " Keferenin biri yoluma düşerse kendimi savunamam." Bilmişçe gülümsedi Alaaddin.

"Sorun yoktu hani ?" Kırdığı pot ile yutkundu mahçubiyetle.

"Buralarda var bir mağara sen bana ver yükünü kısa bir vakitte orada oluruz." Alaaddin kolunu beline doladığında heyecanla çarpan kalbini bastırmak adına derin bir nefes aldı.

"Gidelim" Heyecanını ses tonuna yansıtmamaya çalışarak onay verdi Gonca

Yol boyunca tek kelam etmeden yürüdüler. Goncanın canı yandığında bir 'ah' dememesine rağmen sanki Alaaddin hissediyor gibi yavaşlıyor daha da yaslıyordu bedenini bedenine.

Sonunda Alaaddinin bahsettiği mağaraya geldiklerinde , Gonca kuytu köşe bir yere sinmişti.

Üşüyordu.

"Kedi gibi büzüldün hileci hatun" dedi gülerek Alaaddin bey. Bu rahatlığı karşısında kaşlarını çattı Gonca. Ses etmedi ama.

Göz kapakları ağırlaşıyordu. "Ben biraz uyusam olur mu ?" Yamacına kadar geldi Alaaddin. Elini alnına yaslamış , ateşinin olmadığına kanaat getirmiş olacak ki bir şey demeden kalktı yanından.

"Ben biraz odun , çalı çırpı toplayayayım."
Dediğinde cevap bile veremedi yorgunluktan.

Göz kapakları ağırlaştıkça ağırlaştı karanlıklar sarmaladı ruhunu.

⚔️

Alaaddin yanıp tutuşan dallara bakıyor , avladığı kuşun tüylerini yoluyordu.

Goncaya baktığında bembeyaz teninde boncuk boncuk terler olduğunu gördü.
Kuşu bırakıp Goncanın yamacına yanaştı. Elini yanağına koyduğunda teninin buz gibi olduğunu fark etti. "Gonca'm aç hayde gözlerini" Kendisini duymuş olacak ki kaşlarını çatıp hareketlendi. Elini pusatına attı.

Gülümsedi Alaaddin. "Ah sevdam yaman sevdam" diye sitem etti lakin duymadı Gonca.

"Alaaddin" fısıltısı var ile yok arasındaydı. Alaaddin gittiğinde bu kadar fena değildi ahvali. "Etmedim... İhanet etmedim. Mecbur..." Goncanın sayıkladığı şeyler ile bıçak gibi kesildi dokunuşları.

ALGON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin