34. bölüm

1.1K 45 26
                                    

Dizlerinde salladığı Ayaz bugün çok yorulmuş olacak ki hiç uğraştırmadan uyumuştu. Ayazı dikkatlice döşeğe yatırıp, yanına uzandı. Yastığın altına koyduğu mektubu okumamak için direniyor Alâeddin daha da gelmezse bu hasretle nasıl başa çıkacağını sorguluyor, mektubu beklettikçe bekletiyordu.

Soluna yatırdığı Ayaz'a doğru kaydı biraz başını saçlarına doğru yaklaştırıp kokusunu soludu. Biraz onu izleyip zaman geçirmeye çalışıyordu fakat bu gece daha da bir zor geçiyordu sanki.

Üç hafta

Odasından çaldığı kazaklardan, mendillerden kokusu uçup gitmişti çoktan. Saraya ziyarete gittiği günlerden birinde zor bela bir yastık yüzünü çaldığı aklına gelince gülümsedi kendisini kınar gibi. Bir hafta huzur içinde uyusa da kokusu uçup gitmişti her zaman ki gibi.

Doğruldu uzandığı döşeğinin içinde. Yastığının altındaki mektubu aldı ellerine.

Dayanamayıp açtı kağıdı dikkatlice gözlerini gezdirdi satırlarda.

Pek sevgili sözlüm hileci hatun;

Okumamak için çok direndin değil mi gül güzeli. Direnme gülüm hasret seni yakar fakat kül etmeden yetişirim ben sana. Göz yaşı dökeceğini bilirim. Hatta şu an bile göz yaşından dağılan mürekkebi hayal edebilyorum. Etme gülüm o hunharca döktüğün göz yaşının bile bendeki değerini hesap edemezsin.

Gülümsedi belli belirsiz. Alâeddin'i gördüğü ilk andan bêri kulağına söylenen şarkı bazı anlarda öyle kudretli bir sesle çalıyordu ki gözleri buğlanıyor, aldığı nefes yüreğini sancılar içinde bırakıyordu. İşte bu da o anlardan biriydi.

Tekrar derin, titrek bir nefes alıp gözlerini satırlar arasında gezdirmeye devam etti.

Yağız Ayaz'ım seni pek yormuyordur umarım. Gitmedin önce tembihledim çünkü.

Gonca'm içimden geçen çok şey var gülüm. Fakat bilirim ki göz yaşlarını tutamayacaksın ben bana kızacağını bilsem dahi kısa keseceğim bu mektubumu. Lakin sakın üzülme! İçimden geçenleri gözlerini seyrederken söyleyecek ve sözlerimin senin üzerindeki têsirini çok yakından göreceğim.

Ben gelende Toyumuzu kuracağız hazırlıklarını tam edesin sakın ola eksik bir şey kalmasın canını okurum!

Selâmetle. Allah'a emanet ol.

Sitemkâr bir tebessüm peydah oldu dudaklarında.

Kendisini döşeğe bıraktı yeniden. Avuçları içindeki kağıdı kalbinin üzerine yaslayıp gözlerini kapattı ve sanki dakikalardır kıvranıp durmuyormuş gibi uykuya daldı hemen.

⚔️

Özlemek.

Alâeddin ile birbirlerine kırgınken de onu özlüyordu fakat bunu inkar ettiğinden özlemin o can yakan ızdırabını güçsüz bir kudrette hissediyordu. Şimdi ise ruhları çok yakın fakat birbirlerine çok uzak olduklarından eskisinden daha sancılı bir ayrılıkla sınanıyordu.

"Gonca kızım." Bala hatun'un kendisine seslenmesiyle daldığı girdaptan çıktı saniyesinde.

"Bu kumaş nasıldır derim." Göz gezdirdi kumaşta hemen. Kıpkırmızıydı. Ellerini kumaşta gezdirdi, dokusu gayet hoştu.

"Çok hoştur bala ana, toyda giyeceğimi bu kumaştan seçelim." Kendisine gülümsemiş diğer kumaşlara bakmaya başlamıştı Bala hatun.

Bala ana.

İçi gidiyordu ona ana derken. Annesi kendisini bu kadar düşünmezken, bu kadar kıymet vermezken kayınvalidesinden bu değeri görmek ağrına gidiyordu.

ALGON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin