BEN 'BİZİ' ÇOK SEVDİM

26. Bölüm: Biraz da Onur anlatsın

ONUR'un gözünden;

Sabah Deniz sınava gitmeden, birlikte kahvaltı yaparız diye düşündüm. Hazırlanıp onlara gittim. Kapıyı yine o kocaman gülüşü ile açacak ve kırmızı bal dudaklarını dudaklarımla buluşturacak diye beklerken. Suratsız Ulaş ile karşı karşıya gelince içimde yanan ateşe söndürme tüpü ile müdahale edilmiş gibi hissettim.

-Günaydın kardeşim.

     -Günaydın. Kahve yapmıştım kendime ister misin?

-Olur. Deniz uyanmadı mı hala?

     -10 dk önce çıktı geç kaldı. Kahvaltı için zamanı yokmuş. Hazırlarım şimdi bir şeyler yeriz.

-İştahım kaçtı kahve kafi..

Yetişemediğim için üzülmüştüm. Keşke haber verseydi ben bırakırdım. Şimdi otobüste sürünecek boşuna.. Taksiyle gitmiştir belki.. Ulaşla kahve eşliğinde işle ilgili konuşuyorduk. Uzun zamandır aklımda olan şeyi söylemenin zamanı gelmiş miydi. Ulaş ben.. Oğlum adam işle ilgili konuşuyor. Senin aklın nereye gidiyor! Konu bitsin açarım. Ehh be oğlum ne uzattın..

-Tamam Kardeşim ya sabah sabah kafamı .iktin. Konuşuruz ofiste.

     -Tersinden mi kalktın sen hayırdır?

(Sevgilimin kırmızı dudakları ile karşılaşmayı hayal ederken kapıyı Habeş maymunu açtı)

-Günüm aymadı kardeşim.

     -Denizi görmedin diye mi böylesin?

-Alıştım galiba her sabah onu görmeden güne başlayamıyorum. Bir yanım eksik..

     -Oğlum bi .iktir git amk.

-Neyse abi ben çıkıyorum ofiste görüşürüz.

     -Beraber çıkalım. Hazırım 5 dk ya.

-Ben kargoya uğrayacağım. Sonrada Denizin sınav çıkışına yetişeceğim.

     -Anladım o gün ayacak diyorsun!

-Aynen öyle. Yaşam enerjime ihtiyacım var. Seninde ihtiyacın var şu surata bak.

     -Ne var lan suratımda. Deniz de aynı şeyi söylüyor.

-Oğlum yaşadığını nefes alıp vermenden alıyoruz.

     -Ya bi .iktr git Onur

-Sabahtan beri küfrediyorsun .ikicm belanı

İstemsiz ikimizde kahkahayı patlattık. Ben de hemen sonrasında çıktım. Kargoda ki işlerimi hallettikten sonra Denizin okuluna gittim. Sevgilim burnumda tütüyordu. Onu öpmek için sabırsızlanıyordum. Hızlı adımlarla ilerlerken. Bal dudaklımın kampüsünün bahçesine gelmiştim. Gördüğüm manzara ile dondum kaldım.

O Deniz mi? Samet mi? Öpüşüyorlar!!

-Deniz!!

Bak hala.. Deniz sen beni kandırdın mı? Sen nasıl? Bir süre öpüşmeye devam ettiler sanki saatlerdir öpüşmelerini izliyordum ayaklarım kitlendi hareket edemiyordum. Sametin tepesine bir çocuk yapıştı geri çekti ve yumruk attı. Ne bu başka bir aşığı mı? Bu adamlar kim niye Deniz için kavga ediyorlar? Deniz sen ne iş çeviriyorsun? Burada ne dönüyor?

-Deniz!!!

     -Onur?

-Deniz ne oluyor burada?

     -Onur senin ne işin var burada?