Son Bölüm; Eski bir dilek gerçek olursa ne olur?
☆☆☆☆☆ Yıl atlaması... ☆☆☆☆☆
Ne dilediğine dikkat et, özellikle de doğum gününde! Çünkü istemeden bile olsa, ufak bir ihtimal dahi olsa o dilek kabul olabilir. Ummadığın bir anda dileğin gerçekleşir ve dileğin şey doğrultusunda hayatın değişebilir. Belki de sonucu çevresindekileri üzüp ağlatabilir. Yürek yakar, çevrendekiler dileğini bilmez ama sen "o gün dilek filan dilemeseydim, sussaydım." dersin, pişman olursun. Yada bunu demeye artık şansın olmaz, herşey birden maf olur. Bir dilek herşeyi maf eder, yıkım verir. Acı verir, dileğin aileni parçalar...
Devir Aşıkoğlu, eski adıyla Ardil Mecnun Gökkurt'un dileği kabul olmuştu. Isteği yerine gelmişti, o... O babadan önce hayata gözlerini yummuştu, ölmüştü. Şuan Karabey ailesi ve Aşıkoğlu'nun iki üyesi enkazdan beterdi, minik beden ne olduğunu tam olarak algılamasa bile içten içe babasının geri dönmeyeceğini iyi biliyordu. Kalbi acıyordu, babası ölmüştü, annesiyse haberiyle ağır bir kriz geçirmişti.
Geçmiş:
Doğum günü dileği!
Ardil - Tek dileğim var, o da: babamdan önce beni al, bana baba acısı verme!
Diyip mumları üflemişti, 24 yaşına girmişti. O an alkışlama sesiyle irkilmişti, bir an yanında ki Gökkurt ailesini unutur gibi olmuştu. Tek yanında duran babasının varlığını unutamıyor, unutmak dahi istemiyordu.
Mecnun B - Umarım dileğin gerçek olur.
Dedi ne dilediğinden habersizce ama bilse bunu demezdi çünkü o da yeni bir evlad acısını istemiyordu. Ardil ise buruk bir gülümsemeyle şunu fısıldamıştı.
Ardil - Umarım çünkü sensizliği kaldıramam!
Dedi sesini kendi bile zor duyarken, babasına bağımlı olmuştu. Onsuz kalma düşüncesi bile korkma nedeniydi, bunu asla istemiyordu. Zaten zar zor mutluluğu bulmuştu, şimdiyse kaybetmek filan istemiyordu.
Ardil - Pastamı bir keselim mi?
Mecnun B - Keselim yavrum.
Dedi onunla bıçağı tutarak sonra da ailenin gülümsemesiyle bir pastayı kesmişlerdi. Onlar Gökkurt'lardı, bir Gökkurt'u üzen varsa o kişi böyle anlara katılamazdı. Bu yüzden Mecnun Bey eşini Mardin'e yollamıştı, peşi sırada küçük oğlunu yollamıştı. Bundan yana asla pişman değildi, küçüğü Ardil'e zarar vermek istemişti. Bu onun için küçük bir cezaydı ama hak ettiğini kendi de biliyordu.
Mecnun B - Nice yaşlara Ardil'im!
Dediği anda oğlu onun yanağına ufak bir öpücük kondurmuştu. O an dudağı kıvrılmıştı, oğlunun ona olan sevgisi o dahil herkesi mutlu ederdi. Fakat bu yaşına kadar kutladıkları ilk doğum günü buydu ve bunu bilmek çok zorlarına gidiyordu. Babası olarak en çokta Mecnun Bey'in zoruna giderdi.
Şimdi ki zaman...
5 dk, gömüleli sadece 5 dk olmuştu, imam ve birkaç kişi ordan ayrılmıştı. Geride sadece ailesi kalmıştı, onun tedavisiyle özel ilgilenen Yiğit'se yıkılmıştı. Ne yaparsa yapsın olmamıştı, eniştesini bu illetten kurtaramamıştı. Oysa kuzenine sözler verip durmuştu, eşini kurtaracak olduğuna dair söz vermişti. Ama hayat onların istemediği bir yol çizmişti, Devir tedaviye bir zaman sonra tepki vermeyi kesmişti. Ilaçlar fayda etmez olmuştu, işte sonu da böyle bitmişti. Ölümle son bulan kötü bir an olmuştu, oğlu artık babasızdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/344145652-288-k105135.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateş-i
ChickLit₺ - Şeytan diyor; kes boynunu, o vakit görsün alay etmek neymiş! : - Şey ben... ₺- Defol, bu duyduğunu da unut!