3 gün sonra
Gökkurt MalikhanesiYaman - Tutun bana düşeceksin.
Dedi kolunu onun beline sararak, Ardil kahvaltıyı aşağı da yapmak istiyordu, zaten 2 gündür odada yemekten sıkılmıştı. Bir başına canı sıkılıyordu, bugün onu uyandırmaya gelen Yaman olunca sevinmişti. Çünkü kardeşi ona asla kıyamazdı, dediğini eninde sonunda yapardı. Yapmıştı da, ona ilk giysi verip odadan çıkmıştı sonra da giyindi haberiyle yeniden odaya girmişti. Şimdiyse merdivenleri iniyorlardı, Ardil olan biteni ona anlatmıştı, Yaman'sa öğrendiği gerçekle feci kızmıştı. Az kalsın Savaş'ı dövmeye bile gidecekti ama Ardil "değmez" diyip engel olmuştu.
Dinçer Bey meselesine gelirsek; Mecnun Bey arada gidip dövüyordu, şuan Ardil'den bile beter haldeydi. Parmaklarına kadar kırıktı, Yaman'ın isteği yerine getirilmişti. Şimdiyse birşey olmamış gibi ailecek kahvaltı ediyorlardı, elbette Dinçer Gürsoy'un hasar almasında aileninde payı vardı. En çok sert davranansa Mehmet Bey idi, onun kıyamadığı bedene kıyan herifin ölüsünü çıkartmıştı. Feci darp etmişti, buna şahit olansa sadece Mecnun Bey idi. O da susmayı tercih etmişti. Aradan geçen zaman sonra kapı önünde gördükleri bedenle Mecnun Bey ayağa kalktı.
Mecnun B - Ardil sen niye kalktın oğlum, hizmetçiler yemeğini hazır ediyordu. 5 dk içinde gelirlerdi.
Ardil - Iyiyim ben, hem odada tek başıma sıkıldım, yemek yiyesim gelmiyor.
Mecnun B - Peki ağrın var mı?
Ardil - Biraz ama ilaç aldım, tek yemek sonu alacaklarım kaldı.
Mecnun B - Tamam ben tuttum, sen otur oğlum.
Dedi Yaman'a hitaben, o ise tamam diye mırıldanarak gidip babasının yanına oturmuştu. Afran Bey'in gözleriyse Ardil'deydi, iyi olduğundan emin olmak ister gibi inceliyordu. Mecnun Bey ise oğlunu oturtup saçlarına ufak bir öpücük kondurdu.
Mecnun B - Ardil gerçekten iyisin demi?
Ardil - Iyiyim, sadece odada bir başıma olmaktan sıkıldım. Arada geliyorsun ama uyuyup uyandığım an evden bile yok oluyorsun, sahi sen nereye gidiyorsun?
Mecnun B - Intikamını alıyorum.
Dedi tek onun duyacağı bir sesle, küçük oğlu burdaydı. Başka kimseden çekindiği yoktu, tek isteği küçük oğlunun psikolojik sorunu yaşamamasıydı. Zaten dertleri vardı ve onun bu dertleri için amcası Ferman Bey yardımcı oluyordu. Ardil onun bu sözleriyle anladığını belirten sesler çıkartmakla yetinmişti.
Mecnun B - Bir sorunun olursa söylersin, ilgileniriz. Sen çok ayağa kalkma!
Ardil - Tamam.
****
Yemek sonu salona geçmişlerdi, Ardil ise biraz ağrı hissedince babasının yardımıyla üst kata çıkmaya başladı. Merdiven sonunda hıçkırınca babası gülümsemişti, tahmini oğlu utanmıştı. Bunun nedeniyse şuan kucağında oluşuydu, oğlunun başı göğsüne yaslıydı. Tekrar üst üste hıçkırınca konuşmayı tercih etmişti.
Mecnun B - Iyi misin?
Ardil - Evet.
Dedi hıçkırmayla karışık, sonunda odaya girebilmişlerdi. Mecnun Bey onu yatırıp üstünü örtmüştü, tabi önce ayağında ki siyah pofuduk terlikleri çıkartmıştı. Hıçkırıksa bir süre sonra durmuştu, Ardil bunun rahatlığıyla direk gözlerini kapatmıştı. Hem ağrısı vardı, hemde hafif uyku bastırmıştı. Ilaçları uyku yapıyordu, halsizlik oluyordu, Mecnun Bey oğlunun uyuyacak olduğunu fark etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateş-i
ChickLit₺ - Şeytan diyor; kes boynunu, o vakit görsün alay etmek neymiş! : - Şey ben... ₺- Defol, bu duyduğunu da unut!