5 Yıl Sonra...
Gideli uzun zaman olmuştu, birden bire aileyi ve şehri terk edip gitmişti. Gökkurt ailesi Ardil'i arasada bulamamıştı, ha bu arada Ardil adıyla soyadını değiştirmişti. Belki de bu yüzden bulunmuyordu, kim bilir? Zamansız gidişiyle aileyi derinden sarsmıştı, Mecnun Bey içine kapanmıştı. Ardil'in ilk ölüm haberini aldığı gibi olmuştu. Sesi soluğu kesilmişti, Ardil'i yoktu. Geri döner miydi? Işte orası artık muammaydı...
■■□□■■
Bu gece kalbini evde bıraktım
Ruhumu artık şeytana sattım
Seni sevmekle büyük hata yaptım
Elveda tatlım...Diye mırıldanarak bir sonra ki dersini beklemek adına öğretmenler odasına yol aldı. Değişmişti, kaşında faça vardı ve daha fit duruyordu. Boynunda hoş bir dövme vardı, bir isim gibiydi. Hayır elvette baba adı yazmıyordu aksine Devir yazıyordu. Evet ölen amcasının adını yazdırmıştı, pişman filanda değildi. Sert bir yapısı vardı, çokta kabaydı. Ama eşi ve çocuğuna karşı öyle değildi. Evet evlenmişti, birde oğlu vardı. Eşinin adı Kıvılcım, oğlunun adı Toprak idi, kendi adıysa artık Devir olmuştu. O artık Ardil değil Devir Aşıkoğlu idi, gerçek adını soyadını reddediyordu. Sadece Devir amcasını soyadını yanında taşıyordu. Öğretmen odasına girer girmez boş bir yere geçip oturmuştu. Yaş olarakta 32 olmuştu, eşi Kıvılcım 30'a yeni girmişti ve oğulları Toprak 2 yaşındaydı. Kıvılcım birden bire hayatına girmişti ve girerek onun dayanağı olmuştu. Varlığıyla onu delirmekten kurtarmıştı, hem dost hemde eş olmuştu. O anda çalan telefonuyla cebinden çıkarıp kim diye bakmıştı, eşi olduğunu görünce de gülümseyerek aramayı cevaplamıştı. Telefon numarası bile değişmişti, sosyal medya hesabınıysa kapatmıştı. Aileye ansızın girip ansızın çıkmıştı.
Devir - Hatun'um?
Kıvılcım - Naber?
Devir - Iyidir yavrum da hayırdır, bir sorun yok ya?
Kıvılcım - Seninki seni soruyor, ne zaman gelecek babam diyor.
Devir - Son bir dersim kaldı, gireyim bitince geleceğim.
Kıvılcım - Tamam.
Devir - Yavrum sana zahmet olmazsa bana bi bol çikolatalı ıslak kek yapsana, fena canım çekti.
Kıvılcım - Tamam aşkım.
Devir - Aşkını... Kudurtma beni kızım be, bi uslu dur!:)
Dedi tek onun duyacağı bir sesle, o an yanda ki bi hoca baksa da umursamadı. Kıvılcım'sa gülerek "seni seviyorum kocacığım" diyerek aramayı sonlandırmışlardı. Bu sözler karşısında Devir iç çekerek telefonu cebine tıkmıştı, tek ilgisi ailesi üzerineydi. Haaa birde Yaman'ın yanındaydı, Ankara'daydı. Arada birde buluşup felekten bi gece misali vakitler geçirirlerdi. Ha bu arada Yaman'da Elif ile evlenmişti, zaten aşıktı da... Ardil'in birden kendini değiştirip Devir yapışı, evlenişi, çocuğu oluşu, o herşeye şahitti. Devir'di, eski adlarını artık ağzına almaz, yakınlarına dedirtmezdi. Yaman aileye onun iyi olduğunu, yanında oluşunu demek isterdi fakat Devir izin vermiyordu. Istemiyordu!
!- Devir hocam bi bakar mısınız?
Diyen öğrenciyle iç çekerek yerinden kalkmıştı sonra da koridora çıktı. Öğrencilerinden bu defa memnundu, hepsi bile olmasa en az yarısının bi hayali vardı. Bu nedenle iyi çalışırlardı.
Devir - Dinliyorum Umut.
Umut - Hocam ben şu soruyu yapamadım ya, bir bakar mısınız?
Dedi elinde ki koca test kitabından bir soru gösterirken, Umut çok sıkı çalışan bir öğrenciydi. Bir hayali vardı, o da savcı olmak, bundan dolayı devamlı ders çalışıyordu. Asla pes etmeden, devamlı çalışıp takıldığı yerde hocalarından yardım alırdı. Devir onun sorusuyla ilgilenirken Umut tüm dikkatini ona vermişti. Can kulağıyla dinleyip anlamaya çalışıyordu. Az ileride oturma alanında oturan bir kız grubuysa gelene geçene bakmakla zaman öldürüyordu. Ders - Iş - okul umurlarında değildi, tek dertleri erkek ve dalga geçmekti. Aradan geçen zaman sonra Devir anlatmayı bitirince Umut anladığını belirten sesler çıkartmış sonra da şunu söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateş-i
Chick-Lit₺ - Şeytan diyor; kes boynunu, o vakit görsün alay etmek neymiş! : - Şey ben... ₺- Defol, bu duyduğunu da unut!