Hasta olan bir dede!

446 41 57
                                    

Istanbul / Gökkurt Malikhanesi...

Mecnun B - Oo kaynanamız seviyormuş, menemende var.

Diyince hepsi gülümsemişti, sonunda gelmişlerdi ve şansa tamda kahvaltıya denk gelmiştiler.

Fatih B - Hoş geldiniz oğlum.

Dedi ona sarılarak, aslında hepsi tek sarılmıştı. Kısa bir sarılma, selamlaşma olmuştu. Ferman Bey yeğenini kolunun altına alıp kendine çekmişti, Ardil ise kolunu onun beline sardı ama kimse fark etmemişti. Tek Ferman Bey hissedip onun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak kokusunu dosyasına içine çekmeye başlamıştı. Ardil bu adamı sevmişti, ona göre iyi vede samimi bir adamdı. Hem onu da seviyordu, bir kere adam sıcak kanlıydı.

Ferman B - Mezun oldun, tebrikler.

Ardil - Teşekkür ederim amca.

Devir B - Ona da amca dedin, babana baba dedin, kardeşi zaten kabul ettin. Peki ya bizler?

Dedi merakla çünkü Mehmet Bey'i, Ferman Bey'i, babasını ve onun küçük aileyi kabul etmişti. Ama diğerlerine karşı hâlâ ilk günkü gibiydi, uzaktı.

Fatih B - Zamanla kabul eder, sıkma çocuğu!

Dedi uyarıyla, zaten çok geçmeden de masada yerlerini almışlardı. Yeni gelen üyelerse elini yıkamaya gitmişti. Ha birde şuan tek Gökkurt ailesi vardı, Asi hanımın aile tarafı gitmişti. Mardin'e dönmüşlerdi, bu yüzden de sayıda azalma vardı. Ancak bu durum Ardil'in işine gelmişti çünkü kalabalık ortam sevmiyordu. Aradan geçen zaman sonra geri gelip masada yerlerini almıştılar, bunun üzerine Hızır Bey şunu söylemişti.

Hızır B - Başlayın hadi, afiyet olsun!

Dedi kahvaltı için, zaten onlarda yeni oturmuştu. Sonra da Mecnun Bey'ler eve girmişti yani tamda onların oturmaları üzerine gelmişlerdi.

●●●

Ardil yemekten sonra duşa girmişti, aileyse salonda muhabbet ediyordu. Cesur ise Mehmet Bey'in kucağında oturmuş onun kıyafetiyle oynuyordu. Sakindi, birazda suskundu. Birde Ardil onunla konuşmuyor gibiydi çünkü masada kardeşine hiç pas vermemişti.

Ferman B - Ardil ile arasında bir sorun mu var? Yoksa bana mı öyle geldi?

Dedi merakla sorarak hatta hepsi merakla ona bakmıştı çünkü hepsi bunu fark etmişti. Ardil biraz ona uzak gibiydi ama biraz, birde bozuk atıyordu. Mecnun Bey ise geri yaslanıp şunu söylemişti.

Mecnun B - Oraya gittiğimizden beri bir huy edindi, durduk yere Ardil'e vuruyor.

Mehmet B - Sincap abine niye vuruyorsun?

Ces - O benim abim değil, o üvey!

Diyince hepsi şoka girmişti, Mecnun Bey ise hiddetle şunu söylemişti.

Mecnun B - Kim diyor lan, bunları sana kim öğretiyor?

Ferman B - Çocuğu korkutma!

Mecnun B - Abi belli ki birileri onları birbirine düşürmek istiyor, tabi çocuk olunca da hemen Cesur'u doldurmuşlar.

Fatih B - Tamam bir sakin ol... Boncuk göz bak bakayım bana!

Diyince Cesur ona bakmıştı, bunu gören Fatih Bey ise gülümseyip şunu söylemişti.

Fatih B - Onun senin abin olmadığını sana kim diyor? Arden mi?

Dedi şüpheyle, aldığı onayla da hepsi sinirlenmişti. Adamın derdi neydi bilinmez ama ikiliyi ayırmak istiyordu, Mecnun Bey ise sinirle gülüp şunu söylemişti.

Yürek Ateş-iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin