Fit vücutlu, kahverengi saçları vede kahverengi gözleri olan bir genç merdivenden inerken bir yandan da telefonuyla konuşuyordu.
$ - Ilk eve geçmem lazım, sana anca öyle gelebilirim çünkü şuan evde değilim.
Dedi yemek salonuna yol alarak, aileyse yemek salonundaydı. Lakin yeni üye hâlâ hazırda gelmedi diye bekliyorlardı, ah birde içlerinde yoğun bir heyecan vardı. Çünkü bu onunla olacak ilk kahvaltıydı, o anda onun sesi gelince hepsi dikkatini kapı tarafına vermişti.
$ - Kitaplarımı almadan gelemem, hem zaten toplamam gereken bir bavul var.
#- Ya baban? O gideceğini biliyor mu? Ardil sen ona dedin mi?
Ardil - Fırsatım olmadı, hem daha dün geldim. Ama bugün derim sonuçta okulun açılmasına 4 hafta var ve ben hâlâ Istanbul'dayım.
Diyince aile kaşlarını çatmıştı, Mecnun Bey ise oğlunun sözleriyle geri yaslanıp dikkatini tamamen ona vermişti. O anda gelmiş olan bedenle o gülümserken diğerleriyse şoka girmişti. Çünkü giyim tarzları bile aynıydı, şuan ikisi de siyah giyinmişti ve saç yapışları bile aynıydı. Ardil ise onları fark edince yutkunup şunu söylemişti.
Ardil - Savaş gelince konuşuruz.
Savaş - Peki, bu arada gelirken senin hatunu da almayı unutma!
Ardil - Size mi gelecekti?
Savaş - Evi bizim ev, kendisi bizzat kardeşim... Birşey dank etti mi?
Ardil - Bende akıl mı kaldı ya? Zaten stajımı 2. döneme attılar, üstüne hazırlıklı da değilim.
Savaş - Hocayla görüşte burda yap çünkü bizimkilerle ben öyle yapmayı düşünüyoruz ve hocayla konuştuk.
Ardil - Bende sizden değil miyim, bana niye demiyorsunuz?
Dediğinde bir anda babasıyla göz göze gelince kalbi teklemişti çünkü babası ilgiyle ona bakıyordu. Lakin bu heyecan aklına gelenle sönmüştü, bu yüzden de direk şunu söylemişti.
Ardil - Bayan Kutlu'nun numarası bende yok ki, sende var mıydı?
Savaş - O nasıl resmiyet la, yabancılar gibi? Neyse numara bende vardı, şimdi watsapptan atarım.
Ardil - Öncelikle sağol, ikinci olarakta ben niye elalamle sırf hocam diye samimi olayım ki, deli miyim?
Ferman - Mecnun'un küçük versiyonu resmen, bu da yabancıyla samimiyet sevmiyor.
Dedi gülümsemeyle ona bakarken, diğerleriyse tebessümle genç adama bakıyordu. Ardil ise diğer taraftan gelen sesle yeniden dikkatini toplamıştı.
Savaş - 043....... bak ara ha yoksa pisi pisine Adana'da staj yapmak zorunda kalırsın!
Ardil - Aman ben almayım, Adana'da ne staji ya mis gibi burası varken? Hem burda ki okul müdürünü de az çok tanıyorum, giderim orayla görüşürüm.
Savaş - Hemen ara, belki gitmeden de halletme şansın olabilir.
Ardil - Tamam ararım, zaten bende gitmek istemiyorum. Hatta Yakamoz olmasa mezuniyete de katılmam ya...
Savaş - Kendi mezuniyetine de git be abi!
Ardil - Bir kep atmak içinde şehirden çıkmakta fazla absürt be!
Savaş - Bak ya, la sen Adana'da okumuyor musun? Bir zahmet ona da git!
Ardil - Erinirim ben, bir kep için gidemem... Hadi gittim diyelim, ben illa orda kalmakta isterim yoksa birkaç saatlik şey yüzünden neden gideyim ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateş-i
Genç Kız Edebiyatı₺ - Şeytan diyor; kes boynunu, o vakit görsün alay etmek neymiş! : - Şey ben... ₺- Defol, bu duyduğunu da unut!