Ardil yatak başlığına yaslanmış gözleri kapalı hâlde oturuyordu. O günden beri sessizdi, resmen Cesur'da onun gibi anneden yana şiddet görmüştü. Bunu bilmek ama tek bir kelime bile edememek zordu. Doğum gününde öyle birşeyle denk gelmesi onun doğum gününden soğumasına neden olmuştu. O anda çalan oda kapısıyla yerinde kayıp uyuyor numarası yapmaya koyuldu. Ilk nefes alış verişini düzeltmek için derin bir nefes almıştı. Zihnini boşaltmalıydı, zaten günlerdir uykusuzdu. Gözüne bir gram uyku girmiyordu çünkü aklında Cesur'un o günkü hâlleri vardı. Küçük kardeşi korkmuştu, Asi hanımsa eski eşinden korkup Ardil'in ardına girmişti. Onu kalkan niyetine kullanmak istemişti ama Mecnun Bey buna izin vermemişti.
Ardil birden bire saçını sevmeye başlayan elle yerine sinmişti, burnuna dolan sigara ve kahve kokusu bizzat babasına aitti. Evet gelende oydu, Ardil bu kokuyu her yerde tanırdı. Yine doğru hissetmişti.
Mecnun B - Yürek Ateş-i'm uyumadığını biliyorum. Aç gözlerini, babanı kandıramazsın!
Dedi yanına oturarak sonra da yatak başlığına yaslanıp oğlunun saçlarını sevmeye devam etmişti. Onun yıprandığını biliyordu, öz annesi tarafından çok zarar görmüştü. Itır hanım ona annelik yapmayı becerememiş, babasını sevmeyi bile ona yasaklamıştı.
Ardil - Günlerdir uyuyamıyorum, benimle uyur musun?
Dedi babasına bakarak, Mecnun Bey oğlunun sorunu konuşmadan cevapladı. Yani sadece yatma pozisyonu almıştı çünkü oğlu gibi o da uyku sorunu çekiyordu. Belki birbirlerine iyi gelirlerdi de uyurlardı. Ardil ise ona kucak açan babasının kolları arasına girmiş sonra da başını onun göğsüne görmüştü. Bu adamı seviyordu, babası ona bazen bir dost gibi yaklaşıyor. Derdini dinliyordu, yarasını tek tek sarıyordu.
Ardil - Sende hiç uyumadın demi?
Mecnun B - Uyuyamıyorum, olanları düşündükçe uykum kaçıyor. Cesur kötü sen kötüsün, ben bazen size yetemiyor gibi hissediyorum.
Ardil - Bu olanlarda senin suçun yok ki, ne benim annemin kötülüğü senin suçundu. Ne de Asi hanımın yaptığı şeyler senin suçun, burda ki tek suçlu olanlar baba!
Mecnun B - Uyu yavrum, kapa gözlerini de güzelce dinlen!
Dedi onun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak, Ardil gözlerini geri kapatarak yerine sinmişti.
----------
Zorda olsun Ardil uyusa bile Mecnun Bey hâlâ uyanıktı. Yavaş yavaş oğlunun saçlarını seviyor, arada da öpüyordu. O anda çalan kapıyla gel demiş içeriyeyse küçük oğlu girmişti. Elinde oyuncak ayısı vardı, korkmuş gibi bir hâli vardı.
Ces - Bende gelebilir miyim?
Mecnun B - Gel bakalım.
Dedi ona yer açarak, Cesur o boşluğa girip sessizce yatmıştı. Kabus görmüştü, annesinin nasıl öldüğünü pek görememişti çünkü Mehmet Bey onun görüş açısını kapatmıştı. Ona sarılarak o korkunç ânı görmeyi engellemişti ama Ardil alalen görmüştü. Babası Asi hanımı öldürmüştü, kafasına sıkmıştı.
Ces - Ona sarılabilir miyim?
Dedi abisine bakarak, onun kolları arasına gitmeyi istiyordu. Ona kendini affettirmek vede yeniden abi - kardeş olabilmek istiyordu. Mecnun Bey ise onun sorusuyla dikkatle yerinde doğrulup yatak başlığına yaslanmıştı.
Mecnun B - Hmm ister misin?
Ces - Isterim ama beni abim istemiyor, gerçi haklı da çünkü ben onu çok üzdüm.
Mecnun B - Kendini affetmeyi dene, sen bunu pek yapmadın.
Ces - Sarılayım mı?
Mecnun B - Ben karışmam, istersen sarıl.
![](https://img.wattpad.com/cover/344145652-288-k105135.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Ateş-i
ChickLit₺ - Şeytan diyor; kes boynunu, o vakit görsün alay etmek neymiş! : - Şey ben... ₺- Defol, bu duyduğunu da unut!