33. BÖLÜM: Yedi Saniye

783 84 59
                                    

ZEHİRLİ KUĞU
18.11.2024

33. Bölüm: Yedi Saniye

"Ölümden sonra yedi saniye boyunca ruh tutunur anılara."

: ̗̀➛ ˗ˏˋ Bir Ömür Yetmez, Müslüm Gürses 'ˎ˗

🦢🪷

Kelimeler, cümleler ve tüm yaşam gözlerimin önünde dönüyor. Ellerimin arasından kopup gitmek için çok hevesli, benim de sımsıkı tutunmak için sebeplerim yok.

"Başına ağır darbe almış, omurgasında kırık olabilir," etrafımda sesler duyuyorum, muhtemelen sedye ilerliyor. Biri elimi tutuyor, kime ait?

"Selim..." Dudaklarımın arasından çıkan tek kelime bu. "Ali..." Son nefesimde bile onun adı mı çıkacaktı dudaklarımın arasından?

Sağlıklıyken söyleyemediğim ismi, şimdi yakıştı mı dudaklarıma?

"Ali Selim..." O birinin elimdeki tutuşu hissedilemez hale geldi, yüzü bana çok yakındı. "Kim?" Diye fısıldadı. "Ali Selim.." dudaklarımın arasındaki kanın tadını alabiliyordum, bu his çok yakındı. Sonda olmanın, ince bir çizgide yürümenin hissi.

"Barlas, bırak kızın elini!"

"Kurtarın onu..." Diyen bir sesi hayal gibi anımsadım, nefesim anbean kesiliyordu, bilincim açılıp kapanıyordu. "Beren, iyi olacaksın." Bu ses de tanıdıktı. "Kurtarın onu!" Diye bağırdı, "O benim kız kardeşim!"

"İyi olacaksın... İyi olacaksın..."

"Nabzı duruyor!" Hiçliğe karışmak üzere olduğumu biliyordum, dudaklarımın arasından son bir soluk çıktı.

"Ali Selim..."

Karanlık kabul etti beni, ne de aydınlıktı aslında. Neredeydim? Eski anılarımdan birinde mi? Işığın önüne aslında yansımayan ama fazlasıyla geride kalan anılarım.

O küçücük yedi saniyenin içindeyim. Ne uzundu aslında.

Küçük bedenim annemin kolları arasında, babam yanında. Kahkahalarla gülüyoruz. Bir zamanlar herkesin imrendiği o aileydik. Bir zamanlar babamın bir tanecik kızıydım. O benim süper kahramanımdı.

Kollarına atlardım, beraber kahve içerdik, gezmeye giderdik, anneme anneler gününde hediye alırdık. Sonra akşam olurdu, elindeki bira şişelerinin yanında aldığı lolipop benim mutluluğum için yeterliydi. Yere çökerdi, içki kokan nefesiyle öperdi yanağımdan.

Annem bir odada ağlarken önce ona bakardım, sonra odada içmeye devam eden babama. Kapıların pervazında pineklerdim, amansızca bakardım ikisine de. Gelecekte böyle bir hayat yaşamak istemediğimi geçirirdim küçücük aklımdan.

Yaşamış mıydım? Elimde bir hayat kalmamıştı ki. Ne vardı avuçlarımda? Tek kalan ruhum da körelmişti zamanla.

Önce küçüklüğüm, ardından genç kız olduğum zamanlar. Biriyle tanışacağımdan habersizim, aşk sandığım duygularımla aptallaşıyorum ama her şeyden önce, ayakta durmak için çabalıyorum. Babamdan bulamadığım sevgiyi başkalarından bekliyorum.

O anda odaklanmam gereken bir hayat vardı, kendimden çok anneme annelik yaptığım dönemdeydim. Üniversiteye zor bela gittiğim, hayattan koparılmak için çok uğraştığım o dönem.

Sadece birine ihtiyacım var ama o kişi benden çok uzaklarda.

Sevgi, aşk, nefret, kıskançlık, kin, neşe, acı ve ihanet. Ne çok duygu barındırmıştım şu kısacık hayatımda.

ZEHİRLİ KUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin