Bölüm 10.

959 126 41
                                    

Bölüm 10 | İtiraf.

Geçmiş-20 sene önce🍃

Asrın'a öyle demiş olsam bile sonuçta hasta olmuştum. Bu hastalık yüzünden yine iki gündür görüşemiyorduk. Onu o kadar çok özledim ki, görmeyi çok istiyordum. Bana mesaj atmıştı, hatta geleceğini söyledi. Naziklik olsun diye 'gelmeni gerektirecek kadar hasta değilim' demiştim. Ve o ne dedi biliyor musunuz?

'Peki o zaman iyileşince görüşürüz'

Buna inanabiliyor musunuz?! Öylece hemen pes etmişti. insan biraz olsun ısrar eder canım. Hemen kabul edip, günlerce bensiz kalmasına gerek yoktu. Onu görmek istiyordum ama nazik olacağım derken bu şansı elden vermiştim.

Of, bensizlik ona hiç mi zor gelmiyor? Beni görmeden gününü geçirmek onun için bu kadar mı kolaydı? Yani, tamam her gün görmesine gerek yoktu ama zaten şimdiden 2 gündür görüşmüyoruz ve kim bilir ben ne zaman iyi olacağım.

O zamana kadar beklemeyi kabul etmesine kızgınım. Kendim ettim kendim buldum evet de, öylece kabul etmesine de gerek yoktu. Acaba beni sevmiyor muydu?

Yok canım ne alakası var. Sadece utanıyordur, değil mi? Evet, evet. Sadece utanıyor, aynen öyle.

Tekrardan oflayarak yatakta hareketlendim. Sırtımı duvara dönmüş, öylece yatıyordum. Kapı çaldığında, "Yalnız kalmak istiyorum, gelme." dedim kapıya çevrilmeden.

Küçük bir gülme sesinin ardından, "Ben de mi gelmeyeyim?" diye sorduğunu duymuştum. Asrın'ın sesini duyduğum anda kafamı kaldırıp, doğruldum.

Şaşkınca ona bakarken, "Asrın, gelmeyeceğim demiştin. Ayrıca ziyarete gelmeni gerektirecek kadar hasta değildim." dedim. Ama bunu derken mutluluktan kafamı indirmiş, ellerimle yorganı sıkıyordum.

Gülümseyerek içeri girip, kapıyı açık bırakırken, "Sen öyle dedin diye gelmeyeceğimi düşünmedin herhalde." diye cevap verdi.

Onun bu dediği beni daha da mutlu etmişti. En azından bu dediğinden beni özlediğini çıkarabilirdim, değil mi? Buraya sırf beni görmek için gelmişti. Bu bile kalbimin maraton koşusuna çıkmasına yetmişti.

Gülümseyerek, "Gel, otur yanıma." dedim yatağın yan tarafını 'pat, pat'layarak.

Kafa salladı ve elinde tuttuğu kutuyla yanıma geldi. Üzerinde okul kıyafetleri vardı. Muhtemelen çıkar çıkmaz onu Ahmet ağabey alıp getirmişti. Nasıl olur da bana söylemez?!

Yanıma oturduğunda, "Ee, nasıl görünüyorum?" diye sordum.

Bir süre beni izledikten sonra, "Harika görünüyorsun." demişti aptal bir gülümsemeyle.

Onun bu dediği beni gülümsetirken o utanıp, kafasını yan tarafa çevirmişti. Bu tatlı, utangaç hali beni daha çok güldürmüştü. Ben hâlâ gülerken o, "Yani, sağlıklı görünüyorsun." diye düzeltti kendini.

Gülmeyi bitirdiğimde, "Bunu duyduğuma sevdindim." dedim ona bakarak.

Ardından hatırlamış gibi, "Ah, sana bir şeyler getirdim." dedi ve kutuyu bana uzattı.

Demek eve girdiklerinde direkt buraya gelmişlerdi. Ondan kutuyu alırken, "Ne getirdin?" diye sordum.

Kutuya bakarken o, "Ihlamur getirdim. Soğuk algınlığına iyi geliyormuş." dedi.

My first love | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin