Bölüm 31.

984 129 43
                                    

Bölüm 31 | Mutlu aile tablosu

Günümüz-20 sene sonra

Asrın'dan

Sabah uyandığımda gözlerimi açmadan elimi yatağın yan tarafına attım. Fakat Balım yerine boşlukla karşılaştığımda gözlerim hemen açıldı.

Dün gece olan konuşmadan sonra yalnız yatmak istemediği için ben de onunla uyumuştum. Fakat görünen o ki, cezam hâlâ bitmemişti. Çünkü erkenden kalkıp, yanımdan gitmişti. Derin bir nefes alarak yatakta döndüm ve yüzümü tavana çevirdim. Kollarımı da iki yana açarak öylece uzanmaya devam ettim bir süre.

Bayin'in ölümü nedense Balım kadar bende de boşluk yaratmıştı. Onu sevmezdim, ama bu şekilde ölmüş olması çok garip hissettiriyordu. Nedense onun öleceği düşüncesi aklıma mümkünmüş gibi gelmiyordu. Bana hiç silinmeyecek bir iz bırakmış, kötülükler yapmış olsa da, ölmesini istemezdim.

Burak meselesi ise her geçen gün canımı sıkmaya devam ediyordu. Buralarda bir yerlerdeydi ve biz onu bulamıyorduk. Aileme bu kadar yakınken vücudumu saran tedirginlik bana her an hata yaptıracakmış gibi hissettiriyordu. Onlardan birine bir şey olursa nasıl yaşardım bilmiyorum. Yaşayamazdım. Bu yüzden bir an önce onu bulmam gerekiyor.

Günlük meselesi de hâlâ ortada duruyor. Bunu Balım'a vermek istiyorum, fakat Burak bulunup, işi halledildikten sonra rahat bir şekilde okuması için bekliyorum. Kafası bu kadar bulanık ve karışıkken daha da duygu yüklemek istemiyorum. En azından birkaç günü rahat olsun.

Daha fazla öylece uzanmak istemediğim için yataktan kalktım. Banyoda dişlerimi fırçalayıp, elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime bir tane beyaz tişört ve mavi bol kot pantolon giyip indim. Normalde klasik tarzda takılsam da, maalesef şu anlık elimde olan kıyafetler bunlar. Ela benden çok kendi tarzına uygun gelecek şeyler koymuş.

Adı çekilmişken, kendisi birkaç gündür ortalıkta yoktu. Kim bilir hangi kadını buldu da aklına gelmiyorduk.

Ben salona indiğimde Balım'ı elinde tabaklarla sofrayı kurarken gördüm. Tabakları sofraya bıraktıktan sonra gülümseyerek, "Günaydın." demişti.

Onun gibi gülümseyerek ellerimi sandalyenin üzerine koyup, "Günaydın." dedim neşeli sesle. Gözlerimi etrafta gezdirdim, fakat Nasrın ortalıkta yoktu.

Tekrardan ona bakıp, "Nasrın nerede?" diye sordum.

Tekrar mutfağa gitmeden önce, "Yukarıda, geliyor şimdi o da." diye cevap verdi.

Onun peşine takılıp, mutfağa giderken, "Beni neden uyandırmadın? Birlikte hazırlardık kahvaltıyı." dedim.

Omuz silkip, "Bilmem, uyuyordun, uyandırmak istemedim." dedi.

Tezgaha yaslanıp, kollarımı göğsümde birleştirirken ona sadece gülümseyerek baktım. Bakışlarım altında yanakları kızarsa da, boğazını temizleyip kendini toparladı ve kahvaltılıkları alıp salona gitmeye başladı. Ben de ona yardım etmek için meyve suyu ve bardakları aldım.

Biz elimizdekileri masaya bırakırken Nasrın koşar adımlarla merdivenleri inerek bize doğru geliyordu. Koşan Nasrın'ı gören Balım, "Tatlım, sana kaç kez merdivenlerde koşma diyeceğim?" diye sordu.

My first love | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin