Bölüm 35.

925 124 14
                                    

Bölüm 35 | Gerçeği söylemek

Günümüz-20 sene sonra

Asrından

Artık ailecek burada zaman geçireli bir ay oluyordu. Her şeyi biteli, hayat yoluna gireli bir ay. Ama her şey daha dün gibiydi. Sanki bu bir ay benim için bir haftadan daha az bir süreymiş gibi. Sonsuza kadar burada vakit geçirsem, yine de yetmezmiş gibi. Aslında öyleydi. Bu ikisinin etrafında olmak, onlarla birlikte vakit geçirmek her zaman daha eğlenceli ve güzeldi. Sonsuza kadar onlarla bu otelde yaşayabilirdim.

Balım ile aramızda olan tüm sorunlar artık bitmişti. Her şey normale dönmüştü. On sene önce nasılsak, şu anda da öyleydik. Sanki hiç ayrılmamış gibi, araya on sene girmemiş de, bütün bu boktan şeyler yaşanmamış gibi.

Şu anda onlar içeride oturmuş televizyon izlerken ben de havuzu temizliyordum. Artık yaz gelmişti ve havalar sıcaktı. Havuza girmek için mükemmel zamanlardan birisiydi. Anladığım kadarıyla Nasrın da yüzmeyi çok seviyordu, aynı benim gibi. Ailede sadece Balım'ın suyla arası iyi değildi. Fakat sorun değil, ona biraz sonra öğretmeyi düşünüyordum.

Havuz tamamen temizlenip, girmeye uygun olduğunda kapıya yaklaşarak içeri salonda oturan Balım ve Nasrın'a, "Orada oturmayın da buraya gelin. Hava güzel ve havuzu temizledim." dedim.

İlk hareketlenen ve pıldır pıldır yanıma koşan Nasrın olmuştu. O da muhtemelen havuzun temizlendiğini duyduğu içindi. Hâlâ annesi olduğumu bilmiyordu. Fakat aramız şu aralar daha iyiydi. Ama doğrusu, bu çocuk oldukça inatçı birisiydi. Ne yaparsam yapayım, kendimi zar zor sevdirmiştim.

Önümde durarken, "Girebiliyor muyuz artık, sırık?" diye sordu heyecanla.

Onun hâlâ bu lakabı söylemeye devam ettiğine inanamıyorum. Gülerek kafamı salladım ve havuza doğru ilerlerken, "Evet, girebiliriz artık." dedim.

O Balım'ın gelmesini beklerken ben üzerimdeki tişörtü çıkarmıştım. Balım kapıyı yana kaydırıp, bahçeye çıkarken, "Ne yapıyorsun?" diye sordu bana bakarak.

Üzerimde spor sütyen olduğu için sorun yoktu. Ona gülümseyerek, "Havuza giriyorum." dedim.

Nasrın kafasını bana çevirip, kaşlarını çatarak, "Annemin yanında böyle durman doğru değil." dedi mızmız bir sesle ve kollarını göğsünde birleştirdi.

Bakışlarımı Balım'a çevirdim. Gözlerim onun üzerinde gezinirken eğlenir bir bakış paylaştım onunla. Ne diyeceğimi anlamış olacak ki, kafasını iki yana sallayarak bana bakmaya başladı. Fakat ben onu tamamen görmezden gelerek, "Biliyor musun? Annen beni zaten çıplak gördü. Yani, sorun yok." diyip ona göz kırptım.

Nasrın kollarını çözerken bir bana bir annesine bakmaya başladı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Şu an yüzünde görmeye değer, mükemmel bir ifade vardı. Elini öne doğru sallayarak, "Bu.." diye başlasa da, sonunda ağzını kapatıp, kafasını çevirdi.

Bu benim için son noktaydı. Yüksek sesli bir kahkaha salarak kafamı geriye doğru attım. Balım bakışlarını üzerimde gezdirirken gülümseyerek kafasını iki yana sallıyordu. Nasrın ise yanaklarını şişirip, somurtuyordu.

Sonunda gülmem bittiğinde, "Küçük olan, geliyor musun yoksa gelmiyor musun?" diye sordum.

Madem o bana sırık diye hitap ediyordu, kendisinin de küçük olarak anılmasında sorun yoktu. Bir süre bana bakmaya devam etti. Sonunda mağlup bir şekilde kafasını sallayarak yavaş yavaş bana doğru gelmeye başladı. Bu adımlar mağlup bir savaşçının adımları gibiydi.

My first love | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin