Bölüm 12 | Kahve bahane.
Geçmiş-19 sene önce🍃
Koltukta Asrın ile oturmuş onu izliyordum. Duştan yeni çıkmıştım. Şu anda benim diğer evimdeydik. Bu ev apartman dairesi olduğu için büyük salonda, şömine karşısında oturuyorduk. Elinde sade, acı bir bardak kahve tutuyordu.
Dudaklarımda büyük gülümseme onu izliyordum öylece. Gözleri elinde tuttuğu kahvede geziniyordu. Ara sıra yaklaştırıp kokluyor, sonraysa geri çekiyordu. Muhtemelen acı kahvenin sert kokusu bile onu tereddüte sokuyordu.
Sonunda bardağı dudaklarına yaklaştırarak bir yudum aldı. Merakla onu izledim. Biraz sonra göstereceği tepkileri sabırsızlıkla bekliyordum. Kahveyi içtiği anda gözleri kısıtlı, yüz ifadesi düz bir hal aldı. Ardından kahveyi hemen uzaklaştırarak, "İyy, çok acı." demişti.
Onun bu tepkisine içten bir kahkaha attım. Gülmem yavaşlarken ona, "Şeker koyma diyen sendin." dedim.
Yüzünü buruşturarak, "Ama sen böyle seviyorsun." dedi ve ardından, "Ihh, çok acı gerçekten." dedi.
Onun bu tepkisini tahmin ettiğim için bir bardak su daha aldım. Bardağı uzatırken, "Al, biraz su iç." dedim.
Suyu benden alırken, "Neden içiyorsun bu zehiri hiç anlamıyorum." diye mırıldanmıştı.
Onun suyu içmesini izlerken, "Kokusu çok güzel, ayrıca her yudumda gelen kahve tadı daha güzel oluyor." dedim.
Benim bu dediğimden sonra birkaç saniye daha bana baktı. Ardından diğer elinde olan kahveyi tekrar dudaklarına götürerek bir yudum aldı. Kahveden bir yudum daha alırken höpürdetmişti.
Acı kahvenin tadını yine beğenmemiş olacak ki, yüzünün önünden bardağı çekip, kafasını bana çevirdi ve dilini dışarı çıkarıp, "Ihh, Gerçekten anlamıyorum." dedi sitemle.
Ona daha çok gülerken, "Bebek gibisin." dedim. Elindeki bardakların ikisini de önümüzdeki masaya bırakarak dibine girdi.
Elini yanağıma yerleştirip, yanağını okşayarak, dilini tekrar çıkarıp, "Bak gerçekten acı." dedi.
Gözlerim onun dışarıda olan dilinde gezinirken, "Gayet güzel." dedim yutkunarak.
Dudakları yukarı doğru kıvrılırken, "O zaman istediğin kadar tadına bakabilirsin." diyerek ellerini belime yerleştirip beni kendine doğru çekti ve dudaklarımızı birleştirdi.
Onun öpücüklerine karşılık verirken ellerimi ensesine yerleştirip okşamaya başladım. Öpücük sertleşirken araya dillerimiz de karıştı. Dilini dilime değdiriyor, bazen de dilimi dudakları arasına alıp emiyordu.
Yavaş yavaş inlerken dudaklarımızı ayırıp, boynuma doğru ilerledi. Daha yeni duş aldığım için üzerimde sadece bornoz vardı. Elini bornozumun iplerine götürerek açtı ve elinin birini göğsüme yerleştirdi. Boynumu öpüp, emerken göğsümü okşayıp, meme ucumu parmakları arasına sıkıştırıyordu.
Kollarımı onun boynuna daha sıkı sararken, "Ah, biraz hızlı mı davransan?" diye sordum kulağına doğru.
Dudaklarını kulağıma yaslayıp, kıkırdarken, "Ne o? Bir saat önce seviştik tekrardan mı sabırsızsın?" diye sordu.