Bölüm 4.

1K 128 27
                                    

Bölüm 4 | Asrın ve Balın'ın başlangıcı.

Geçmiş-20 sene önce🍃

Onunla olan o karşılaşmamızdan sonra bir hafta geçmişti. Bir hafta boyunca Ahmet ağabey sayesinde onun okula kaçta gittiğini, okuldan kaçta çıktığını, eve nasıl ve nereden döndüğünü öğrenmiştim. Yeğeni Itır elbette bir anda böyle Asrın'ı sormamıza şaşırmıştı, fakat yine de bize cevap veriyordu. Onun sayesinde bütün bilgileri almıştık.

Şimdiyse arabada oturmuş, ikimiz de Asrın'ın okuldan çıkmasını bekliyorduk. Aslında çıksa bile, nasıl yanına gidip, onunla nasıl tanışacağımı bilmiyorum. Ne diyeceğim, 'seni çok beğendim hadi tanışalım' mı? Bu biraz fazla garip duruyordu.

İnsanlarla tanışmak neden bu kadar zordu ki? Önüme düşen birkaç tutam saç telini geriye doğru üflerken, "Ahmet ağabey, kaç dakika kaldı çıkmasına?" diye sordum.

Sabahtan beri en az 100 kere sormuşumdur muhtemelen. Fakat Ahmet ağabey hiç sıkılmadan her seferinde cevap veriyordu. Bu sefer de, "Az önce sorduğunuzun üzerinden bir dakika geçmiş efendim. Hayır, iki oldu." diye cevap vermişti.

Tekrardan oflayarak kafamı onun oturduğu sürücü koltuğuna yasladım. Yavaşça dışarısını izlerken, "Nasıl yaklaşmam gerekiyor sence?" diye sordum.

En azından bana yardım edebilirdi. Sonuçta kendisi evli bir adamdı. Karısıyla da bir birilerini çok seviyorlardı. O yüzden benden daha tercübeli birisiydi o.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Balın hanım, neden direkt gidip tanışmıyorsunuz?" diye sormuştu.

Oflayarak, "Tabii ki öylece gidip, 'Merhaba ben seni davette gördüm, bu yüzden de tanışmaya geldim' diyemem. Bu çok sapık gibi duruyor." demiştim.

Düşünür bir hal aldı. Birkaç saniye düşündükten sonra, "Evet, doğru biraz garip duruyor." diyerek bana hak vermişti.

Tekrar ofladım. Burada bekliyoruz ama bir çıkış yolu bulamazsam muhtemelen bugün yanına gidemem. Onun için fazla şüphe çekmeyecek bir tanışma şekli bulmam gerekiyordu. Ayrıca çıkarken arkadaşları yanında olacakmış. Onlar uzaklaşana kadar da beklemeye devam etmemiz gerekiyordu.

Sessizlik içinde oturuyorken Ahmet ağabey, "Neden onun omzuna çarpmıyorsunuz? Böylece ondan özür dilerken tanışabilirsiniz." demişti.

Suratımı asarken, "Ama bu çok klişe!" diye sitem ettim.

Benim sitemime gülüp, "Fakat her zaman işe yaradığı için klişedir. Ben karımla böyle tanıştım. Bilerek ona çarptım, böylece özür dilemek için bir kahve ısmarladım." dedi.

Doğrulurken, "Dizi gibi, fakat hâlâ klişe olduğu gerçeğini değiştirmiyor." dedim tekrardan.

Kafasını sallayarak, "Doğru, klişe ama bu klişe sayesinde bugün sevdiğim kadınla evliyim." demişti.

Kaşlarım yukarı kalkarken, "Sence işe yarar mı?" diye sordum ona doğru eğilerek.

Ahmet ağabey omuz silkip, "Denemeden bilemezsiniz efendim." demişti. Bir süre sonra da, "Ayrıca, şu anda başka bir fikrimiz yok. Ya bunu yaparsınız, ya da bugün onunla tanışamazsınız." diye eklemişti.

My first love | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin