Bölüm 36 | Sarılabiliriz, sırık
Günümüz-20 sene sonra
Asrın'dan
Hep birlikte hazırlanıp, misafirlerini gelmesini beklerken Nasrın salonda, ben ve Balım da mutfaktaydık. Kapı pervazından onu izlerken Balım da yanımda duruyordu. Kollarımı göğsümde birleştirip, "Söyleyebilir miyiz? Yani, o hâlâ çok küçük değil mi?" diye sordum.
O da benim gibi Nasrın'a bakarken, "Yani psikologlar 5 yaşından sonra söylenmesine izin veriyor. Ayrıca ne kadar bekleyeceğiz ki?" diye karşılık verdi.
Bakışlarımı ona çevirirken, "En azından beni biraz daha sevene kadar. Ayrıca, gerçekten şimdiye kadar hiç diğer ebeveyni hakkında hiçbir şey sormadı mı?" diye sordum.
Balım kafasını iki yana sallarken, "Hiç sormadı, benim de anlatma fikrim yoktu zaten. Yani, benim de işime geliyordu bu durum." dedi.
Derin bir nefes alırken, "Emin miyiz? Şimdi konuşabilecek miyiz?" diye sordum biraz gergin bir şekilde.
Balım bana yaklaşıp, arkadan bana yaslanırken, "Sana kalsa hiç söylemeyelim. Gergin olma, birlikte konuşacağız bunu." dedi.
Kafamı sallayarak ona çevrildim. Kollarını bana dolayıp, kafasını omzuma yasladığında gözlerimi kapattım ben de. Birkaç saat sonra Esil ve Leyla gelecekti. Onlar gelene kadar Balım bu konuşmayı yapmakta inat ediyordu. Ona göre ben sürekli bu konuşmadan kaçıyormuşum.
Tamam, belki birazcık. Ama bu o kadar da kolay değil. Kim bir çocuğa 'ben senin annenim' demeyi kolay bilirdi ki? Çünkü değil.
Geri çekildiğinde gözlerini gözlerime çevirip, elini yanağıma yasladı. Bakışlarını benden çekmeden, "Hadi, gidelim." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup, ellerimizi birbirine kenetledi.
Derin bir nefes alarak kafamı salladım ona. Tamam, bunu yapabiliriz, kesinlikle bunu yapabiliriz. Birlikte salona geçtiğimizde Nasrın'ın bakışları anında bize çevrilmişti. Gözleri önce yüzümüzde, ardından birleşik olan ellerimizde gezindi. Fakat bu sefer bir şey demeden sadece kafasını çevirmişti.
Ben onların karşısına otururken Balım onun yanına oturdu ve Nasrın'ı kucağına alarak, "Tatlım, seninle konuşmak istediğimiz bir şey var." dedi.
Nasrın bakışlarını annesine çevirirken, "Ne konuşmak istiyorsunuz?" diye sordu.
Balım onun saçlarını okşayıp, "Çok önemli bir konu." dedi.
Bunu duyan Nasrın'ın bakışları anında bana çevrilmişti. Ne düşündüğünü anlamıyordum, fakat muhtemelen önemli bir konu konuşulacakken benim neden hâlâ burada olduğumu düşünüyordu. Üzgünüm küçük olan, ben bu konunun diğer bir parçasıyım.
Balım bir süre bana baktıktan sonra derin bir nefes alıp, "Tatlım, bu sana bir an imkansız gelecek ama söylememiz gereken konuyu iyi dinle." diyerek konuşmaya başladı.
Fakat artık o da heyecanlanmıştı. Benim gibi cümleleri seçmekte zorlanıyordu. Ona yardım etmek için biraz doğruldum ve Nasrın'a bakarak, "Aslında ben senin annenim." dedim.
Bunu direkt bu kadar açık bir şekilde söylemem Balım'ı şok etmişti. Gözleri genişlerken, "Asrın." demişti sinirli bir şekilde.