Bölüm 16 | Gereksiz kesilen bir ceza.
Geçmiş-10 sene önce🍃
Yatağımda yatıp, ağlamaya devam ederken kapı açılmıştı. Kapıyı açan her kimdiyse içeri adım atmamış, kapı önünde durarak, "Balın hanım, artık yataktan çıkmayacak mısınız?" diye sordu.
Sedef ablaydı soran. Hâlâ Asrın'ın kokusu olan yastığa daha sıkı sarılarak, "Hayır, kalkmayacağım. Beni rahatsız etmeyin." dedim.
Sedef ablanın sıkkın bir nefes verdiğini duymuştum. Hâlâ hareket etmeden, "Balın hanım, lütfen artık odanızdan çıkın ve biraz yemek yiyin. Sağlığınız için çok endişeleniyorum." dedi.
Onu görmezden gelerek kafamı yastığa gömdüm. Nasıl yapabilirdim ki bunu? Odamdan çıktığım anda gitmek istediğim tek yer onun yanı, olmak istediğim, uyumak istediğim tek yer onun kollarıydı.
Fakat o aramalarıma cevap vermiyor, evine gidiyorum kapıyı bile açmıyordu. Gediz de benimle olan iletişimini kesmişti. Itır aracılığıyla haber alırım diye düşünsem de, Asrın onunla da irtibatı kesmişti. Yani ona ulaşabileceğimiz bir yer bırakmamıştı.
Benden cevap alamayan Sedef abla sonunda gitmişti. Kimseyi görmek istemiyordum. Sadece onu görmek istiyordum. Beni affedene kadar ona yalvarmak istiyordum gerekirse. Onsuz yaşayamıyordum ki. 18 yaşıma kadar onsuz nasıl geldim bilmiyorum bile. O hayatıma girdikten sonra tüm odağım, tüm dikkat merkezim o olmuştu.
Şimdi onsuz kalmak, bir uçurumdan düşmek gibi hissettiriyordu. Korku ve gerginlik tüm vücudumu sarmıştı. Birkaç gün önce yurt dışına gideceği haberini almıştım. Bunu bana kendisi bile söylememişti. Babamdan duymuştum.
Gidecek ve bir daha geri dönmeyecekmiş. Büyük bir hata yaptığımı, her şeyi batırdığımı biliyorum ama böylece gitmek? Hayalini kurduğumuz her şeyi kolayca geride bırakmak?
Bu kadar mı kolaydı onun için tüm bunlardan vazgeçmek?
Elimin altındaki yastığı sıkarken göz yaşlarım yanaklarımdan akmaya devam ediyordu. Lütfen gitme, sen de gidersen hiçbir şeyim kalmaz. Her şeyden önce, yüzünü görmeden, sesini duymadan nasıl bir gün daha yaşayabilirim?
Sen olmadan nasıl bir 12 haziran geçirebilirim? Gitme buradan, gitme benden diye bağırsam yalvararak, kalır mısın? Sensiz yaşayamam desem, bakar mısın tekrar yüzüme. Gitme benden.
Madem sensin o. Madem sevmeksin, gülmeksin, yaşamaksın. Madem yüzün yüzümde, sesin sesimde kalbin kalbimde. Madem o kadar ihtimal varken, o kadar insan varken rastladık birbirimize. Gitme benden, uzaklaşma, kal. Sen kal ki, ben de yaşamaya devam edebileyim.
Titrek bir nefes alırken kapı açılmıştı tekrardan. Fakat bu sefer gelen kişi Sedef abla değil gbiiydi. Sert bir oflama sesi geldikten sonra, "Hâlâ mı bu yatakta yatıyorsun?" demişti Bayin.
Ona bakmadan sadece omuz silktim. Ne yapabilirdim ki? Ne yapsam faydasız. O beni görmek istemiyorsa, ona ulaşmamı istemiyorsa ona ulaşamazdım.
Bayin adımlayarak yanıma gelip, yorganı üzerimden çekmeye çalışarak, "Kalk artık kızım şu yataktan. O hayatına devam ediyor sen burada sabaha kadar zırlıyorsun." dedi.
Yastığa daha çok sarılırken ona bakmadan, "Yalan söyleme. İkimiz de onun evden çıkmadığını biliyoruz." diye karşılık verdim.