"Bu gerçekten delilik!" dedi Korel, Menfez Bey rahatlamış bir şekilde başhekim odasından çıkıp kapıyı ardından kapatır kapatmaz. Ayaktaydım ve tam olarak hastane müdürünün arkasından toz olup, Doktor Bey'in itham edici yargılarını işitmekten yırtacağımı sanıyordum ki beni yakalamıştı. Omzumun üzerinden masasının arkasında ayakta duran Korel'e baktım.Koyu kumral saçları özenle şekillendirilmişti ve ayakta durduğu için henüz gözüme çarpan takımın parçalarını güzel taşıyordu. Lacivert kumaş pantolon ve beyaz gömlek... Gözüm gömleğin üzerinde bir kravat aramıştı ki hemen arkasındaki ceketini astığı askılığın kenarında sallanan yine mavinin koyu tonlarındaki düğümü üzerindeki kravatı gördüğümde dudaklarım gerildi ama gülümsedim. Aksi halde o soğuk alevler saçan gözler üzerimdeyken, amirime karşı saygısızlık etmek günün en büyük gafı olurdu.
"Yapamayacağımı düşünsem, kabul etmezdim." Dedim elim önlüğüm ceplerinde ona doğru dönerken.
"Sıradan bir apandisit ameliyatında bile milyonlarca komplikasyon ihtimali yatarken bu vaka çok riskli." Dedi Korel sanki karşısında anlama güçlüğü çeken biri varmışçasına kelimelerin üzerine bastırırken işaret parmağını da her bir kelimesiyle masasına vuruyordu.
"Yine de her milyonda bir olan iyi bir ihtimale bağlı kalmanın sizin felsefeniz olduğuna inanıyordum." Dediğimde sözlerimle birlikte derin bir nefesi hızla çekip yavaşça verdi. Mavi gözlerinin soğuk alevleri bir nebze sönse de ifadesi hala gergindi ve o yakışıklı yüzüne fazla bir ciddiyet katıyordu.
Ellerini cebine sokup beni uzun uzun incelerken gözleri kısıldı, kafasını hafifçe yanına eğdiğinde dudakları derin düşüncelerini ele verircesine büzüldü.
"Ekstra bir maaş ya da zam isteyebilirdiniz..."
Alt dudağımı kıvırarak sanki sözleriyle aklım başıma gelmiş gibi parmak uçlarımda yükselip indim ve kafamı salladım.
"Bir dahakine öyle yapacağım, bunu düşünemedim." Dedim ve arkamı dönüp çıkışı hedeflemiştim ki beni yeniden durdurdu.
"İyi bir hekimi kaybetmek istemem." Ona yeniden omuzlarımın üzerinden sorgulayıcı bakışlarla bakıp "Sanırım bu bir iltifat?" diye sordum.
Dudaklarını birbirine bastırırken gözleri yeniden kısıldı. Gülümsemek ile hala üzerinden atamadığı gerilimi arasında sıkışıp kalmış gibiydi. Başını usulca sallayıp "Sanırım." Dediğinde bende başımı salladım.
"Ve o zaman sanırım teşekkür etmeliyim?"
Bu sefer gerçekten gülümsedi.
"Sanırım." Sesinde ilk kez duyduğum ince bir yumuşaklık vardı.
"Teşekkürler o zaman." Dedim otomatik bir şekilde ve hastalarıma vizite atmak için yatan hasta katına çıkmak üzere oradan ayrıldığımda, tuhaf biçimde rahatlamıştım. Hakkımdaki düşünceleri umursamayı bırakalı yıllar olsa da uzun süre sonra ilk kez bir üstüm tarafından onaylanmak iyi hissettirmişti. Belki de bir üstüm tarafından değil de hekimliğine ve insanlığına saygı duyduğum birinin onayıydı iyi gelen bilemiyordum ama Korel on üç yıl önceki Delâl'in olmak istediği o insandı bir gecede ona ait olan tüm iyi duyguları kaybetmiş kızın değil de, henüz umudu taptaze olan genç bir ruhun arzu duyduğu kişilikti. Yine de öyle ya da böyle bugün hayatın sert realist tarafında dururken niyetim ne robin hood olmaktı ne de robin hoodu bulmaktı. Ne bir kahramandım ne de bir kahraman arıyordum. Kendi doğrularımı kendi yöntemlerimle yaşarken, tek dileğim kendi ruhumu sıkıştığı yerden çıkarıp azad etmekti.
***
Yatan hastalarımı gezip, güncellenen tedavilerini kat hemşirelerine bildirdikten sonra günün son ameliyatı için yeniden ameliyathaneye döndüm. Bacağım aldığım ağrı kesicinin damarlarıma nihayet karışmış olmasından dolayı artık ilk anki gibi ağrımıyor olsa da kemiğimi saran kasların hala kaskatıydı. Günün final ameliyatı, o her ay seçilen durumu olmayan, masrafların hastane tarafından karşılandığı hastalarımdan biriydi. Karşımdaki insanlarda şahsıma ait bir minnet borcu oluşsun istemediğim için bu hastalarla ameliyat öncesi yaptığım görüşmeleri hep normalden daha mesafeli ve kısa tutuyordum. Belki yine bu beni dışarıdan soğuk, duygusuz ve kötü mizaçlı biri gibi gösteriyor olabilirdi ama neticede öyle ya da böyle amacıma ulaşmış oluyordum. Yaratıcının cennetinde bir köşe ya da toplum içinde aradığım bir popülarite yoktu. Kollarımı ameliyathanenin sterilizasyon musluklarında yıkarken dirseğimden parmak uçlarıma doğru akan suyla düşüncelerin de zihnimden akıp gitmesine izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STERİL DUYGULAR (tamamlandı)
Romance(!!!Bu kitap +18 içerikleri olan bir kitaptır.) Delâl ilk aşkının hayatının en büyük hatası olduğunu anladığında henüz on sekizine yeni basmıştır. Anne babasının dahi ona el vermediği bu hayatta tuttuğu elin onu ölümün kıyısına götürmesiyle, kırılga...