Gün üzerimize ağır ağır doğarken, ateş yavaş yavaş kora döndü. Güneş en tepeye yükselene kadar Özgür'ü izlerken geçmiş karmaşık gölgelerden ibaretti. Derin uykusuna rağmen bedenimi saran kolları bir an gevşememişti, bilincinin derinliklerinde dahi duyduğu kaybetme korkusunu tenimin üzerinde hissediyordum. On üç sene boyunca tüm varlığımla ondan nefret eden ben değilmişim gibi üzerinde yatarken kalbim o kavurucu duygulardan çok uzaktı. Yaşanılanların ağırlığı kemiklerime kadar işlemişti oysa. Metallerle tutturulan uzuvlarım sanki o harabiyete sebebiyet veren şu an yüzü gözlerimin önünde olan adam değilmişçesine rahattı. Oysa sabahın erken saatlerinde ince bir sızı ile hatırlatırdı geçmişi kaslarımı saran sinirler. Şimdi ise uyuşmuş gibilerdi. İliklerime kadar sarhoş olmadığıma göre, içinde olduğum durumu bütünüyle kabul etmekten başka bir seçeneğim yok görünüyordu.
"Zehri getirenle, şifayı getiren aynı eldir. Kader bunu insandan önce kabullenir, kurban kaçsa da kader yönünü onu zehirleyen ele çevirir. Günün sonunda bir bakmışsınız, düşmanım dediğinin kişiyle aynı sofradasınız."
Nerede okuduğumu hatırlamıyordum ama o kelimeler harf harf kazınmıştı zihnime. Sessizce teslim olmak başka, geçmişin hayaletini sessize almak başkaydı. Ona karşı inkâr edemeyeceğim kadar çok duyguyu bir arada hissetsem de günün sonunda kendimle baş başa kaldığımda gün boyu bastırılan o gürültü çağlayarak yığılacaktı üzerime. Öfkenin tanımı daha farklı şekilde şekilleniyordu artık benim için, artık ne kaybettiğimi çok daha net görüyordum. Öfkem içimde susturduğum o hüznü kamçılıyordu, hepsi birbirini tetiklerken aslında gerçek bir sessizliği ilahi bir şekilde Tanrı'dan dilemiyor da değildim. Hafızamı silmek, kötü duyguları yok etmek ve tam da şu andan devam etmek istiyordum hayatıma.
On üç sene boyunca değil, hayatımın en başından bu yana bulamadığım huzur onun kollarının arasındaydı. Kalbim kimse için böyle delicesine çarpmamış ve mantığım yine hiç kimseyi böyle sert reddetmemişti. Ve yine hayatımın geri kalanı boyunca, kimsenin bana bu kadar tezat duyguları bir arada yaşatabileceğini de sanmıyordum.
Dün geceki sözleri zihnimde yankılandı.
"Nefes aldığım sürece benimle hesaplaşman bitmeyecek, kurtuluşunun olmadığı bana döndün sevgilim."
Sesi sanki uyumuyormuş gibi canlı bir tonda çınlıyordu kulaklarımda. Yüzüne eğilip dudaklarının kenarına yumuşak bir öpücük kondururken gözlerimi kapayıp sıcak nefesini, kokusuyla birlikte içime çektim.
Kalbim öyle yakıcı bir sızıyla göğsümü ezdi ki gözlerimin nemlenmesine mâni olamayarak sertçe yutkundum. Boğazımdaki yumru nefes alışımı güçleştirince gözlerimi sıkıca yumup yüzümü göğsüne gömdüm. Sırtımdaki kolu kasıldı ve beni kendine bastırdı. O an ağlamamak için tüm irademi kullanmak zorunda kaldım.
Artık ne kadar güzel olduğunu biliyordum.
Artık eğer o gece yaşanmasaydı hayatımızın neye benzeyeceğini biliyordum.
Ve bu acı vericiydi.
Gökyüzü kalbimin sessiz isyanını duymuşçasına gürledi ve yaz yağmuru birden bire sert dokunuşlarla yer yüzüne inmeye başladığında, tamamen Özgür'ün kollarının arasında sinip minicik oldum. Üzerimizdeki yumuşak battaniye bedenlerimizi örterken bir bütündük. Hislerim beni güçsüz düşürüyordu, sanki maraton koşmuşçasına yorgundum. Kalbim titriyor ve kendi göğsümün duvarlarına çarparak hırpalanıyordu. Girift olmuş içsel gürültü yorgunluğumu yenemediğinde kulaklarım sadece onun kalp atışı ile yağmurun sesini işitiyordu. Avcumu göğsüne serdim. Sıcaklığı içime işlerken kokusunu titrek bir nefesle içime çektim yeniden. O kokunun sızlayan hücrelerimi teskin etmemesi gerekirdi ama ediyordu. İhtiyatlı olma fikri artık uzaklarda kalmıştı. Kanımda akan hücreleri yerini belli ediyor, bacaklarımın arasındaki tatlı uyuşukluk muhteşem uyumumuzun altını çiziyordu. Özgür derin bir nefes aldığında göğsü inip kalktı ve uykusunun arasında adımı sayıkladığında, sesi içimde yankılanarak zihnimin etrafındaki sisli bulutu dağıttı. Alnıma içime işleyen sıcak bir öpücük kondurduğunda yağmurun sesi ilerideki nehrin sesiyle karışmaya başlamıştı. Sükunete bürünen doğa ruhuma sakinlik veriyordu ve çok geçmeden kasılan kaslarım hızla gevşedi ve uykunun şefkatli, yumuşak kollarına teslim oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STERİL DUYGULAR (tamamlandı)
Romance(!!!Bu kitap +18 içerikleri olan bir kitaptır.) Delâl ilk aşkının hayatının en büyük hatası olduğunu anladığında henüz on sekizine yeni basmıştır. Anne babasının dahi ona el vermediği bu hayatta tuttuğu elin onu ölümün kıyısına götürmesiyle, kırılga...