MÜHÜRLÜ ANILAR

27.3K 1.8K 115
                                    







Can Bonomo- Bulunmam Gerek

ÖZGÜR

"Sen kötü bir insansın." Delâl'in sesi kulaklarımda yankılanmaya devam ederken direksiyondaki parmaklarımın boğumları beyazlaştı. Direksiyonun deri kılıfı avuçlarım terlediği için kayganlaşmıştı ve aracın yüksek derecede çalışan kliması da buna yardımcı olmuyordu. Kolumdaki kasların kütlesel bir büyümeyle tenimi gerdiğini hissediyordum. Çok uzun süre sonra ilk kez bir anın içinde sıkışıp kalmıştım. İlki ona, o iğrenç zalimliği yaptığım geceydi ve en sonuncusu da o zalimliğin altını çizen bir az önceki sözleri sarf ettiği andı.

Öyle soğuk bir metanet vardı ki yüzünde, kanım kalbimin içinde donmuştu. O kadar emindi ki kötülüğün vücut bulmuş hali olduğumdan, bu affedilmeye dair içimde yeşeren her umut filizini kökünden söküp atıyordu. Haklıydı ve affedilmeyeceğimi bilsem de bunu denememenin üzerime yapışan kötü sıfatının altını çizeceğini de biliyordum.

Ardımda birbiri arkasına yükselen korna sözleriyle irkilerek gaza bastım. Onunla karşılaşmış olmanın gerçekliğini sindiremeden, artık soğumuş öfkesiyle yüzleşmiştim. Her an başka bir şekilde afallamama sebep oluyordu. Bakışları, sesi, yine sesinin tınısına ve bakışlarına sinen o nefret... Profesyonelce örtüyordu ama duygularını ve öyle güzeldi ki... Bulunduğu ortamı dolduran ve tüm dikkatleri üzerine çeken insanlardan biri oluvermişti artık ve onu ilk tanıdığım zamanlardaki gibi boynunu önüne eğerek yüzünü yerin paralelinde de tutmuyordu. O zarif boynu ve zarif omuzlarının duruşu dik, çenesi havadaydı. Geçirdiği estetik ameliyatların canını yakıp yakmadığını merak ettiğimde dudaklarım kederle düz bir çizgi haline dönerken burnumdan alaycıl bir gülüşün havası döküldü.

Onun canını öyle yakmıştım ki, sanırım vücuduna aldığı hiçbir bıçak darbesini fazla umursamamıştı. Çünkü o öyle biriydi, acıların üstüne koyabilirdi. Onlarla kimsenin çıkamayacağı kadar iyi başa çıkabilir bunu yaparken de şikâyet etmezdi. O zamanlar asla fark etmediğimi ya da dikkate almadığımı düşündüğüm şeylerin çok sonraları farkına varmıştım ve bu bende asla yerini dolduramadığım bir boşluğun kalbimde büyüyüp gitmesine neden olmuştu. Tam da bu sebepten ne ilişkilerimde ne de edindiğim başarılarda mutluluğu tadamıyordum. O gece ben sadece Delâl'e değil, kendime de çok büyük bir kötülük yapmıştım ve cezalandırılmaya öyle gönüllüydüm ki, eline bir neşter alıp göğsümü yarsa ona karşı çıkmazdım.

Yaptığım şeyin telafisi yoktu.

Yaptığımız şeyin şeytanın işinden bir farkı yoktu...

Ne o geceden sonra bir daha görüşmediğim arkadaşlarımın ne de benim, varsa iyilerin gittiği bir cennetin herhangi bir köşesinde yerimiz yoktu. Onlar hayatlarına nerede nasıl devam ediyorlar bilmiyordum ama ben yaşam şartlarım v.i.p olmasına rağmen ne tepemdeki güneşten ne de boğazda ışıldayan denizin maviliğini seyretmekten haz alamıyordum. Terapinin ya da psikoterapik ilaçların çözemediği o içsel buhranımın başladığı o geceye dönebilmem mümkün değildi tam da bu yüzden ona ihtiyacım vardı.

Delâl'e.

Ona baktığımda kalbimi titretmemesi gereken o kadına ihtiyacım vardı.

Ama titriyordu işte; ona baktığımda kalbim dahil tüm bedenim titriyordu ve korkarım ki bunun sebebi yalnızca vicdani bir ıstırap değildi.

***

Kayboldum bulunmam gerek

Esir oldum kurtulmam gerek

Şarkının sözlerine karışan sert korna sesleriyle gaza yüklendim. Belleğimin esareti, Delâl'i gördüğüm anda keskinleşmişti, düşüncelerimi algılarımla birlikte alıkoyuyordu. Ben hep zinde olan, sağlıklı beslenmeye özen gösteren ve spor rutinini, sağlık kontrollerini aksatmayan bir adamdım. Şimdiyse titriyordum, kalbim göğsümün içinde sıkışıyor nefesim daralıyor, günlük hayat akışım baltalanıyordu ve tüm bunlar başlayalı henüz 24 saat olmamıştı.

STERİL DUYGULAR (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin