ÖZGÜRKorel dün gece Poyraz'ın mekanına gelip onun iyi olduğunu söyleyip olan biteni anlatıp gittiğinden beri hala aynı taburede oturuyordum. İki gecedir uyumamıştım, eskiden yardımı dokunan alkol ruh halimi daha da berbat bir duruma getirmişti. Kafein ve enerji içeceğiyle ayakta kalmış olsam da her an devrilecek bir matruşka gibi sallanıyordum. Poyraz'a aldırdığım hattı sergi gecesi aldığım yeni telefona takmadan hemen önce yıllardır değişmeyen numaramın olduğu telefondan ona bir baş sağlığı mesajı gönderdim ve tabi ki mesaj iletilemedi. Tribini benim daha iyi olduğum günlere saklayan arkadaşım kirli sakalının ucunda sivrileştiği çenesiyle elimdeki diğer telefonu gösterirken o da geceyi benimle ayakta geçirdiği için yorgun görünüyordu.
"Onu da engelleyecek biliyorsun değil mi?"
Saçlarımın dağılarak büsbütün karıştığı kafamı salladım.
"Biliyorum." Tarazlı sesime karşın Poyraz eğilip elini omzuma koyarken gözlerini de yüzüme dikti.
"Adamım berbat görünüyorsun."
Başımla önümdeki tezgâhta duran boş kahve fincanını gösterdim. "O zaman bir türk kahvesi daha yaptır."
"Üç filtre, beş espresso, yedi de türk kahvesi içtin. Siktir et kafeini cin açalım."
Karşı çıktım. "Alkol daha beter hissettiriyor."
"Sen harbi boku fena yemişsin." Diye kendi kendine homurdansa da onu duysam da cevap vermedim. Delâl'e muhtemelen birazdan engelleyeceği yeni numaradan mesaj yazmakla meşguldüm. Arasam direk kapatırdı, yazdıklarımı okuduktan sonra engellerse en azından bir iki cümle de olsa kendimi ifade etmiş olurdum.
"Başın sağ olsun. İhtiyacın olursa engellediğim numaram hala açık. Yanında olup sana destek olmak isterdim ama senin bunu istemediğini biliyorum. Korel ile olan bağımıza gelirsek söylemedim çünkü bunu kabullenmeye asla niyetim yoktu. Babama karşı çıkmak hep başıma iş açtı, bu sefer tersini deneyeyim dedim ve bil ki onu dövdüğüm için pişman değilim. Hayatta olmasını yine hala kabullenmekte zorlanıyor olduğum kan bağımıza borçlu."
Yazdıklarımın mavi tik olmasını izlerken dudaklarımı yiyor, bacağımı gergince sallıyordum. Kendimi tutamayıp bir mesaj daha yazmaya başlarken mesajımın altında iki mavi çentik belirdi.
"Ve seni seviyorum."
"Sana aşığım."
"Her şey için özür dilerim."
"Ama senden vazgeçmeyeceğim."
"Bekliyorum."
Poyraz telefonu elimden sertçe çekinde boşluğa düşerek sendeledim.
"Ne yapıyorsun sen?" Elinden alamayım diye kalkıp hızlı adımlarla tezgâhın diğer tarafına dolaşırken sertçe söylenmeye başladı.
"Sapık gibi ne yazıp duruyorsun, yazdın bitti işte, oğlum ergenken böyle saçmalamıyordun, kendine gel!"
"Ver şunu." Diye uzattım elimi. Başını iki yana sallarken telefonu alıp ekrana baktı ve kaşları anında çatıldı. Ekranı bana çevirdi.
"Bak engelledi."
Poyraz'a boş gözlerle bakarken "Daha yazacaklarım vardı." Diye çıkıştım.
"Bırak gitsin." Dedi Poyraz bana doğru eğilerek. Korel'in Delâl'in istifasından bahsettiğinden beri kalbimi kavuran uyuşmuş korku yeniden dürttü.
"Gidemez." Diye hırıldadım. Sesim boğaz enfeksiyonu geçirdiğim dönemlerimdeki gibi boğuk ve kırçıllıydı. Hasta değildim ama hem boğazımda hem de göğsümün üzerinde kötü bir ağrı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STERİL DUYGULAR (tamamlandı)
Romance(!!!Bu kitap +18 içerikleri olan bir kitaptır.) Delâl ilk aşkının hayatının en büyük hatası olduğunu anladığında henüz on sekizine yeni basmıştır. Anne babasının dahi ona el vermediği bu hayatta tuttuğu elin onu ölümün kıyısına götürmesiyle, kırılga...