1 AY SONRADELÂL
"Nasılsın çiçeğim?" Cemil Hoca'nın sorusuyla bakışlarımı ellerimin arasındaki fincandaki kahvenin parlak köpüklerinden ona kaldırdım. Yuvarlak gözlüklerinin ardında o görmeye alışık olduğum kıvılcım saçan gözleri dikkatle üzerimdeydi.
Dudağımın bir kenarı kıvrıldı. "İyiyim." Dedim. Omuzlarımı silktim ve ona doğru eğilip sesimi alçalttım, içeridekilerin duymasını istemiyordum.
"Rahatlamış hissediyorum."
Tıpkı benim gibi onun da dudağının bir kenarı kıvrılırken ada tezgâhın üzerinden bana doğru eğildi.
"Anlatsana." Dedi gözleri etrafı tararken "Nasıl oldu?"
"Ameliyatını yaptığım hastanın babası, Abdullah Yener kartvizitini vermişti. Olur da bir müşkülün olursa diye-"
Cemil hocanın yüzü hikâyenin onu heyecanlandırdığını belli edercesine aydınlandı.
"Ee?" diye fısıldadı sabırsızlanarak.
"Çantamda bulana kadar adamı unutmuştum ama tam da polisin Ercüment Koyuncu'nun izini kaybettiklerini söyledikleri gün sihirli bir şekilde parmaklarımın arasında beliriverdi."
Cemil Hoca sırıttı. "Bak sen Allah'ın işine."
"Aradım ve durumu anlattım. Nişanlıma ve bana silahlı saldırı düzenlediler, polis adamın izini bulamıyor dedim. O da ben hallederim hocam dedi ama ne sen bana bu ismi verdin ne de beni aradın dedi tabi ki hemen tamam dedim ve buyrunuz..." elimde Özgür'ün dev ekran televizyondaki haberleri işaret ettim.
Tüm haber bültenlerinde şu metin vardı bu akşam üstü.
Ercüment Koyuncu, şirketinin iflası ve adına çıkartılan yakalama kararının ardından Akdeniz açıklarındaki teknesinde ölü bulundu. Uzmanların ilk incelemeleri, ölümün intihar olduğu yönünde, incelemeler sürüyor.
"Ölmüş mü piç kurusu." Poyraz'ın elinde torbalarla girişte belirdiğinde Cemil Hoca ile birbirimize bakıp dudaklarımızı birbirine bastırırken, babaannem Özgür'ün dedesi Ömer Bey ile koridorun sonundaki odadan aynı anda çıktı.
"Olmaz, olmaz..." diyordu babaannem.
"Gelin kıza yeni yatak odası alınır."
Ömer Dede omzunu silkti.
"Yahu alalım, almayalım demiyoruz ki ama çocuklar istemiyor."
"Bana bak hele." Diye babaannem bir anda Ömer Dede'ye dönüp elini beline koydu.
"Pinti misin yoksa sen?" adamın ağzı bir karış açık kalsa da babaannem fırsat vermeden devam etti.
"Hele derlerdi canım bu zenginler böyle böyle zengin oluyor, sen almazsan ben alırım-"
Diye Ömer Dedeyi arkasında bırakıp yürümeye başladı.
"Ya Delâl istesin yalıyı üzerine yapayım Nihan Hanım aşk olsun."
Babaannem Ömer Dede'nin taklidini yaparken elini tabi tabi dercesine havada sallıyordu.
Ömer Dede babaannemin arkasından ona yetişmeye çalışırken Poyraz elindeki torbaları ada tezgahına bırakıp babaannemin yerleştiği koltukta hemen yanına oturup kolunu arkasına attı.
"Nihan Sultan ne derse o Ömer Amca. Ben ondan yanayım."
Ömer Dede ada tezgâhta, yanımızda duran boş bar sandalyelerinden birine yerleşirken gözlerini devirdi. Cemil Hoca'ya dönüp "Bu kadın benim psikolojimi bozacak." Diye fısıldasa da babaannemin sesi tüm evi inletecek kadar gür yankılandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STERİL DUYGULAR (tamamlandı)
Romance(!!!Bu kitap +18 içerikleri olan bir kitaptır.) Delâl ilk aşkının hayatının en büyük hatası olduğunu anladığında henüz on sekizine yeni basmıştır. Anne babasının dahi ona el vermediği bu hayatta tuttuğu elin onu ölümün kıyısına götürmesiyle, kırılga...