***

17.3K 1.2K 31
                                    




DELÂL

            Mutfakta geçirdiğim zaman içinde gözlerimin ardında dönüp duran silüet Özgür'e aitti. Havucu doğrarken, salatalıkları dilimlerken, çayı demlerken, fırına hazırladığım yemeği sürerken onun benim için yemek hazırlayışını aklımdan atamıyordum. Sadece üç günde mi ona teslim olmuştum ya da baş kaldırımın başından beri çaresiz bir direniş miydi emin değildim. Yine de yaşanan her şeye rağmen o gece o salonun içinde zihnimin varlığından haberdar olmadığım karanlık köşesi aydınlanırken kalbimi zalimce kuşatan halatlar da kopmuştu.

Nedensiz ve tuhaf biçimde özgür hissediyordum. İçimdeki sızı aşka dair olsa da tüy misali hafiflemişti ruhum. Sadece eksilmiştim ama bu da kendi seçimimdi. Yıllardır onsuzdum aslında benim için radikal bir değişim olmayacaktı, lakin kalbimin bu seferki kırıklığı taze olduğundan mu bilinmez öncekinden daha keskindi.

Tam da bu yüzden omuzlarımın üzerindeki hafifliğe odaklandım. Sırtıma astığım zırhları indirmenin vaktiydi. Ben. Bu hayatta herkesin ettiğini bulacağına inanan insanlardan değildim bana göre adalet bazen kendin sağlamak zorunda olduğun bir misillemeden ibaretti. Buraya gelme sebebim bu olsa da gelişen her şey bana şunu gösteriyordu, geçmişin haksızlığı zaten bedelini ben on üç sene boyunca kendime bir yön çizmeye çalışırken ağır ağır almıştı ve kader beni buraya bu düşünceler doğrultusunda getirse de aslında bana izlettirmek istiyordu.

Bazı savaşları bizzat sizin vermenize gerek yoktu ve bazı insanlar kendi kendilerini yok edebilecek kadar kötülüğe sahiptiler.

            Aleyna'nın çaresizliği on üç sene önceki Delâl'in çaresizliğinden daha acınasıydı. Kötülüğü onu hiç terk etmemişti ve sürekli kaybetmişti. Ailesinin suyunu çekmiş servetinin yerine zengin bir adam koymaya çalıştığını onu Wair'in önünde gördüğüm ilk gün sosyal medyanın pek de öne çıkmayan haber sitelerinde küçük bir gezinti yaparak öğrenmiştim.

Evliliği beklediği gibi gitmemiş ve üstelik boşanma atağı karşı taraftan gelmişti. Bir kariyeri yoktu, elbette olması da gerekmiyordu ama artık arkadaşları da yoktu. Lise yıllarında gıpta ettiğim güzelliği ya da onu sürekli şımartan bir ailesinin olması değildi. Etrafında hep onu gerçekten seviyormuş gibi görünen arkadaşlarının olmasıydı. Poyraz'a o zaman ne kadar kötü davrandığını, çocuğun ona olan platonik duygularından dolayı onu kuklası gibi oynattığını da iyi hatırlıyordum. Kaderin mizahı da burada devreye giriyordu. İşe bakın ki seneler sonra en kötü zamanında yanında olan da sadece Poyraz'dı.

Tüm bu denklemde kurban seçilenin hep ben olduğunu düşünmüştüm ama asıl kurban onlardı. Savaştığım şeye dönüşürsün diye bir gerçek vardı ve bugün dönüştüğüm kişiyle gurur duyuyordum.

O kişiyle babaannem gurur duyuyordu.

Celal hoca gurur duyuyordu ve boğazımda ağrılı bir düğüme neden olsa da Özgür'de gurur duyuyordu.

Şu an soğuk morgun herhangi bir çekmecesinde yatan babam bile...

Ve babaannemin anlattıklarına göre;

Artık hiçbir şekilde iletişim kurmadığım annem dahil

Varlıklarını kuvvetli biçimde reddettiğim biyolojik kardeşlerimin bile Muş'ta gerçekleştirdiğim o operasyonun ardından benim adıma göğüslerini kabarttıklarını biliyordum. Bu benim için bir zafer değildi, kaderimin yönünü hayatta kalmayı seçerek değiştirmemdi asıl zaferim.

Tüm bunların içindeki tek bir isim ise kalbimi normal atışının dışına çıkarıyordu, hayatımdan çıkardığımı söylesem de hala yörüngesinde olduğum o adam...

STERİL DUYGULAR (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin