Bölüm 23

189 22 70
                                    

"En zoru eve dönmektir."

*

Feryal:

Oğuz selam, bunu ilk ve muhtemelen son kez yapacağım. Ben senden hoşlanıyorum. Birazdan da seni engelleyeceğim, çünkü bunu yazdığım için çok utanıyorum, üzerine de hemen konuşmak istemiyorum sanırım. Of. Bilmiyorum. Konuşmak istemiyorsan niye yazdın diyeceksin değil mi? Onu da bilmiyorum. Keşke seçim hakkım olsaydı. Şimdiden pişman olmaya başladım. Motoru dikkatli sür, hatta hiç sürme istersen. Kendine iyi bak. 7:21 PM

Ne?

Bir daha okuyorum, sakince. Hemen peşine, bir daha. Siktir!

Bu ne şimdi? Doğru okuduğumdan emin olmak için, bir on kere daha okuyorum herhalde. Emin olamıyorum. Eğer biri şaka yapıyorsa, bunun bedelini çok ağır ödeteceğimden eminim ama. Yaşatmam, yemin ediyorum yaşatmam.

(Ooo hoş geldin ve günaydın paşam! OKD sizlerle, sövmek serbest hihihi!)

Engellemiş gerçekten. Geri de arayamıyorum. Betül yanında mıdır acaba? Saat orada gece yarısı ama en azından yazıyorum kıza. Feryal yanında mı?

Sekiz. Sekiz dakika sabredebiliyorum sadece. Yanıt gelmeyeceğinden emin olunca kafam çalışmaya başlıyor. Basmıyor ki böyle şeylere hiç. Sosyal medya. Tüm sosyal medya hesaplarını deniyorum ama Feryal benim gibi geri zekalı olmadığı için zaten bunu düşünmüş ve beni her yerden engellemiş. Ah be dünya güzeli. Neden? Neden?..

Aklıma gelen fikirle hızla çıkıyorum odadan. Beni neden Gökdeniz'e muhtaç ediyorsun? Kapısını bile çalmayınca huysuzlanıyor bizim dana, ilgilenmiyorum. Hiç sırası değil.

"Abi? What? Kapısız köyden mi geldin?"

Elimi uzatıyorum, "Telefonunu ver."

Sanki namusuna zarar verecekmişim gibi sakınıyor telefonunu. Neden?

"Gök, ver abiciğim!"

Ne onu ikna ediyor bilmiyorum ama uzatmadan açıp veriyor telefonunu. Hemen Feryal'in adını aratıyorum, çıkmıyor. Sinirle bir nefes çekiyorum içime tam soracakken ne yapmış olabileceğini anlıyorum. Fairy. Bir de kalpler koymuş. Sabır.

Çalıyor, çalıyor, çalıyor ve meşgule düşüyor arama. Bir daha arıyorum, bir daha... Gökdeniz de engellenene kadar. Bu kez kontrol etmiyorum. Geri fırlatıyorum telefonu Gökdeniz'e.

"Napıyorsun ya?!" Bomboş efeleniyor hıyar. Ağırlığının binde biri bile olmayan telefona verdiği tepkiyi ipleyemeyecek kadar dolu kafam zaten. Annemi engellemez, ölse engellemez de kraliçe vurur beni. Zaten vuran vurmuş, bir de onu kaldıramam. Başka bir yolunu bulacağız. Hava yolu en iyisi belki de.

"Ne yaptın Fairy'e?"

Ha? Bu nasıl? "Ne diyorsun lan?"

Telefonunu bu kez kendi rızasıyla uzatıyor ve böylece Feryal'den gelen mesajı okuyorum. Bunu da hesap edemedim tabi ben.

Fairy:

Kusura bakma ablacığım, acil bir şey olursa Betül'den ulaşabilirsin bana. Sen ulaşma, olur mu Oğuz? Lütfen. 7:35 PM

Hep bir adım önde. Benim de defansım hep zayıf. En azından ona karşı.

"Alo?! Ne yaptın diyorum? Ya sevgili bile olmadan nasıl üzdün kızı, really? How bro, how?!"

Güneşli Günler (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin