56 | dürüst

1.4K 113 499
                                    

BÖLÜM 56 | DÜRÜST

GÜNÜMÜZ - Jisoo'dan

Dy'in Sylvia ve Suzy ile dışarı çıktığını gördüğünde şaşıran tek kişi Lisa değildi. Bu durum onun kadar beni de şaşırtmıştı. Çünkü Jennie'nin Dy'i alması için Sylvia'yı göndermesini hiç beklemiyordum. Sonuçta Jennie kızına çok düşkündü ve biz dışında kimseye asla izin vermezdi. Bunun da sebebi bizi senelerdi tanıyor olmasıydı. Nasıl oluyordu da Sylvia'ya izin veriyordu anlamak zor.

Lisa'nın yüzü onu gördüğünde resmen kireç kesmişti. Yoksa kızarmış mıydı demeliydim? Her şekilde öfkeden patlamak üzere olduğunu görebiliyordum. Çenesini sıkıp, ellerini yumruk yaparken onlara doğru adımlamaya başlamıştı.

Fakat gözlerim okul bahçesine giren Roseanne'in arabasını fark ettiğinde Lisa'yı kolundan tutarak durdum. Çatık kaşlarla kafasını bana çevirdiğinde, "Jennie ve Roseanne burada." dedim ve kafamla arabadan inen ikiliyi gösterdim.

Bakışları benden onlara çevrildi. Arabadan inip okula doğru gelen Roseanne ve Jennie de bizi fark etmişti. Roseanne'in kaşları çatılırken Jennie gülümsüyordu.

İkisi gelip önümüzde durdu. Jennie önce bana, ardından Ae-Ri'ye çevirdi kafasını. Ae-Ri'ye doğru hafifçe eğilip, "Merhaba Ae-Ri, nasılsın?" diye sordu.

Ae-Ri ona gülümseyerek sadece kafasını salladı. En azından artık onlara bir tepki veriyordu. Bu da önemli bir ilerlemeydi. Fakat gözleri sadece Roseanne'in üzerindeydi. Ona bakarken gülümsemesi daha da büyüdü.

Roseanne de ona doğru eğilip, yanağından bir makas alırken, "Merhaba Ae-Ri." demişti.

Onların etkileşimini izleyen Jennie gülümseyerek Lisa'ya döndü. Gözleri bizim ikimizin üzerinde gezinirken, "Dy'i almak için geleceğini bilmiyordum." demişti neşeli bir tonda.

Lisa ise onun tam aksine sinirle, "Ben de onu alması için sevgilini göndereceğini bilmiyordum." dedi.

Jennie onun bu dediğine kaşlarını çatarken ben derin bir nefes aldım. Her zaman bu ikisinin başa döndüğünü hissediyordum. Ne zaman ileri doğru bir adım attıklarını hissetsem, herhangi bir mesele batıdan doğan güneş gibi ortaya çıkıp her şeyi mahvediyordu.

Jennie yüzünü buruşturup, şaşkın bir ifadeyle Lisa'ya baktı. "Ne diyorsun?" diye sordu. Lisa öfkesini henüz atamamıştı, görüyordum. Hiç bekleme yapmadan,

"Bak. Kendi hayatına nasıl devam ediyorsan et ama kızımı o hayattan uzak tut!" dedi.

Bu biraz ağırdı ama işte Lisa, doluydu. Her ne kadar inkâr etse de, Sylvia'yla Jennie'nin birlikte olması onu deli gibi huzursuz ediyordu. Biliyordum. Kolumu onun kolunun üzerine koyup, "Lisa." dedim. İleri gittiğini anlaması gerekiyordu.

Ardından bakışlarımı Jennie'ye çevirdim, Lisa'nın kurduğu bu cümleye ne tepki vereceğini merak ediyordum. Yüzünde bir duygu vardı. Acı vardı sanki. Bir şey söylemeden önce dudaklarını birbirine bastırdı, sonra titrek bir nefes alıp Lisa'nın gözlerinin içine bakarak,

"Bana ne yapacağımı söyleyemezsin." dedi. Bu cümle ağzından o kadar güçlükle çıkmıştı ki inanamamıştım. Meydan okuma gibi değildi sanki, sanki kalan tüm gücüyle Lisa'nın karşısında dik durmaya çalışıyor gibiydi. Jennie, benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi ve onu böyle görmek kalbime dokunuyordu. Tıpkı, mahkeme salonundaki kırgın Jennie gibi bakıyordu Lisa'ya. Yeniden başa dönüyorlardı.

Lisa ise Jennie'nin bu kırgınlığını görmedi sanıyorum. Öfkesi o kadar fazlaydı ki, sanki hıncını alamamış gibi tekrar cevap verdi.

"Sana ne yapacağını söylememi istemiyorsan, yaptıklarının arkasında dur. Anladın mı? Dönme, bakma, gülme. Gittiğin yerde kal. Birileriyle geri dönüp Dy'in kafasını daha fazla karıştırma." dedi.

23 | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin