09.05.2024
İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
_•••••_
"Ben bunu yapmak istemiyorum."
Küçük beden masanın üzerindeki açık bilgisayara ve düzinelerce satır tutan matematik işlemlerine bakarken başını iki yana sallamıştı. "Ne?"
"İstemiyorum." Dudaklarını istemsizce büzerken gözlerini etrafta gezdirdi. Çalışanların hepsi bir köşeye çekilmiş endişeyle yeri izliyordu. "Matematik yapmak istemiyorum."
"Sana ne istediğini mi sordum Hyunjin?"
"Ama bab-" Hyunjin babasının elini havaya kaldırmasıyla susarken gözleri bir an için orta yaşlı adamın kıyafetlerine kaymıştı. Siyah bir gömleği ve siyah bir pantolonu vardı. Belinde kahverengi bir kemer, bir de silah kemeri vardı.
Hyunjin kahverengi kemere bakarken gözlerini kaçırdı, kemerlerden hoşlanmıyordu.
"Tekrar ediyorum Hyunjin, sana ne istediğini sormadım. Otur ve şu işlemleri yap."
Babası bağırmıyordu. Hyunjin'e sesini yükselttiği anlar o kadar azdı ki, Hyunjin kısık sesle konuşmalardan ve ciddiyetten korkar olmuştu.
Yavaş adımlarla küçük sehpaya yaklaştı. Henüz on yaşına girmesine birkaç hafta varken önüne konan bu matematik soruları o kadar karışıktı ki, hiçbir şey anlamıyordu aslında.
Görmüştü, evdeki çalışan kadınlardan birinin kendisiyle yaşıt bir kızı vardı o Hyunjin'in gizli arkadaşıydı. Babasının asla izin vermeyeceği bir şeyi yaparak çalışanın kızıyla arkadaş olmuştu. O kızın matematik defterlerinde yazanlar çok kolaydı.
Dört işlem ve kesirlerden ibaret defter, Hyunjin'in olması gereken noktaydı. Önündeki adını bile söylemediği konuları yapması için fazla küçüktü.
Hyunjin sehpanın önünde durdu. Koltuğa oturup sehpayı kendisine çekerken kolları titremişti. Daha önce sehpanın önünde diz çöküp oturmak gibi bir hata yaptığında, babası tarafından cezalandırılmıştı.
Onun oğlu kimsenin, hiçbir şeyin ve koşulun önünde diz çökemezdi.
Küçük çocuk uçlu kalemi eline aldı ve defteri kendisine çekti. Bilgisayardaki onlarca kod yazma uygulamasına yüzünü çevirmişti. Baksa bile o yeşil rakamları anlamıyordu zaten.
Deftere odaklanıp kalemi defterin üzerinde gezdirmeye başladı. Dakikalarca önündeki kağıtla uğraşırken bir an bile oturmayan babası, zaferle oğluna bakıyordu.
Hyunjin için çok güzel planları vardı.
Tam olarak kırk beş dakika sonra babası Hyunjin'e yaklaşıp yaptığı işlemleri kontrol etmek için kağıda uzandı. Kalemi de boştaki eline alırken Hyunjin keyifle gülümsüyordu.
Gördüğü şey babasının sinirlerini bozarken orta yaşlı adam uçlu kalemi rastgele fırlattı. "Bu ne böyle?"
Kağıtta sehpada oturan ve çilekli pasta yemekle meşgul olan iki çocuğun resmi vardı. Resmin her detayı yapılmaya çalışılmıştı ve Hyunjin'in yaşına kıyaslandığında profesyonel sayılabilir bir resimdi.
Adamın fırlattığı uçlu kalem, Hyunjin'in sol gözünü teğet geçerken küçük çocuk gözünün kenarını siyah, ince bir şekilde çizen kalemle nefesini tuttu. Hafif olsa da acımıştı. Babası öfkeyle kağıdı buruşturdu. "Alın şu çocuğu gözümün önünden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...