29.04.2024
İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Chris trafikte makas atarak ilerlerken arka koltuğa yatırdığı kızla kısa göz temasları kuruyordu. Yüzünde belli bir öfke, panik ve endişe vardı. "Sana gerek yok dedim! Beni dinleseydin bu duruma düşmeyecektik."
Genç kadın elindeki ceketi yarasına daha sert bastırırken gülümsemeye çalıştı. "Bu kadar endişe edeceğini bilsem kendi kendimi vururdum."
Chris duyduğu şeylerle yüzünü buruşturdu. "Saçma sapan konuşma." Başka bir aracı daha geçerken sinirle direksiyona vurdu. "Ne halt yemeye gidip atladın Taehyun'un üzerine? Eğer Yeonjun olsaydı karnına değil kafana sıkardı."
Kira sessizce omuz silkti. "Olmadığını biliyordum. Tamam kabul o tatlı çocuktan da bu hareketi beklemiyordum ama Taehyun'un ölümünü garantilemek zorundaydım."
Chris alaycı bir ifadeyle güldü. "Tatlı çocuk. Aynen."
Beomgyu Yeonjun hayatına girmeden önce akıl hastanesinde yatıyordu. On altı kişiyi öldürmüştü. Her ne kadar kendileri on altı kişiyi tek gecede vuruyor olsalar da, hiçbiri Beomgyu gibi değildi.
Beomgyu, akıl almaz acımasızlıkla on altı kişiyi öldürmüştü ve ruh sağlığı yerinde olmadığı için hastaneye yatırılmamıştı, içindeki sosyopat seri katilden korktukları için yatırılmıştı oraya.
O tatlı çocuğun içinde gerçekten acımasız bir katil vardı.
Bunları açıklamakla uğraşmadı. "Tüm suçu Taehyun'a yıktık zaten. O parmak izlerini toplayana dek neler çektim biliyor musun? Gerek yoktu bu aksiyona."
"Vardı. O parmak izleri ve telefon çürütülebilir deliller. O mesajların dokümanlarının yüklü olduğu flaş Taehyun'un üzerinden çıkmalıydı."
Chris direksiyonu sola çevirdi. Hastane görüş açısına girmişti. "Yapabildin mi ya?"
"Bilmiyorum, sanırım düşürdüm."
"Tamam boşver, şu an önemli olan tek şey sensin." Arabayı hastanenin önünde park ederken kapıyı hızlıca açarak dışarı çıktı. "Sedye getirin!"
Genç kadını dikkatle sedyeye yerleştirirken sağlık görevlilerinin onu alıp götürüşünü izledi. Yavaş adımlarla peşlerinden hastaneye girerken gerginlikle dudaklarını ısırıyordu.
Hyunjin, Jisung, Beomgyu ve Taehyun, barın içinde oturup sohbet ederken kalabalığın arasında beliren Felix, onlara doğru ilerledi. "Selam, napıyorsunuz?"
Yavaşça sevgilisinin yanına otururken peşi sıra gelen Changbin Jisung'un yanına kuruldu. "Chris nerede?"
Jisung yavaşça gülümsedi. Belinde takılı olan ikinci silah, sanki varlığını hatırlatmak ister gibi yanıyordu. "Kira'yı hastaneye götürdü."
Kira'nın adını duymak Changbin'in kaşlarının çatılmasına sebep olurken Felix Hyunjin'in beline sarılıp onu kendine çekti. "Kira da kim?"
Beomgyu sevimli bir ifadeyle Felix'e bakarken omuz silkti. "Önemli biri değil, yakın zamanda ölecek zaten."
Hyunjin Felix belli etmese de olayı anlamadığını hissederek sevgilisine döndü. "Kira, esmer barmen kız. Biraz önce kapının önünde Taehyun'u öptü. Beomgyu bundan pek hoşlanmadı ve kızı vurdu."
Felix karşısındaki sevimli çocuğa bakarken kendi kendine tekrar etti. "Vurdu mu?"
"Ben Felix halleder dedim ama Hyunjin kız seni de öper diye korkup hastaneye gönderdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...