03.07.2023
İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Hyunjin kendisini barın önünde bırakan arabanın sokaktan çıkışını izlemiş, bu durumdan hiç de hoşnut olmayan arkadaşının onu vazgeçirmek için yol boyunca dediklerini düşünmüştü.
Yavaş adımlarla arkasını dönüp bar kapısına ilerlerken hiçbir kontrolden geçmemiş, onu gördüğü anda kenara çekilen güvenliklerin arasından geçmişti.
Tanıdık yer onu az da olsa güvende hissettirirken her zaman gittiği yere gitmiş, günün barmeninin Han olmasını dilemişti.
Tabi dilekleri hiçbir zaman kabul olmazdı.
Aşina olduğu esmer kız elindeki bardaklarla ona bakarken göz göze gelen ikili aynı anda göz devirmiş, iğneleyici bir gülümsemeyle birbirlerine bakmışlardı. "Felix ve Minho nerede?"
Esmer kız geçen sefer patronuyla oturup vakit geçirdiğini görmese onu buradan göndermek için yalan söyleyebilirdi belki ama Minho'dan korkmuyor değildi. Kaldı ki bir haftadır olurda kızıl saçlı çocuk gelirse hemen onlara haber vermesini sıkı sıkı tembih ediyordu. "Locada oturuyorlar."
Hyunjin kafasını sallayarak kızı onaylamış, yanından geçerek küçük merdivenlere doğru ilerlemişti.
Tanıdık basamakları ve koridorları hızlıca geçerek Minho ve Felix'in sürekli oturduğu kısma gelmiş, kapıyı yavaşça açarak içeriye bakmıştı.
Minho ve Felix oturuyorlardı, ikisi de dalgın görünüyordu ve Felix'in gözleri kızarık ve şişti. Uykusuz kaldığı fazlasıyla belliydi, kapı sesiyle beraber Minho'nun bakışları kapıya dönerken Hyunjin'i görmesiyle şaşırmış, daha sonra hafifçe gülümsemişti. "Hoş geldin."
Hyunjin küçük bir gülümsemeyle ona bakıp içeriye girmiş, kapıyı kapatmıştı. Dalgın bir şekilde ellerini izleyen, kendisine dönmeyen Felix'e yaklaşmış, yanına oturarak hafifçe koluna dokunmuştu. "Felix?"
Bu Hyunjin'in sesinden adını ilk kez duyuşuydu Felix'in. Kafasını hafifçe çevirip Hyunjin'e bakmış, yorgun gözlerle onu incelemişti. "Hoş geldin, daha iyi görünüyorsun."
"Ben daha iyiyim ve siz daha kötüsünüz, özellikle sen. Bu gözlerinin hali ne?"
Felix omuz silkerek önüne dönmüş, ellerini izlemeye devam etmişti. "Chris evinde falan mı? Görebilir miyim onu?"
Minho başını hafifçe iki yana sallamış, göz ucuyla Felix'i kontrol etmişti. "Chris daha iyi ama pek misafir kabul edecek durumda değiller. Changbin ve Han yeteri kadar ilgileniyorlar onunla. Yakında ayaklanıp gelir zaten."
"Gelmeyecek."
Felix'in araya girmesiyle Minho gözlerini devirmiş, kafasını sol omuzuna yatırmıştı. "Yapma böyle Lix, Chris ilk defa yaralanmıyor. Ayrıca çocuk değiller kendi seçimlerinin sonuçlarına katlanmaları gerektiğini biliyorlar."
Felix başını iki yana sallamış, bu sırada karnındaki minik sızı kendini hatırlatmıştı. "Changbin haklıydı, önce Han'ın hayatını mahvettim şimdi de Chris, Chris'i buradan göndermem gerek."
Hyunjin bilgisi olmayan bir konu hakkında devam eden konuşmayı sessiz kalarak parçaları birleştirmeye çalışmış, sessizce dinlemişti.
"Böyle bir şey mümkün değil. Chris'in yerine birini bulmak kolay mı? Yıllarınızı verdiniz birbirinize. Changbin haklı deyip durma beni daha kızdırıyorsun Felix. Onu gerçekten sevdiğim için çok şanslı, yoksa seninle o şekilde konuşup sana o şekilde davrandıktan sonra onu kesin öldürürdüm."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fiksi Penggemar{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...