10.03.2024
Sakinlik dolu bir bölüme hoş geldiniz.
İyi okumalar...
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
"Hyunjin, güzelim bana yardımcı olur musun biraz?"
Felix Hyunjin'in üzerindeki tişörtü uçlarından tutup çıkartmaya çalışırken Hyunjin izin vermiyordu. "Üşüyorum Felix."
"Biliyorum, yine de ateşin daha da yükselmesin diye üzerini çıkartmamız lazım." Hyunjin'i ikna etmek için uğraşırken gözlerini açamayan bedenin üzerinden zor kötek tişörtünü çıkartmıştı. "Eğer uslu durmazsan seni soğuk suyun altına götürürüm Hyunjin, o zaman ateşin gerçekten düşer bak."
Hyunjin sessizce kendini serbest bırakırken Felix üzerindeki örtüyü beline kadar indirmişti. Gecesini Hyunjin'i izleyerek geçirmişti ve bir süre sonra onun sayıklamaya ve terlemeye başladığını fark etmişti.
Yüzüne dokunduğunda ateşi olduğunu fark etmiş, düşürmek için üzerindeki giysileri çıkartmaya karar vermişti.
Elindeki tişörtü yatağın diğer tarafına bırakıp ayağa kalktı. Mutfağa ilerlerken Hyunjin'e iyi gelecek bir içecek ve hafif bir şeyler hazırlamayı düşünüyordu.
Cebindeki telefonunu çıkartıp Chris'i arayarak tezgaha bıraktı telefonunu, hoparlörden yükselen ses tüm mutfakta yankılanıyordu. "Efendim patron?"
"Yukarıda mısın Chris?"
"Hayır patron, Changbin'i Minho çağırınca Norveç gemisinin başına gelmemin iyi olacağını düşündüm, iskele çevresindeyim." Daha önce iki defa batma tehlikelisi geçiren geminin adını duyunca Felix göz devirmişti. "İyi yapmışsın, sevgilini arayıp nerede ne yaptıklarını sorar mısın? Benimkinin telefonu kapalı."
"Tamamdır, arıyorum hemen."
"Bekliyorum." Kaynar suya bıraktığı sebzeleri karıştırırken telefonu kapatmıştı.
Birkaç dakika sonra Felix'in telefonu tekrar çalmış, Felix arayan kişiye bakmadan telefonu açmıştı. "Changbin telefonunu açmadı patron. Ama telefon sinyalleri en son tamir tesislerinin orada gözüküyor."
"Sonra nereye gitmişler bulabildin mi?"
Limonlu sıcak karışımı bardağa süzerken kaşları çatılmıştı. "Hayır, kuzeye doğru, imaalat şirketlerinin orada kaybolmuş sinyal. Tam adres veremem."
"Tamamdır Chris, bu benim için yeterli. Sen işine dön."
Karşı taraftan bir sandalye sesi duyulurken Felix birkaç saniye daha beklemişti. "Patron, bizim tırlar hazır ama yarın geceyi bekleyecek miyiz?"
Felix görecekmiş gibi başını sallamıştı. "Evet Chris, her zamanki gibi belirlenen tarihte. Neden soruyorsun bunu?"
"Hiç, bir terslik olmasın diye emin olmak istedim." Sesi aceleci geliyor olsa da Felix çok takılmadı. İçeride ilgilenmesi gereken biri vardı. "Tamam Chris, her zamankinden farklı bir şeyler yapma. Bu aralar bir tuhaflık var sende. Alacağım senin ifadeni."
"Emredersiniz Patron."
Telefon hemen ardından kapanırken Felix hazırladığı tepsiyle beraber yatak odasına doğru ilerledi.
Yatakta uzanan üstü çıplak beden belinden aşağı doğru kaymış olan örtüyle yatakta öylece yatıyordu. "Güzelim, uyuyor musun?"
Hyunjin yatakta hafifçe kıpırdandı. "Soğuk." Başını ona doğru çevirirken kapalı gözlerini yavaşça aralamıştı. "Uyuyamıyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...