1.7

406 45 65
                                        

05.11.2023

İyi okumalar.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Biraz daha sıkı tut Hyunjin, tereddüt etmene gerek yok." Hyunjin'in parmaklarının etrafına kendi parmaklarını yerleştirirken kolunu biraz daha havaya kaldırtmış, kulağındaki kulaklık yüzünden kendisini duymadığını bilse de Hyunjin'e direktif vermeye devam etmişti Felix.

Parmaklarının arasındaki elini sıkarken biraz daha yaklaştı arkasından. Omzunun hemen arkasından tutarken olası bir geri tepmede canını acıtmaması için uğraşıyordu. Elini silahtan çekip omzundaki parmağıyla omzuna dokunduğu zaman Hyunjin hedef aldığı tahtaya son kez bakarak tetiğe bastı.

Delik deşik olmuş tahtadaki insan figürünün sağ gözünün olması gereken yerde bir delik oluştuğunda Hyunjin kulağındaki kulaklığı çıkarttı. "Oldu mu?"

Felix kendisine dönen heyecanlı yüze bakarak başını salladı hafifçe. Alnından vurması konusunda onu defalarca kez tembih etmesine rağmen alnı dışında adamın kafasının her yerinden vurmuştu.

Yine de bu heyecanlı ifadeyle kendisine bakarken ayağından vurmuş bile olsa evet derdi. "Güzel atıştı. Senden kendime çok yetenekli bir tetikçi yaratacağım."

Hyunjin gülümsedi, öne doğru birkaç adım atarken elindeki silahı hafifçe havada salladı. "Yine de hâlâ adamın alnını vuramadım, nedenini tahmin edebiliyorum."

"Neymiş o neden?"

Felix Hyunjin'in önünden geçerek hedef tahtasına doğru birkaç adım atarken Hyunjin önünden geçen bedenin belini kavradı. Felix'i kendisine çevirirken yüz ifadesi oldukça neşeliydi. "Bence benim motivasyon eksiğim var."

Felix Hyunjin'in elindeki silahına baktı. Hyunjin bulundukları yerden herhangi bir silahı beğenmemiş, onun silahını kullanmak istemişti. Felix ise tereddüt bile etmeden vermişti silahını. Hyunjin'in eline bu kadar yakışacağını bilse, çok daha önceden verirdi. "Hm, nasıl bir motivasyondan bahsediyorsun? Yapayım mı bir motivasyon konuşması?"

"Yok, kendini o kadar yormana gerek yok. Birazcık öne doğru gelsen yeter." Yüzünü Felix'e yaklaştırırken Felix kendini geriye çekti. "Hedefi alnından vurursan seni istediğin kadar öperim ama hedefin en fazla gözlerine çıkabildiğini varsayarsak bugün seni öpmeyeceğim."

Hyunjin gözlerini devirerek geriye çekildi. "Öncelikle beni istediğim kadar öpmen fazla masalsı, o zaman sonsuza dek seni kendime hapsetmem ve sürekli öpüşmemiz gerekir. Ayrıca çekil geriye bak nasıl vuruyorum adamı alnından."

Felix tek kelime etmeden geriye çekilirken gözlerinden geçen mutluluk parıltıları seçiliyordu. Hyunjin kulaklığını takarken derin bir nefes alıp vermiş, hedefin alnında odakladığı silahı ardı ardına ateşlemişti.

Silahını indirdiği zamansa heyecanla öne doğru koştu. Hedefin yüzünü incelerken silahından çıkan son dört kurşununda hedefin yanağına ve burnuna gelmiş olduğunu fark etti. Hedefin alnı hâlâ temizdi, bir iz yoktu. "Ve evet Lee Felix bugün Hwang Hyunjin'i öpmeyecek. Bugünlük yeter bu kadar, Minho'nun yanına gidelim hadi."

Felix hedef tahtasına bakma zahmetine girmeden Hyunjin'in yüzündeki rahatsız olmuş ifadeyi izleyerek geriye dönmüştü. Atış alanında çıkarken arkasından duyduğu hızlı adım sesleri Hyunjin'in peşinden geldiğine işaretti. "Sen şurada üstünü değiştir, ben şu adamla konuşup geleyim. Arabaya geçe-"

Hyunjin arkasından yetiştiği bedeni kolundan tutup kendine çevirirken gülümseyerek yüzüne kısaca baktı. Felix'in cümlesini kesmek için dudaklarını onun dudaklarına bastırırken Felix susmuş, Hyunjin dudaklarını kutsarken ona izin vermişti. Birkaç saniye sonra Felix Hyunjin'in kendisinden uzaklaşan yüzüne bakarak dudaklarını birbirine bastırdı. "Oyunbozanlık yaptın, hedefi vuramamıştın."

Cimetière de Lee'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin