28.06.2023
İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Hyunjin, açık mavi, koyu mavi ve beyaz renk neon lambalar altında yürürken Han'ın olması gereken yere ilerlemiş, Han yerine esmer kızı görünce yüzünü buruşturarak etrafa bakınmıştı. "Hey selam, Felix ve Minho neredeler?"
Esmer kız birkaç kere patronlarının yanında görmüş olsa da tanımadığı bedene bakmış, onu baştan aşağı süzmüştü. Siyah, deri, dizilerinin fazlasıyla yukarısında biten bir şort, beyaz, yakası açık bir tişört giyiyordu. Siyah, kısa bir deri ceket vardı omuzlarında. Saçları parlak bir kırmızı rengindeydi ve yüzünde iyileşmekte olan birkaç yara vardı.
"Patrona kim olduğunuzu söyleyeyim?" Eline aldığı telefonla beraber Hyunjin'e bakarken Hyunjin gözlerini kısmış etrafa bakınmıştı. "Patronuna bir şey söyleme, bana onların yerini söyle."
"Afedersiniz Bayım fakat kim olduğunuzu öğrenmeden size yerlerini söyleyemem."
Hyunjin ona ters ters bakmış, gözlerini devirerek yaslandığı tezgahtan uzaklaşmıştı. "Ne uzattın ya, ben bulurum onları."
Arkasını döndüğü esnada bunu yapmaması gerektiğini söyleyen kızı dinlememiş, locaların olduğu kısma doğru yürümüştü.
Fakat bu defa daha önce karşılaşmadığı bir şeyle karşılaşmıştı. Localara çıkan merdivenlerin önünde takım elbiseli adamlar vardı.
Temkinli adımlarla merdivene yönelirken adamlardan birisi pozsiyonunu hiç bozmadan elini uzatmış, onu omzundan tutmuştu. "Geçemezsiniz."
"Ne? Sen de kimsin?"
Adam sorduğu soruyu cevaplamadan onu geriye doğru ittirmiş, tekrardan geçemeyeceğini söylemişti. "Minho veya Felix'i görmem gerekiyor. Sen kimsin?"
Kapalı ortamda olmasına rağmen saçma bir şekilde güneş gözlüğü takan adam onu yine cevapsız bırakırken bu defa daha nazik bir şekilde kolu tutulmuştu. "Kimi görmek istiyorum demiştiniz?"
Hyunjin arkasını dönerek kolunu tutan kişiye bakmış, kendisinden belki birkaç yaş daha küçük birisini görmüştü. "Minho veya Felix, tanıyor musun onları?"
Karşısındaki çocuk kafasını sallayarak onu onaylamış, bu esnada siyah-beyaz renkli saçlarının yüzüne çarpmasına sebep olmuştu. "Felix hyung nerede bilmiyorum ama Minho hyung içeride, bir toplantı yapıyorlar."
Hyunjin ilgiyle kaşlarını kaldırıp çocuğu süzmüştü. "Ve sen bunu nereden biliyorsun?"
"Toplantıyı bizimle yapıyorlar. Yani ortaklık gibi bir şey imzalayacaklardı ama ben canım sıkıldığı için biraz etrafı gezeyim demiştim. Geri dönüyordum aslında, istersen beraber girelim."
Hyunjin küçük bir gülümsemeyle onu onaylarken kafasını sallamış, elini uzatmıştı. "Hyunjin."
Karşısındaki çocuk gülümseyerek elini sıkmıştı. "Beomgyu."
Beomgyu arkasını dönerek kapıya yaklaştığı esnada az önce Hyunjin'i durdurup sorularına cevap vermeyen adam hızlıca kenara çekilmiş, kafasını önüne eğmişti.
Hyunjin onu bu tavrına gözlerini devirerek önden giden bedene yetişmek için hızlanmış, yeni tanışan iki beden beraber locaların arasında ilerlemeye başlamıştı.
Hyunjin'in daha önce geldiği, sahne aldığı gün onlarla tanışmak için geldiği odaya gelmişlerdi. Koridor fazlasıyla adamla doluyken Beomgyu oldukça rahat bir şekilde yürüyor, etraftaki adamlar onu gördükleri anda kafalarını eğiyordu. "Onlar sizin adamlarınız mi?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...