Cimetière de Lee'

3.6

09.07.2024

Bu bölüm rahatsız edici içerik bulundurmaktadır.

Öncelikle bölümde yer alan hiçbir şey için sorumluluk kabul etmiyorum...

İyi okumalar.

Umarım beğenirsiniz (!)

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Minho uzandığı yatakta baş ağrısıyla kalkarken küfrederek etrafına bakındı. Bacaklarının üzerinde bir ağırlık vardı ve gözlerini zor kötek aralamışken etrafa bakındı. Nerede olduğunu, neler olduğunu hatırlamıyordu.

Birkaç saniye gözlerini kırpıştırdı ve ensesindeki ağrıyan noktaya elini yasladı. Kapının önünde uzanan bir silüeti gördüğü anda ise silahına uzanıp hızla ayağa kalktı. "Hey?"

Kapıya doğru yaklaşıp baygın olduğu belli olan bedenin yüzüne baktı. "Changbin?" Minho şaşkınlıkla bakakaldı. "Hey, uyan!"

Minho'nun Changbin'i uyandırması yaklaşık üç dakika sürmüştü. Changbin'in kafasının yerine gelmesini beklerken Minho odanın içinde telefonunu aradı. Bir anda aklına dank eden birkaç anı, baygınlığının sebebini hatırlatırken Minho duraksadı. "Siktir. Hyunjin."

Changbin yerinden kalkmış, arkadaşına bakmıştı. "Onu odadan çıkarken gördük biz, seni baygın görünce tuttuk onu ama." Kaşlarını çattı. "Chris beni bayılttı?"

Emin değildi fakat o esnada Hyunjin'in karşısında olduğuna emindi. Ve tek seçenek sevgilisiydi. Changbin panikle yerinden kalktı. "Chris ve Hyunjin? Aman Tanrım bir aptallık yapacaklar."

Minho öfkeyle başını salladı. "Evet yapacaklar." Sol elini sertçe saçlarının arasından geçirdi. "Yürü gidiyoruz, Hyunjin teslim olacak ve Chris aptalı da Felix için onu vermeye sıcak bakarak yardımcı olacak."

Changbin buz keserek yerinde dondu. "Fe-Felix? Chris'i öldürür."

"Eğer bu aptallığa yardım edip Hyunjin'in yaralanmasına sebep olursa gerçekten öldürür onu." Minho'nun odadan çıkmadan önce bakışları arkadaşına değdi. "O yapmazsa ben yaparım Changbin."

Changbin Minho'nun peşinden çıkarken kalbi boğazında atıyordu. Jisung Hyunjin ve Chris'in bardan ayrıldığını görmüş fakat arkalarından yetişememişti. Sorun olduğu aklına gelmemişti, birisi sevgilisi birisi de arkadaşıydı, kötü bir şey olacak değildi.

Fakat Minho'yu öfkeyle, Changbin'i korkuyla localardan inerken görünce, sessizce peşlerine takıldı. İkisi de Jisung'a gelme diyecek halde değildi.

Üçlü bardan çıkıp arabaya binerken Joowon'un attığı konuma gitmek icin arabayi çalıştırmıştı Changbin.

Minho yolda giderken Jeongin'i aradı. "Alo?"

"Efendim Minho?"

Minho başını camdan dışarı çevirdi. "Felix'i kaçıran kişi bizimle iletişime geçip bize bir adres verdi."

"Gerçekten mi? Ne zaman almaya gidiyoruz Felix'i?"

"Felix'i almaya gitmiyoruz." Jeongin'in şaşkın sesi kulağına dolarken onu duymazdan geldi. "Felix'i kaçıran kişi Felix'i vermek karşılığında Hyunjin'i istedi, senin çok zeki arkadaşın da beni bayıltıp bardan kaçtı."

Minho sakinliğini korumaya çalışıyordu. Hyunjin bir aptallık yapmaya çalışıyordu ama yanında Chris vardı, onu korurdu. Öyle umuyordu.

"Ne yaptı ne yaptı?"