02.05.2024
İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Jeongin ve Seungmin'in oturdukları yerden kalkmaları, koşar adımlarla arabaya gitmeleri ve uçurumdan uzaklaşmaları yalnızca birkaç dakika sürmüştü.
Jeongin Hyunjin'i ararken ulaşılamayan telefon, daha çok korkmasına sebep olmuş, Seungmin adresini aldığı hastaneye sürerken gerginlikle dişlerini sıkmıştı. Bu adama da bir şey olursa Hyunjin'i nasıl toparlayacaklardı, hiçbir fikri yoktu.
Gaza daha çok yüklendi. "Felix'i ara, numarası var mı?"
Jeongin kendisine söyleneni yaptı. Felix'i aradı fakat telefon çalmasına rağmen açılmadı.
Hastaneye yaklaştıkları virajda aniden önerilerine kıran bir araç, az daha ciddi bir kazaya sebep olacakken Seungmin anlık olarak direksiyon hakimiyetini kaybetti.
Aracın kontrolünü tekrar kazandığında ise biraz ilerisinde kalan hastanenin önünde duran arabadan inen mavi saçlı bedeni anlık olarak seçebilmişlerdi.
Jeongin ve Seungmin birkaç saniye birbirlerine baktılar. Son birkaç metreyi de ilerleyen araba, Felix'in aracının hemen arkasında dururken ikili arabadan hızlıca indiler.
Minho'nun ameliyata alındığı hastane katına çıkarken Jeongin Seungmin'e kıyasla daha hızlı yürüyordu. Hyunjin'in haberi olup olmadığını ya da burada olup olmadığını bilmiyor olsalar da, ikisi de oldukça gerilmişti.
Merdivenlerden çıktıklarında, ameliyathane kapısının önünde oturan Hyunjin'in, Felix'e yaslanmış olduğunu gördüler.
Felix kollarını Hyunjin'e dolamış, her zamanki gibi ifadesiz olan yüzünü Hyunjin'in saçlarıyla gizlemeye çalışmıştı.
Hyunjin ise fazlasıyla korku ve endişeyle öylece boş duvara bakıyordu. Felix'in kollarının verdiği güven ağlama hissini tetikliyor olsa da bunu yapmamak için kendisiyle savaşıyordu.
Jeongin tereddüt etmeden onlara doğru yürüdü. Hyunjin'in önünde diz çöküp ona sarılırken, Felix Hyunjin'i emanet edebileceği birinin varlığıyla etrafına bakındı. Seungmin'i gördüğünde ise Hyunjin'i yavaşça serbest bıraktı.
Hyunjin Jeongin'e sarılıp sessizce ağlamaya başlarken Felix oturduğu yerden kalktı. "Ne işin var senin burada?"
Seungmin, önünde dikilen bedene baktı. "Jeongin'i getirdim."
"İyi getirdin, şimdi defol git."
Seungmin derin bir nefes alıp verdi. "Kardeşimin yanında olmak istiyorum."
"Lesha'nın ölümünde yanında olduğun gibi mi? İstemez."
Seungmin kaşlarını çatarak Felix'e doğru bir adım attı. "Aramızda sorunlar olmuş olabilir ama kardeşime destek olmak için buradayım. Sorun çıkartmak istemiyorum."
"Çıkartamazsın zaten." Felix Seungmin'i baştan aşağı süzerken bir şey demek için dudaklarını aralamış olsa da, ameliyathanenin kapısının açılması, onu susturmuştu.
Minho'nun hastaneye kaldırıldığını ambulans hemşiresinden öğrenmişti. Ne zaman geleceğini sormak için aradığı sevgilisinin başına gelenleri o kadından duymuştu ve Changbin'i arayıp Hyunjin'i hastaneye götürmesini istemişti.
Ameliyata gireli on dakika anca olmuştu. "Hasta için acil AB pozitif kana ihtiyacımız var."
Felix sertçe yumruğunu sıktı. "Chris, neredesin?"
![](https://img.wattpad.com/cover/344554107-288-k459398.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...