07.09.2024
İyi okumalar
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Lee Felix ve Lee Minho, gece geç saatlerde hastane çatısında sigara içiyorlardı.
Jeongin sakinleştirici verildiği için hastanede yatarken Minho ve Felix hastaneden çıkmayı denememişlerdi. Buradan çıkıp gitmeleri gereken, kendilerini bekleyen birisi yoktu.
Minho içtiği sigaranın sönmeye yüz tutan filtresini çatıdan aşağı bırakırken Felix tek nefes bile almadığı, elinde yanıp bitmekte olan sigaraya bakıyordu.
Çatıya çıkmak için kullandıkları kapı açıldığında, ikili herhangi bir tepki vermediler. Sert ama yavaş adım sesleri birkaç dakika boyunca yankılanmış, Minho'nun sol tarafında durmuştu. "İntihar etmeye çıktınız sanmıştım."
Felix alaylı bir tebessümle başını sağa çevirdi. "Çok isterdin değil mi?"
Minho yeni bir dal sigara yakmakla yetinirken yeni gelen adam yavaşça Minho'nun yanına oturdu. Kendisine uzatılan pakete kısaca bakıp düşünmeden içinden bir dal sigara aldı. "Yaşlı adamı öldürmüşsün."
Sigarayı dudaklarına götüren genç gülümsedi. "Ben değil, sen öldürdün Felix. İtibarını biraz sarstık ama kusurumuza bakma."
"Sikmişim itibarını."
Seungmin kısık sesle gülerek sigaradan bir nefes çekti. "Senden babama imalat hatası bir silah göndermeni istediğimde dediğim şeyi yapmazsın diye düşünmüştüm."
"Yapmamış olabilirdim." Felix omuz silkti. "Silah sağlam olabilirdi ve baban yerine sen ölebilirdin."
"Ama ben sana güvenmeyi seçtim."
Felix sessizce çatıdan aşağı bakarken kimse yeni bir şey söylemedi.
Seungmin bir gün kendisine babası tarafından doğrultulacak bir silah olacağını biliyordu. Babasını öldürüp hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etme şansı da yoktu ve tek seçeneği onun kendisini öldürmesini sağlamaktı. Babası ondan Felix'in silahlarından birini istediğinde ise fırsat ayağına gelmişti.
Birkaç saat önce babası şirket odasında geri tepme yapan silah yüzünden kendi kafasını dağıtmıştı. Seungmin olay yerine gelen polis ve diğer yetkili kişileri zar zor başından savmış Jeongin'in yanına gelmişti.
Onun uyutulan bedenini bir süre izledikten sonra da Felix ve Minho ile konuşmak için çatıya çıkmıştı. "Ben Hyunjin'i bulmak istiyorum." Seungmin sessizce fısıldadı. "Ulaşabileceğimiz tek şey cesedi de olsa, onu bulmak istiyorum. Kardeşimin bedenini ait olduğu yere, Lesha'nın mezarının yanına götürmeliyim."
Felix sessizce başını salladı. "Evet, onu bulacağız."
Minho hâlâ sessizliğini koruyorken Seungmin tereddütle ona baktı. Bir şeyler söylemesi gerektiğini düşünüyordu fakat o tek kelime etmiyordu. "Çok sessizsin."
"Yas tutuyorum çünkü."
Felix gözlerini kaçırdı. "Chris'in ihanetini beklemiyordu."
"Sen bekliyor muydun?" Minho'nun sert ses tonuna karşılık Felix başını yavaşça iki yana salladı. "Chris her zaman fazla gizemli olmuştur Minho, biliyorsun."
Felix nedenini bilmiyordu, anlık öfkesi ve duygularıyla Chris'in sevdiği her şeyi yok edeceğine yemin etmişti, onun ihanetine inanmıştı fakat o Chris'ti, kendisine bu kadar acı verecek bir şeyi yapmış olamazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...