Aras Ali Keskin [Karahanlı];
"Siz tanışıyor musunuz abi?" Esra Hanım'ın sorusuyla ayrıldık birbirimizden.
"Aras Ali'yle çocukken karşılaşmıştık, bir daha da karşılaşmadık. Nasip bugüneymiş."
"E onca yıl geçti, nasıl tanıdınız birbirinizi?" İkizlerden Rüzgar'ın sorusuyla bana baktı Tarık komutan.
"Gözlerinden, isminden, mesleğinden ve gözünün önünde sorduğum sorudan."
"O oyuncak araba cidden duruyor mu?" Dedi şaşkınlıkla.
Atar mıyım sence?
"Duruyor, hayallerime sebep olan oyuncağı atar mıyım?" Gülümsemesi genişledi.
"Koçum benim..." gülümsemesine karşılık verdim hafifçe.
🐺
"Ne var Serkan, ne var?!"
"Yemek söyleyeceğim, ne zaman geleceksin? Açım ben, aç!"
"Aç köpek! Bir kere doy, bir kere! Hastaneye gidiyorum, dikişleri aldıracağım!"
"Ha ponçik komutanımızın yanından ayrıldın, kumamın yanına gidiyorsun. Anladım!" Sabır çektim, gördüğüm çiçekçiyle aklıma Ahu geldi. Kızın kalbini kırmıştım o gün. Affettim dese de içinden hâlâ kırgın olduğunu biliyordum.
Arabayı boş yere çekip indim.
"Bir ya da bir buçuk saatlik işim var, sen ye."
"Boğazımdan geçmez benim, sen olsan yerdin ama ben sen değilim! Hastaneden çıktığın zaman haber ver, o zaman söyleyeyim!" Deyip suratıma kapatmıştı.
Serkan'dan da trip yiyorum ya!
Başka da bir şey demiyorum!
Çiçekçiye girdiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim.
E bu kız hangi çiçeği sever bilmiyordum ki?
Zaten ilk çiçek alacağım kadındı.
O yüzden hiç bir halt bilmiyorum!
"Buyurun nasıl yardımcı olabilirim size?" Karşımdaki kadının sorusuyla ona döndüm.
"Ben çiçek alacağım da..." buradan başka bir şey alamazsın zaten mal Aras! Ne saçma sapan şeyler söylüyorsun?!
"İşte alacağım ama hangi çiçekten alacağımı bilmiyorum." Gülümsedi arkadaki adam.
"Bende senin gibiydim kardeşim, sonra evleneceğim kadının çiçekçi olduğunu öğrenince mal gibi kalmıştım." Arkadaki adamın dediğiyle ona döndüm bu sefer.
"Sen eminsin değil mi çiçekçi olmadığından?" Güldüm istemsizce.
"Eminim."
"Ay Caner, sus hatırlatma."
"Ne çiçek alacağını bilmiyorsun demek ki, bir düşün bakalım ne sevebilir?" Bana ithafen dediğiyle düşünmeye başladım.
Beni sevebilir?
Bende bukete giremeyeceğime göre boş verelim.
"Zarif, masum ve kırılgan bir yapıya sahip."
"Böyle masmavi gözleri var, birde çok güzel kokuyor ya..." gülümsedi ikisi de, kadın hızla renk renk çiçeklerin sıralandığı yere ilerledi.
"Sana göre bir buket hazırlıyorum o zaman."
Bir süre sonra içinde beyaz ve pembe çiçeklerin olduğu bir buket uzattı bana.
"Bunlar şakayık çiçekleri, beyaz olan masumluğu, pembe olan ise zarifliği simgeler. Senin anlattığın koku kadar olmasa da bunlarda çok güzel kokarlar." Dediğinde gülümsedim hafifçe, buketi elime aldım.
"Teşekkür ederim yardımınız için."
"Rica ederiz."
Beğenirdi umarım...
🐺
Ahu ortalıkta yoktu!
Çok güzel!
Yanımdan geçen bir doktoru durdurdum.
"Buyurun beyefendi?"
"Ahu hemşire, tanıyor musunuz?" Kaşları çatıldı anında.
"Evet tanıyorum da siz neden soruyorsunuz?"
Sana ne oğlum?
"Bana lazım da o yüzden soruyorum, nerede biliyor musunuz?" Dedim çatık kaşlarımla. Dişlerini sıktığı uzaktan bile belli oluyordu.
"Şu koridorun sonundaki personel odasında!"
"Eyvallah!" Deyip koridorun sonuna ilerlemeye başladım.
İte bak!
Sana ne lan neden soruyorsam?!
Personel odasına gelince kapıyı tıkladım.
"Gel!" Sesiyle içeriye girdim, bir kaç hemşire oturmuş konuşuyordu. Göz göze geldiğim Ahu'yla derin bir nefes aldım.
"Geliyorum hemen!" Dediğinde geri çıkıp odanın önünde beklemeye devam ettim, içeriden Ahu çıkınca çiçeği uzattım bir anda.
Bakışları çiçekle ben arasında gidip geldi.
Güldü ve buketi eline aldı.
"Ben... Çok teşekkür ederim Aras Ali, Bey."
"Ben ne alacağımı bilemedim, sana bir özür borcum var biliyorsun. Onun için, ben güzel söz falan pek bilmem. Kusura bakma," ne diyorum oğlum ben ya?!
"Boşuna uzatıyorum şu an, boş ver sen beni."
Beni dinlemeyi boş vermiş çiçeklere hayranlıkla bakıyordu.
"Ahu?" Seslenmemle hızla bana baktı, yanakları kızarmıştı.
"Ben, gerçekten çok teşekkür ederim. İlk defa birisi tarafından çiçek aldım ben ve aldığım çiçekler o kadar güzel anlamlı ki..."
Bu anlamlarını biliyor mu lan?!
Hay şansımı...
"Bende ilk defa bir kadına çiçek aldım, o yüzden ne diyeceğimi bilemedim. Kusura bakma."
"Hiç önemli değil..."
"Sen çiçekleri vermek için mi geldin?" Dedi bana heyecanla gülümseyerek.
Şu gülümsemesini gördüm ya, ölsem de gam yemem...
"Hem onlar için, hem de dikişleri aldırmak için."
"Ben şu çiçekleri zarar görmeyeceği yere koyup geliyorum hemen." O odaya girecekken kolundan tuttum.
"Yanlış anlamazsan eğer numaranı alabilir miyim? Hep hastanede olmaz ya..." gülümsemesi genişledi.
"Yanlış anlamam Aras Ali Bey." Kısıkça gülüp telefonumu çıkardım.
Aldık lan numarayı!
🐺
HADİ ŞİMDİ ZIBARIN YATIN
ÖDMDMDMDMDMDMD
ÖZÜR BÖLÜMÜ GENÇLERR
İYİ GECELERR
HAMSİLİ VE LEVREKLİ EÜYALEEE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦
Random"Sen hep böyle cevap olarak başını mı sallarsın?!" Başımı salladım. Kaşları çatıldı, o güzel mavi gözlerini gözlerime dikti. "Gıcık mısın Aras?!" Bilmem anlamında başımı sallayınca sabır çekti. "Başın kopsun Aras!" Kaşlarım çatıldı. "Tövbe de!" Bens...
