'34'

8.3K 767 247
                                    

Aras Ali Keskin [Karahanlı];

Kapıyı araladım hafifçe, Ahu elindeki kitabı okuyordu. Derya Hanım ise telefonla konuşuyordu. Ben içeriye girince ikisinin de bakışları bana döndü. Ahu heyecanla konuşurken Derya Hanım ayağa kalkıp yanıma geldi, telefonun alt kısmını eliyle kapatıp konuştu.

"Hoş geldin, oğlum. Siz konuşun rahat rahat." Gülümsemeye zorladım kendimi. O odadan çıkınca Ahu'nun yanına ilerledim, gülümsemesi soldu yavaşça. Yanındaki boşluğa oturdum.

"Aras Ali? Bir şey mi oldu? Dediğin işler mi kötü geçti?" Başımı saçlarına yaslayıp derin nefesler aldım.

"Ya söylesene, Aras. Korkmaya başladım!" Dedi elimi tutarken.

"Ben..."

"Evet sen?!"

"Ben, geçici süreliğine görevimden uzaklaştırıldım." Dediğimde kaşları çatıldı.

"Ama neden?"

"Bunları sonra konuşsak olur mu, güzelim?" Başımı omuzuna yasladım, o da başını başıma yasladı,

Saçlarımda dolaşan elleri beni yavaş yavaş mayıştırırken burnuma buram buram dolan o güzel kokusu aklımdakileri dağıtıyordu birer birer ve huzur bulmamı sağlıyordu.

Bu kadın benim tek huzur bulduğum omuzlara sahipti, tek altında mayıştığım ellere sahipti, kafamı dağıtan tek o güzel kokuya sahipti.

Ama bu saatten sonra hepsinin tek sahibi o değildi, ikimizdik...

"Ahu..."

"Efendim?"

"Seni çok seviyorum..." saçlarımda ki elleri yavaşladı.

"Aras..."

"Efendim?"

"Ben daha çok seviyorum." Dediğinde güldüm kısıkça.

"Bu konularda benimle kapışamazsınız, Ahu Hanım. En çok ben özler, ben severim..." güldü.

"Öyle olsun Aras Bey." Kucağındaki küçük elini kavradım, dudaklarıma götürüp uzun bir öpücük bıraktım.

"İyi ki varsın..." başımı kaldırıp o güzel yüzüne baktım, yanağımın altına bıraktığı tüy kadar hafif öpücükle gülümsedim.

Gözlerim istemsizce dudaklarına kaydı, yüzüne eğildim yavaşça. Dolgun dudakları hafifçe aralanmıştı, dudaklarımızı birleştirecekken kapı açıldı sertçe.

Hızla kendimizden ayrılmış kapıya dönmüştük.

Serkan...

İt!

"O..Oha! Çok pardon ya! Bir uğradım sadece!" Dediğinde Ahu konuştu hızlı hızlı.

"Yok! Gel, bir şey vardı yüzümde de, ondan..." dedi kurtarmak için, çok sağ ol güzelim ya. Bayağı kurtardın şu an bizi şu itten!

"Dudağında göz vardı herhalde, yenge. Neyse ya, olur böyle şeyler. Geçmiş olsuna geldim! Aras'tan öğrendiğime göre şakayık severmişsin!" Dedi elindeki şakayık buketiyle.

𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin