Serkan Demircioğlu;
Sertçe yutkundum önünde durduğumuz mezarlığa bakarak.
Babam ve abim buradaymış...
"Serkan? Bak iyi değilsen sonra gelelim, kardeşim?" Solumdaki Aras'a döndüm. Şu zamana kadar yanımdaki tek dayanağım, kardeşim, can dostum...
"İyiyim." Değilim...
"Peki, sen bilirsin." Dedi inanmadığını belli ederek. Arabadan inince mezarlığın girişine ilerledik.
Benim arkalarından binbir türlü her şeyi söylediğim, bencillik ettiğim adamlar burada yatıyordu...
Önünde durduğumuz aile mezarına baktık.
Demircioğlu Ailesi...
İki mezar vardı, babam ve abim...
Babamın adı Serhat'mış. Abimin adı ise Karan...
Görüş açım bulanıklaşınca havaya baktım bir süre. Geri önüme dönüp iki mezarında etrafını çevreleyen mermere oturdum. Benden bağımsız titreyen elim hafif nemli toprağa gitti.
Gözümden akan bir damla yaşı sildim hemen, ağlamaktan nefret ediyorum...
Silmeme rağmen hızlıca devamı gelmişti. Defalarca sildim ama sonu gelmedi göz yaşlarımın. Aras, elini omuzuma koyup sıvazladı.
Özür dilerim...
"Siz kimsiniz, evladım?" Gelen nahif sesle başımı kaldıramadım.
"Arkadaşımın babası ve abisinin mezarı, teyze." Dedi Aras bilgi vermek amaçlı.
"Nasıl abisiyle babası? Ağladığı kişiler benim eşimle, oğlum." Dediğinde yavaşça kaldırdım başımı ve sesin geldiği yöne doğru çevirdim.
Orta yaşlarda bir kadın, yanında ise bir kızla erkek vardı.
"Nasıl yani?" Dedim pürüzlü çıkan sesimle.
"Nasıl yanisi yok, onlar bizim babamız ve abimiz." Dedi on yedi yaşlarındaki erkek çocuk. Topraklı elimi silkeleyip göz yaşlarımı sildim ve ayağa kalktım hızla.
"Adınız Nazen mi?" Dediğimde kadın başını salladı.
"Hassiktir..." kaşları çatıldı.
"Küfür etmesene mezarlıkta, evladım! Hem sen, benim adımı nereden biliyorsun?" Yeniden dolmaya başlayan gözlerimle arkama döndüm.
"Ya sende zırlama ama artık, yeter!" büyük ihtimalle kız kardeşimin dediğiyle yanındaki erkek kardeşim konuştu.
"Harbiden! İçim şişti ha!" Güldü Aras.
"DNA testine gerek yok." Dedi peşine. Gülümsedim. Kendime gelip geri onlara döndüm.
"Ben Serkan, Serkan Demircioğlu..." dediğimde üçü de far görmüş tavşan gibi suratıma bakmaya başladı.
"Lütfen bir yerden fıkralarla Türkiye müziği çalsın..." dedi erkek kardeşim. Güldüm istemsizce ve dağılan saçlarımı düzelttim.
Daha çok beklersin abisi!
🐺
"Ben işte on sekiz yaşıma kadar yetimhane de kaldım, beni daha bir kaç günlük bebekken yetimhanenin kapısına bırakmışlar. Orada görevli Halime teyze vardı, müdür beni almayacakmış normalde, o zar zor ikna etmiş... Sonra ben bir okul kazanıp gidene kadar orada takılı kalmıştım. Arada bir hinlik yapıp parka kaçıyordum, zaten o kaçmalarım sayesinde Aras Ali'yle tanıştık. Tanıştığımız günden beri hiç ayrılmadık, aynı okulu kazandık. Tabii mezun olunca ayrılmak zorunda kaldık..."
"Ne okudunuz ki?" Dedi Mert.
"Kara Harp okuduk, askeriz biz." Dedi Aras. Gözleri parladı üçünün de.
"Cidden mi?!" Dedi Melin. Başımı salladım gülümseyerek. Büyüyen ela gözleriyle bakıyordu, çilleri zaten ayrı bir tatlılık katıyordu ona.
"Dün daha fazla dayanamayarak ailemi araştırmak istedim, aslında gerçekler benim kafamda kurduğum gibi değil de, çok başka şekilde olduğunu öğrenince yıkıldım. Sonra babamla abimin mezarını buldum. Bugünden sonra da sizi bulmayı planlıyordum ama siz beni buldunuz. Eğer inanmazsanız test yaptırırız zaten. Görüşmek istemezsenizde anları-"
"Serkan susar mısın? Hangi anne koparılan evladını bulmuşken görmek istemez?!" Dedi annem. Gülümsemem genişledi.
"Teste falan da gerek yok! Belli benim oğlum olduğun!" Demiş ve sıkıca sarılmıştı. Sarılışına karşılık verirken Melin'le Mert'te katıldı bize.
Böyle gelişmeler yaşayacağımı hiç düşünmemiştim...
🐺
BEN BU MELİN'LE ARASIN KARDEŞİ YİĞİTİ DE YAPMAZSAM ADIM DA HAMSİ DEĞİL LANNNNNNN
AYIK OLUNMN
ÖPTÜM AŞKOLARIMMMMMM
💅🏻💅🏻💖💖💖🎀🎀🎀🌸🌸🤭🤭🤭🤭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦
Random"Sen hep böyle cevap olarak başını mı sallarsın?!" Başımı salladım. Kaşları çatıldı, o güzel mavi gözlerini gözlerime dikti. "Gıcık mısın Aras?!" Bilmem anlamında başımı sallayınca sabır çekti. "Başın kopsun Aras!" Kaşlarım çatıldı. "Tövbe de!" Bens...