Aras Ali Keskin [Karahanlı];
Fadi, o adamın restiyle ayağa kalkmış ve koltuğuna oturmuştu.
"Tamam, Patron."
"İşte o Ünal'ın vasıfsız oğlu." Dedi bana bakarak. Tamam Aras Ali, sakin ol. O senin öz baban değil...
"Ünal nerede peki?" Diye sorduğunda sırıttı.
"Yarın geliyor, oğlunu burada kendi ellerimizle geberteceğimizi göreceği için çok heyecanlı!" Gözlerimi devirdim. Ünal'dan da bu beklenirdi zaten!
"Sende heyecanlısın değil mi, komutan? İstersen öz babanı da getirtebiliriz!" Dişlerimi sıktım sinirle, Patron denilen adam hızla Fadi'ye geri döndü.
"Ne demek öz baban?"
"Doğumda bebekler mi ne karışmış herhalde, Ünal öz babası değilmiş ama hâlâ soyadları aynı."
"Gerçek ailesi kim miş?"
"Karahanlı diye soyadları var, öz babası emekli asker. İçerdeki timin komutanı da öz abisi, bir tane asker abisini gebertmişiz. Bu gerçekleri duyunca gurur duydum vallaha." Dediğinde bağlı ellerime rağmen sıktım ellerimi.Patron, bana döndü. Öfkeli bakışlarımı suratına diktim. Tek kaşı havalanmıştı.
"Anladım..."
"Timi görmek ister misin?!" Dedi sırıtarak Fadi.
"Hayır!" Diye yükseldi bir anda Patron.
"Neden?"
"Sorgulama, Fadi!" Demiş, ayağa kalkmıştı. Karşıma geçip dik dik baktı suratıma, ne var diye salladım kafamı. Sırıttı. Sabır çektim sinirle.
"Hepiniz kırıksınız kafadan, bunu biliyorsunuz değil mi?!" Dedim yüzüne bakarak.
"Sen kırdığın için olabilir mi?" Dedi Fadi'ye gönderme yaparak.
"Bak o olabilir, senin de kırayım istersen, Patron?" Dedim alayla. Gülerek yerine ilerledi ağır adımlarla. Kenardan silah aldı eline, geri önüme geçti. Şu ipleri bir açabilsem!
Emniyetini açıp alnıma dayadı.
"Biz direkt kafanın içinden geçsek, komutan?" Dedi benim gibi alayla. İncelttiğim iple gülümsedim.
Silahı daha da bastırdı. Hadi... Hadi!
Parmağı tetiğe gitti, hafif bir baskı uyguladı. Daha fazla dayanamamış bileklerimi birbirinden ayırarak ipi koparmaya çalıştım. İncelen ip kopunca alnımdaki silahı aldım hızlı ve çevik hareketle.
Patron, hiç şaşırmamış gibi geri çekilmişti bir iki adımla. Fadi korkuyla ayağa kalkmış, adamları bana silah doğrultmuştu.
"Bu nasıl bir aptallık be adam?! Şu silahı ateşlesen öleceksin farkında mısın?!" Dedi adamlarını kast ederek.
"Ben bu olacakları göze alarak buraya kadar geldim! Bu saatten sonrası koymaz bana merak etme! Öleceksem de intikamımı almış olurum!" Ölen abimin, doğacak olan kız kardeşimin, karıştığım günün intikamını...
O hastaneden aldığım dosyalar ve görüntülerden bir halt çıkmamıştı ama şimdi belli olmuştu. O karıştığım herifi de bu yola bilerek soktuklarını, Ünal'ın bu zamana kadar bilerek bana böyle davranmasını şimdi anlamıştım. Her şeyi neden bildiği belli olmuştu.
Benim etrafımdaki herkesin gördüğü zararların, benim gördüğüm zararların sorumluları bunlardı!
Ben yaşadığım sürece bu dünyadan bir tanesi eksilecekti!
"Tamam, sakin ol Aras," dedi korkuyla, koruyan adamlarına olan güveni bu sözümle kesilmişti anlaşılan.
Silahın doğrultusunu kafasına yükselttim. Yapıştığı duvara sinmeye çalıştı.
"Patron, iki güzel laf et durdur şunu! Öleceğim!"
"Dur, Aras." Güldüm sinirle.
"Bak durdum şu an!" Patron, adamlara döndü.
"İndirin silahları! Atın odanın dışına!" Hepsi dediklerini dinlemiş ve yapmıştı.
"Aras, sakin ol."
Sağlam lazımdı...
Aklıma gelenlerle silahı indirdim yavaşça.
"He şöyle, devam et Patron!" Dedi Fadi. İndirdiğim silahı ayağına doğrultup sıktım silahı,
"Ah!" Demiş ve yere düşmüştü. Patron'da silahıyla koluna sıkmıştı. Kaşlarım çatıldı, hızla Patron'a döndüm.
Ne ayakta lan bu adam?!
🐺
İİİİİİİ GECELER
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦
Random"Sen hep böyle cevap olarak başını mı sallarsın?!" Başımı salladım. Kaşları çatıldı, o güzel mavi gözlerini gözlerime dikti. "Gıcık mısın Aras?!" Bilmem anlamında başımı sallayınca sabır çekti. "Başın kopsun Aras!" Kaşlarım çatıldı. "Tövbe de!" Bens...