'32'

6.7K 751 141
                                    

Aras Ali Keskin [Karahanlı];

Arabayı park edince indim, Serkan'ın inmeyip kaynana gibi oturduğunu görünce gözlerimi devirdim. Kapısını tıkladım, bana dönünce gözümü kırptım.

Camı açtı.

"Ne var?!"

"İnsene lan!"

"Kapımı aç ineyim, yaralıyım ben." Sabır çekip açtım kapısını.

"Ahu bile senin gibi nazlanmadı anasını satayım!"

"Sen beni Ahu'yla bir mi tutuyorsun?!" Bir şey demeyip önden yürümeye başladım. Yanıma koştu.

"Lan yoksa?!"

"Olduk sanırım, bilmiyorum."

"Sanırım?"

"Sorgulama işte, Taner albay sana kızımı gözüm kapalı emanet ederim, dedi. Ahu'yla da resmen-"

"Öpüştünüz mü?!" Kaşlarımı çatıp ona döndüm ve ensesine vurdum.

"Ne alakası var lan?! Resmen sevgili gibi davranıyoruz diyecektim! Fesat piç seni!" Kahkaha attı.

Kapının önüne gelince zili çaldık, kapıyı Leyla açtı ağzı kulaklarında. Bu kadar mutlu olacağı bir şey yapmamıştık ama neyse, içeri girdik. Salonun kapısından içeri girecekken gördüğüm yüzle yerimde kala kaldım.

Patron?

Sırıttı alayla ve herkesle birlikte ayağa kalktı, kaşlarım çatık şekilde içeri girip önünde durdum.

"Senin ne işin var lan burada?"

"Bende tanıştığımıza çok sevindim, abiciğim." Kaşlarım mümkünmüş gibi daha çok çatıldı.

"Şehit olduğunu sandığımız abin, Bora..." dedi Mirza Bey. Güldüm sinirle, sonra Mirza Bey'e döndüm.

"Eğer yarın bir gün bir tane daha aile üyesi çıkarsa bir yerden yemin ederim ki kafama sıkarım!" Güldü kısıkça ve başını onaylamazca salladı.

"Gel lan buraya!" Demiş ve ensemden tutup sıkıca sarılmıştı, Patron.

"Patron dediğin bu mu?" Dedi Serkan. Onaylar mırıltılar çıkardım.

"Patron mu diyeyim yoksa sen mi gerçek ismini söylemek istersin Bora abi bey?!" Dediğinde güldü bir kaç kişi.

Bora'dan ayrılıp Serkan'a döndüm. Otuz iki diş sırıtıyordu her zaman ki gibi.

"Ahu iyi mi, oğlum?" Dedi Tarık komutan, ona dönüp başımı salladım.

"Hastanede hâlâ."

"Geçmiş olsun dileklerimizi ilet." Dediğinde başımı salladım,

"Taner albay konuşmadı mı seninle hâlâ?!" Dediğinde Pusat yüzbaşı herkes sessizleşti. Dilimi ısırdım sinirle.

Sakin ol, Aras Ali.

Taner albay biliyor neden yaptığını...

"Üstün körü konuştuk, ne olacağının da farkındayım ve pişman değilim. Yarın haber üstlere gidecek."

"Ne haberi?" Dedi Mirza Bey ve Tarık komutan aynı anda. Bora, anlamıştı. Kaşları çatıldı anında.

"Ceza alacağım, emire itaatsizlik ve komutana saygısızlıktan!" Dedim Pusat yüzbaşıdan gözlerimi çekmeden.

"Emire itaatsizlik?"

"Sağlam lazım olan adamın kafasına bir şarjör dolu mermi boşalttı da ondan!"

"Orada neler yaşandığının sende farkındasın, Pusat!" Dedi Bora.

"Sende farkındasın, abi! Görevde duygularınla değil, mantığınla hareket etmen gerekiyo-"

"Evet Pusat! Sende duygularınla hareket ettin! Onu da konuşalım mı, abim?!" Dedi Bora sinirle.

Haklıydı...

Nefreti yüzünden yaptığım her işe burnunu sokması, bana iftira atması...

O da duygularıyla hareket etmişti!

Ben hatamı kabulleniyorum, o sıra benim üstümdü ve saygısızlık yaparak sesimi yükseltmiştim. Bize sağlam getirin diye emir verdikleri Ünal'ın kafasına bir şarjör dolu mermi boşaltmıştım.

Hatalarımı kabullenip yarın belirlenecek olan cezamı bekliyordum ama o kabul etmiyordu. Eyvallah, duygularımla hareket ettim ama o da etmişti!

Onun ortak hatamızı sadece benim suçum gibi yüzüme yüzüme vurması yanlıştı!

Şuraya yazıyorum, ben ömrümün sonuna kadar Pusat yüzbaşıyı affetmeyecektim. Ondan kardeş değil, anca kalleş olurdu!

🐺

KISA OLDU FARKIDNAYIM AMA İKİ GÜNDÜR SİZE BÖLÜM PATLAMASI YAŞATIYORUM

O YÜZDEN TIKANDIM

YARINA ARTIK

ÖPTÜM SİZİİ

𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin