'45'

6K 604 151
                                    

Aras Ali Keskin [Karahanlı];

Gereken imzayı da atıp kalemi bıraktım, Bora sevinçle omuzumu pat patladı.

"Ha şöyle, adam ol..." güldüm.

Bu saatten sonra Karahanlı'ydım...

Dün eve dönünce Bora tekrar sormuştu, bende kabul etmiştim. Bugün de nüfus müdürlüğüne gelmiş ve gereken işlemleri halletmiştik.

Aynı zamanda dün biraz tatsızlık yaşansa da Dinçer tarafından, Taner albaydan evlilik için onay almıştık. Bugün eve dönünce herkese toplu şekilde söyleyecektim.

Aklıma gelenle Bora'ya döndüm.

"Pusat, nerede? Kaç gündür yok." Sıkıntılı bir nefes aldı.

"Bende bilmiyorum, hiçbirimizin telefonunu açmıyor." Kaşlarım çatıldı, merak etmedim değil. Yalan yok.

"Anladım..." karargaha gidiyor mudur acaba?

"Ben bir telefonla konuşup geliyorum, siz geçin arabaya."

"Tamam abim." Demiş ve babamla arabaya ilerlemeye başlamıştı. Timden Serdar'ı aradım hızla.

"Emredin komutanım?"

"Pusat yüzbaşı karargahta mı?"

"Evet komutanım, yeni çıktık içtimadan."

"Tamam, sağ ol Serdar."

"Ne demek, komutanım." Deyince kapattım telefonu ve bende abimlerin yanına, arabaya gittim.

"Akşam bir şey konuşacağım sizinle." Dedim arabaya binerken.

"Ne konuşacaksın." Bora'nın sorusuyla ters bir bakış attım ona, güldü babam.

"Akşamı beklesene kardeşim!"

"Sus lan, abinim ben senin!" Gözlerimi devirdim.

🐺

Arabadan inince karargaha ilerledim, nöbetçi asker beni görünce kapıyı açtı hemen. Binaya girip Pusat yüzbaşının odasına ilerledim ve kapıyı çaldım.

"Gel!" Kapıyı açıp içeri girdim, beni görünce çatık kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatıldı.

"Ne işin var senin burada?!" Bir şey demeyip karşısındaki koltuklara oturdum.

"Konuşmaya geldim."

"Ben konuşmak istemiyorum, yürü git!" Arkama yaslandım rahatça. Kapı tıklanıp açıldı ve içeriye Eray girdi ellerindeki dosyalarla.

"Komutanım, bunlar sizinmiş." Dedi, masaya bırakınca bakışları bana döndü.

"Aras komutanım!" Gülümsedim.

"Bize iki çay getir, Eray." Dedim. Başını salladı hızlı hızlı. Bize selam durup çıktı odadan.

"Neden eve gelmiyorsun? Benim yüzümden mi?"

"Çok mu belli ettim ya?!" Dedi alayla gülerek.

"Neden benim Çağrı gibi olduğumu düşünüyorsun? Sana hiçbir zararı dokunmamış." Dişlerini sıktı.

"Dokunmamış öyle mi?" Başımı salladım.

"Yoktum ben, Aras! O evde hayalet gibiydim, hâlâ daha öyleyim!"

"Nasıl ya?" Dedim çatık kaşlarımla.

"Annem nasıl üzülüyor senin yokluğuna farkında mısın?!"

"Önceden beni görselerdi, şimdi üzülmezlerdi Aras. Düşünsene mutlu aileye doğan ikinci çocuksun, seninle ilgileniyorlar, sonra üçüncü çocuk kız olarak doğuyor. Sonra devamı geliyor. Eziliyorsun aralarında, büyük çocuk unutulmaz, kız çocuk hiç unutulmaz, küçük çocuklar hiç ama hiç unutulmaz. Olan aradakine olur, Aras. Hiç sormadılar nasılsın diye. Ulan ben lisede sınıfta kaldım, babam son senem de öğrendi lan. Bu kadar salmışlar beni..."

"Ne zaman Çağrı'yla kavga etsem hep onu haklı çıkarırlardı, şikayet etmeye kalksam sözümü keserlerdi. Çağrı kardeşlerime zarar vermeye her kalkıştığında engellerdim ama suçlu ben olurdum. Bu yüzden artık kimseyle muhattap olmak istemiyorum, onlar gibi olmak istemiyorum, yine aynı şeyleri şu yaşımda yaşamak istemiyorum." Dedi.

"Tamam da ben neden öyle bir şey yapayım sana?" Güldü.

"Sende nefret ediyorsun ya benden, Aras."

"Çünkü geldiğim günden beri kök söktürmüyorsun bana, demediğin laf kalmadı bana. Atmadığım iftira kalmadı, görevimden uzaklaştırıldım..." gülmesi silindi yavaş yavaş yüzünden.

"Son yaptığını yapmak zorundaydın zaten bir komutan olarak ama diğerleri?" Sessiz kaldı.

"Sen çoktan olmak istemediğin kişilere dönüşmüşsün, kendini onlardan uzaklaştırmana gerek yok ki."

"Haklısın, cidden haklısın ama bana yaptıklarında çok haksızsın." Deyip kalktım ayağa.

"Eve de gel artık, Leyla'yı da gör, doğum yaptı kız." Dememle bakışları tekrar bana döndü.

"Doğum mu yaptı?!"

"Evet." Başka bir şey demeyince çıktım odadan. Eray elindeki çaylarla yanıma geldi, elinden bir tanesini aldım.

"Ver onu, gel timin yanına."

"Hemen!" Bende time özel odaya ilerledim.

🐺

"Söylesene lan artık!" Derin bir nefes aldım, lafa girecekken kapı çaldı. Annem koşarak çıktı salondan ve kapıyı açtı.

"Ay! Pusat! Annem!" Diye bir ses geldi peşinden. İkisi birlikte salona girince ayaklandık. Pusat hiç kimseye bakmayıp boş yere oturdu. Bizde oturunca hepsi geri bana döndü.

"Hadi!"

"Biz Ahu'yla evlenmeye karar verdik, Taner albay onayladı da. Sadece ailelerin konuşması gerekiyor," dediğimde annem baka kaldı bana.

"Ayol sen ciddisin!" Dedi sevinçle. Başımı salladım.

"Ay heyecanlandım, konuşalım hemen Mirza. Bekletmeyelim çocukları." Güldü Mirza Bey.

"Konuşuruz konuşuruz yakın bir zamanda..." gülümsedim.

Gözlerim Pusat'a kaydı. Kenarda sessizce oturuyordu sadece.

Gülümsemem yüzümden silindi yavaşça.

Bu sohbetlere katılmak onunda hakkıydı...

🐺

AYYY ARTIK YENİ KOCAM MERİHH

MDMSMDMD

AŞKOM YAAA

DAKİKA BİR GOL BİR CİDDENNN

ŞAPŞİK ŞEYY

ÇEYREK FİNALDEYİZ AGAA

AYIK OLUNN

💖💖🏆🏆🐺🐺

𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin