36.Bölüm

42 9 26
                                    

Merhabalar🙀

🌟OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN🌟

He's Alive ve Titanic ficlerime de bir şans verirseniz beni çok mutlu edersiniz 🎀

Herkese iyi okumalar 🦋

•••

Sahip olduğum her şarkıda sadece sen varsın.

Bedlam Akıl Hastanesi, Londra16 Aralık 2023 Saat 16

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bedlam Akıl Hastanesi, Londra
16 Aralık 2023
Saat 16.40

~han jisung

"Bu-" Sahip olduğum kelimelerin hiçbirinin şu an cümle kurmama yardım etmeyeceğini anladığımda birkaç saniyeliğine susup kendime gelmeyi bekledim.

"Siz ne diyorsunuz?" Birkaç dakikalık sessizliğin ardından sonunda sesime kavuşabildiğimde söylediğim ilk sözler bunlar olmuştu. Arkadaşlarımın yüzlerinden herhangi bir duygu okunmasa da yanımdaki Wooyoung'un elimi daha sıkı tutmasından ve sağ dizini titretmesinden ne hissettikleri hakkında az çok tahmin yürütebiliyordum.

"Siz neyden bahsettiğimi gayet iyi anladınız. Hiçbir şüphenizde yanılmadınız şu zamana kadar, yalnızca atladığınız birkaç küçük ayrıntı var. Yine de sizi tebrik ederim." Artık sabrımın sonlarına gelmişim gibi hissediyordum. "Bakın Bayan William, şu an hiçbirimizin tebriğe ihtiyacı yok. Ne demek istediğinizi bize net bir şekilde ifade eder misiniz?" Söylediklerim ona derin bir iç çektirdi. Sanki tahmin ettiğim gerçeklerden arkama bakmadan kaçıyor olmama katlanamıyordu.

"Bu hikayenin iki tane katili olabilir ama kötü kişisi de masum kişisi de yalnızca bir tane. Ortaya çıkarmanız gereken şey de bu." Göğsüm, aldığım şiddetli nefeslerle inip kalkıyordu. Aklımı kaybetmek üzereydim, bunu hissedebiliyordum.

"Jisung, bence artık ordan çıkma vaktiniz geldi." Susan William az önce bitirdiği yapbozu toparlamaya başlarken Chan hyung'un dedikleriyle Wooyoung'un dizine dokundum, Jeongin ve Hongjoong hyung'a da kafamla işaret verdim. Hepimiz aynı anda ayaklanınca Susan William'ın gözleri direkt olarak benimle buluştu.

Tam oturduğum yerden doğrulmuştum ki Susan William'ın koluma sıkıca asılmasıyla gözlerimi kocaman açarak olduğum yere çakıldım. Gözlerim kocaman olmuş vaziyette kadınla burun buruna gelirken Susan William tane tane kulağıma fısıldadı. "Onunla konuşmak zorundasın, sana anlatacakları var."

"Jisung! Lanet olsun çıkın ordan!" Kulaklıktan gelen Chan hyung'un sesine herhangi bir tepki vermeden karşımdaki kadına odaklanmaya devam ettim.

"Kimin?"

Kadın soruma cevap vermek yerine kafasını iki yana sallayarak diğer eliyle de boştaki kolumu sımsıkı kavradı. Gözleri kocaman olmuştu. Sanki biraz daha zorlasa yerlerinden fırlayacaklardı. "Bana söz vermek zorundasın!" Kollarımı mengene gibi saran kavrayışından ona zarar vermemek için küçük bir hareketle kurtulmaya çalışsam da onun beni bırakmaya pek niyeti yok gibi görünüyordu.

Karındeşen Jack ~ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin