Merhabalar herkese💜
Koyduğum oy sınırını ilk önce yedim sonra tükürdüm sonra da yaladım 🤙🏻
Yazdıklarım değer görmüyor diye sevdiğim şeyi yapmayı ertelememeye karar verdim😸 yazmak bana kendimi iyi hissettiriyor😽
İyi okumalar herkese🫶🏻
•••
Aklım boşvermek için fazla karışık.
Dedektif Nicolas Wild'ın Ofisi, Scotland Yard, Londra
13 Aralık 1888
Saat 10.15
•"İşini o kadar temiz halletmiş ki kadının öldürülüş şekli göz önüne alınma-"
Meslektaşının sözü Dedektif Nicolas Wild'ın gülmeye başlamasıyla kesildi. Genç dedektif omuzları sarsılarak gülmesinin şiddetini arttırırken iş arkadaşlarının ona attığı endişeli bakışları biraz bile umursamıyordu.
"Yani... öhöm. Yani gerçekten kadınların öldürülüş biçimleri olmasa neredeyse onu kafamda kurguladığımı zannedeceğim, haklısın." Genç dedektif hâlâ gülmeye devam ederken konuşmuştu. Bir yandan da gözlerinde biriken yaşları eliyle temizliyordu.
"Siz çıkın." Az önce sözünü böldüğü meslektaşı aynı zamanda en yakın arkadaşıydı. Odadaki diğer dedektifleri gönderdikten sonra Dedektif Nicolas Wild'a döndü.
Genç dedektif ise çoktan buzdan bir duvara dönmüş suratıyla pencereden dışarı bakmaya başlamıştı. "Hâlini hiç beğenmiyorum Wild." Genç dedektif hiçbir duygu barındırmayan gözleriyle arkadaşına kısa bir bakış attı. "Ben de kendi hâlimi hiç beğenmiyorum." Sonra eliyle kendisini gösterdi. "Ama beni kim suçlayabilir ki?" Altlarında koyu halkaların çıkmaya başladığı gözlerini tekrar arkadaşına çevirdi. "Değil mi?"
Oflayarak ayağa kalkıp ofisinde volta atmaya başlarken arkadaşı da onun her bir hareketini ihtiyatlı bakışlarla izliyordu.
Ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Pislik herif resmen benimle oyun oynuyor. Kafamı bulandırmaya çalışıyor ve bundan öyle zevk alıyor ki..." Olduğu yerde durarak elleriyle yüzünü kapattı ve koltuğuna çöktü.
Meslektaşı elini omzuna koyarak sıktı. Ona destek olmaya çalışıyordu ancak onunla aynı duyguları hissederken ve kendi hislerine bile henüz bir çare bulamamışken ona nasıl destek olabilirdi ki? Ölen insanların ruhları onları her hareketlerinde takip ederken onu nasıl sakinleştirebilirdi? Bunun bildiği hiçbir yolu yoktu.
"Eve git ve biraz dinlen. Aklını toparlamana yardımcı olur, ben burdayım zaten." Meslektaşının aklına verecek daha iyi bir öneri gelmemişti. Bedenleri dinlense de akılları her zaman bu vakada olduğundan asla dinlenemeyeceklerinin ikisi de farkındaydı.
Genç dedektif başını iki yana sallayarak arkadaşını reddetti. Ayağa kalkarak astığı ceketini aldı ve üzerine geçirdi. "Nereye gidiyorsun?" Nicolas Wild'ın eli açtığı kapının tokmağında duraksadı. "Benden sonra gelenleri uyarmaya." Ardından kapıyı çekip çıktı.
Adımları Scotland Yard'ın arşiv odasına giderken ayakkabılarının zeminde çıkardığı sesleri dinleyerek ne kadar yapabilirse o kadar zihnini boşaltamaya çalıştı.
Sonunda eski vakaların kayıtlarını tuttukları arşiv odasına gelirken el yordamıyla bulduğu gaz lambasını gene el yordamıyla yaktı. Karanlığın bir anda küçük de olsa aydınlığa kavuşmasıyla kamaşan gözlerini kırpıştırdı. İçine düştüğü karanlık onu ürpertirken korkmayı reddetti.
Arşivin ortasına yerleştirilmiş olan masanın sandalyesini çekerek oturdu. Karanlığın içindeki ellerin ona arkasından uzandığını hissedebiliyordu. Omzunun üstünden uzanan bir silüet gibiydi. Elleri omuzlarında onu aralarına çekmek için adeta fırsat kolluyorlardı.
Masanın üstünde bulunan parşömenlerden birini önüne çekti. Normalde vakalar kapandıktan sonra kayıtları tutulup arşive gönderilirdi. Henüz bu vakayı herhangi bir sonuca kavuşturmamışlardı ancak kendinde bir saniye daha bekleyecek sabrı bulamıyordu.
Tüy kalemi sinirden titreyen elleriyle mürekkebe batırdı. Bir süre boş olan parşömenin üstünde tuttu ve düşen mürekkep damlalarının sesini dinleyip cümleye nasıl başlaması gerektiğini düşündü.
Onun ve meslektaşlarının başarısızlıklarını yazacak olmak gururunu ayaklar altında ezerken kafasını sallayarak bu düşünceden kurtuldu. Bu onların gurur meselesi değildi. Bu onlarla birlikte tam beş ailenin şahsi meselesiydi artık.
Başlarda bocalasa bile parşömene ilk cümleyi yazdıktan sonra diğer sözcükler arkasından çorap söküğü gibi gelmişti.
Gelecekteki onun gibi katillerin peşinde koşturacak dedektiflere (veya o zaman ne denecekse onlara) ders niteliğinde bir yazı yazmaktı genç dedektifin niyeti. Onun bu vakada düştüğü konuma düşmemeleri, yaptığı aptallıkları yapmamaları için bir uyarıydı.
O akıl sağlığını korumakta zorluk çekiyordu belki şu an ama gelecekteki genç meslektaşlarının akıl sağlıklarını korumakta onlara yardımcı olabilirdi. Eğer olur da bir vakada tıkanırlarsa her zaman onların arkalarında bir yerlerde onun olacağını hissettirmek için yazdı.
Saatlerce, masanın başından kalkmadan bir saniye bile durmadı. Arkasından uzanan karanlığın uğursuzluğu ve kasveti onu ürpertse de vazgeçmedi. Bu zamana kadar vakada başlarına gelen her şeyi yazdı, kendi başına gelenler de dahil olmak üzere. Yakaladıkları ipuçlarını, konuşulan kişileri, her şeyi aktardı parşömene. Zaten hepsi ezberindeydi o yüzden hiç zorlanmamıştı.
Katili bulana kadar da yazmaya devam edecekti.
_____________________________
Oyş allahım ya işte bu ya yüzüm gönlüm açıldı yemin ederim
Ben düzyazı insanıyım arkadaşlar kendimi hiç o kadar tıkanmış hissetmemiştim neyse🥵
Dedektif Nicolas Wild'ı özlediniz mi? Ben özlemişim şahsen canımı 🥶 ama bu işin sonunda akıl hastanesine yatırmaktan çok endişeleniyorum ama sonu o gibi 😱
Minsung ile kalın...🌌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karındeşen Jack ~ Minsung
أدب الهواة1888 yılında Londra'da Karındeşen Jack lakabını alan seri katil birçok kadının eceli oldu. Bıraktığı tüm ipuçlarına rağmen dedektiflerin bu kana susamış katili asla bulamayacaklarını kim bilebilirdi ki? • Bu cinayetler silsilesinden tam 135 yıl sonr...