1888 yılında Londra'da Karındeşen Jack lakabını alan seri katil birçok kadının eceli oldu. Bıraktığı tüm ipuçlarına rağmen dedektiflerin bu kana susamış katili asla bulamayacaklarını kim bilebilirdi ki?
•
Bu cinayetler silsilesinden tam 135 yıl sonr...
Bu bölüm hakkında bana bir şey diyeni engellerim çok netim 🫠😶🫨 UTANIYORUM ALLAHIM YOK ET DÜNYAYI 😶🌫️
Bu bölüm tamamen smuttur, rahatsız olacaklar okumasın🫶🏻
İyi okumalar dilerim herkese...💆🏻♀️ •••
Sen beni yürüyemeyecek hâle getiriyorsun.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lee Minho'nun Evi, Londra 11 Aralık 2023 Saat 23.40 •
~lee minho
Jisung'un dediği şeyin ardından hiç beklemeden aynı anda birbirimizin dudaklarına atıldık. Deli gibi öpüşürken dudaklarımın uyuştuğunu hissediyordum. Ne kadar süre öyle öpüştük bilmiyorum ama Jisung'un yan oturduğu kucağımda kalçalarını bana bastırmasıyla kafamı geriye atarak inledim.
Kafamı ona doğru çevirdiğimde arzudan koyulaşmış gözleriyle bana baktığını gördüm. "Seni seviyorum." Artık bir saniye bile içimde tutamazdım.
"Ben de seni seviyorum... sevgilim."
Yüce tanrım...
Eğer olur da birgün aklımı oynatırsam sebebi bu adamdır.
Kalbim maraton koşmuşum gibi atıyordu, onun kalbinin de benimkinden farksız olmadığını üzerimizdeki kıyafetlere rağmen hissedebiliyordum.
Bir elimle boynunu tutup tek kolumu kalçalarının hemen üstünden beline sardım sonra da tuttuğum boynundan çekerek tekrar dudaklarına yapıştım.
Jisung yan oturduğu kucağımda bacaklarını iki yanımdan sarkıtarak daha rahat olacağı bir pozisyon aldı. Bana kendini daha çok bastırmasıyla alt taraflarımız arasında hiçbir mesafe kalmamıştı.
Ben boynunda olan elimi diğer elimin yanına, beline, indirirken o iki eliyle yanaklarıma tutundu. Ellerimi sweatinin altından sokup çıplak belini okşadım. Dokuşumla birlikte baştan aşağı titremişti. Ellerimi biraz daha kaldırdığımda dudaklarıyla dudaklarım arasına biraz mesafe koydum. Jisung kapalı gözlerini aralayıp gözlerime baktığında gözlerimdeki izin istemeyle karışık soru ifadesini görmüştü.
Cevabını ellerini suratımdan çekip sweatini üstünden çıkararak vermişti. Ardından hiç beklemeden tekrar hırsla dudaklarıma asıldı. Sonu gelmeyecekmiş gibi öpüşürken dilimi Jisung'un ağzına iteledim, ağzı anında benim için aralanırken dilini dilime dolayıp emmeye başladı.
Mutfağın duvarlarında ıslak seslerimiz yankılanıyordu. Dudaklarından tişörtümü çıkartmak için tekrar ayrıldığımda mızmızlanan Jisung'a güldüm. Tişörtümü gelişi güzel bir yere fırlattığımda başını boynuma gömdü.
