Bebek

115 8 23
                                    

Jin sabah daha hava tam aydınlanmadan uyanmıştı yanına baktı Namjoon uyuyordu kasıklarında bir ağrı vardı yataktan doğruldu ayaklarını sarkıtıp biraz oturdu sonra ayağa kalktı en son ayağa ne zaman kalkmıştı hatırlamıyordu bile odada yürüdü camdan dışarı baktı ormanı izledi sonra acıktığını hissetti merdivenlere yöneldi sonra vazgeçip asansöre bindi.

Hızlı adımlarla mutfağa geçti, ne yesem dedi dolaba baktı karar veremedi mutfağın içindeki bir kapıya yöneldi burası soğuk hava deposuydu Namjoon Jin aşererse diye yaptırmıştı içinde her çeşit meyve sebze vardı ama canı onlarında istemedi geri mutfağa döndü canı et istiyordu evet sabahın altısında canı ızgara at istiyordu dolabta onun için hazır mariane edilmiş et her zaman olurdu onu aldı ızgara tavasında hızlıca pişirdi onlar kızarırken pilav makinesinden bir kase pilav aldı etleri pilavın üzerine koyup iştahla yemeye başladı son parca etide ağzına attığında en sonunda doymuştu bu sabah bayağı iştahlıydı üstelik enerjik hissediyordu dolabı açtı pasta dikkatini çekti pastayıda aldı eline bir çatal alıp dilimleme den yemeye başladı pastanında yarısını yediğinde kendini şimdi çok daha iyi hissediyordu.

Bahçeye çıktı üzerinde sadece pijamaları ayaklarında sadece terlikleri vardı ormana doğru yürümeye başladı yürüdü, yürüdü nereye gittiğini bilmiyordu sadece yürüyordu sonra içinden bir ses "dönüş "dedi önce anlayamadı etrafına bakındı kimse yoktu sonra tekrar aynı ses "dönüş"

Jin sağına soluna baktı yine anlayamadı gözlerini kapattı bu sefer kendi kendine "dönüş" dedi ve şu an dört ayağının üstündeydi kulaklarını oynattı ormanın sesleri şu an o kadar net duyuluyordu ki şaşırdı, sonra koku sanki herşeyin kokusunu tek tek alıyordu kürküne baktı bembeyazdı demek kürküm beyazmış beğendim dedi yavaş yavaş ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladı adımları önce yavaştı sonra hızlanmaya başladı hızlandı ,hızlandı sonra koşmaya başladı sabah serinliği kürkünü yalayıp geçiyor tüyleri koştukça dalgalanıyordu.

Jin koştu koştu sonra bir şelalenin yanına geldi susamıştı şeleleden su içti yerler yemyeşil çimenlerle kaplıydı büyük kocaman ağaçlar renk renk çiçekler vardı sanki daha önce buraya gelmiş gibi hissediyordu yeşil çimlerin üstüne yattı koşmak onu yormuştu biraz dinlenmek istedi .

Diğer yandan evde Namjoon uyanmış kolu yanındaki boşluğa düşmüştü hemen panikle yerinden doğruldu.

Jin diye seslendi ama ses yoktu nasıl olur dedi tekerlekli sandalyeye baktı yerinde duruyordu ama Jin yürümeyemiyordu bile nereye gitmişti ki

Banyoda baktı yoktu yoksa ancılandımı belkide doktorun yanına inmiştir diye düşündü bu düşünce onu hem korkutuyor hemde sinirlendiriyordu korkuyordu çünkü Jin'e birşey olmasından korkuyordu,sinirleniyordu çünkü eğer Jin sancılandı ve yanından kalkıp gittiyse onun bunu hissetmesi gerekmez miydi o nasıl bir eşti ki mühürlü omegasının yanından kalkıp gittiğini bile hissetmemişti.

Koşarak alt kata indi aldığı kokuyla mutfağa yöneldi daha kahvaltı bile yapmamışlardı et pişirmekte nerden çıkmıştı mutfağa girdiğinde yardımcı beta bulaşıkları topluyordu "ne yapıyorsun sen sabahın köründe bu kokuda ne " diye sordu.

"Efendim birisi et kızartmış onu temizliyorum" dedi mutfak dağılmıştı masanın üstündeki yarısı yenmiş pasta dikkatini çekti çalışanlar böyle birşey yapmazdı acaba Jin'mi yemişti "umarım o yemiştir" dedi.

Jin'i gördünüzmü diye sordu ama olumsuz cevap almıştı

Hastaneye indi ortalıkta kimse yoktu demekki uyuyorlardı demekki burayada gelmemişti peki ama o zaman nerdeydi.

Bahçe,belkide bahçeye çıkmıştı hemen bahçeye çıktı ama oradada kimse yoktu artık umutları tükeniyordu.

Jimin,belkide onun yanına gitmişti koşarak geri eve girdi jimin'in odasına resmen daldı ama kimse yoktu yatağı bile bozulmamuştı o zaman jimin ile birlikteydi ama nereye gitmişlerdi odadan çıktığında.

Hoseok dedi bekli onun yanındadır diyerek Hoseok'un odasına yöneldi bu sırada aynı anda telefonla Jimin'i arıyorsu Hoseok'un odasının kapısına geldiğinde içeriden çalan telefon zilini duydu kapıyı çaldı,kapıyı üzerinde sabahlığı ile Hoseok açmıştı aynı zamanda odadan alo diye bir ses duyuldu.

Namjoon bu konuyu sonraya erteleyip "Jin'i gördünmü" diye sordu.

Hoseok "hayır görmedim" dedi
Arkadan üzerinde sadece bir boxer ile jimin kapıya geldi "ne oldu Jin'e birşeymi oldu"diye panikle sordu şuan Jin için o kadar endişeliydiki bulundukları durumu bile önemsememişti.

Namjoon "bilmiyorum uyandığımda yanımda değildi evin her bir köşesini aradım ama yok" dedi.

Jimin "hemen geliyorum birlikte arayalım"dedi .

Namjoon, jimin, Hoseok, evdeki yardımcı ve korumalar ayrıca sırtında kapsamlı bir ilk yardım çantası ile jungkook ve hemşireler ormanda Jin'i arıyorlardı.

jimin "o senin eşin kendini zorla kurdun onu hissederse bulabiliriz" dedi.

Namjoon kendini zorladı ama olmadı hiç birşey hissetmiyordu "olmuyor hissedemiyorum" dedi.

Diğer taraftan Jin çimenlerin üzerinde uyuyordu ani bir sancıyla gözlerini açtı şu an kurt formunda olduğu için tüm üstünlük omegadaydı Jin korkuyordu kasılmalar arttı omega "sakin ol yavru geliyor sen bana bırak" dedi.

Jin korkuyordu ölmekten değil bebeğini görememekten onu burada savunmasız bırakmaktan korkuyordu.

Namjoon tekrar denedi olmadı hissedemedi ben dönüşeceğin böylece sezgilerim güçlenir onu bulabilirm dedi ve birden kurt formuna dönüştü jimin hayran hayran deltayı izliyordu demekki delta böyle oluyormuş dedi siyah kürkü kapkara gözleri ile çok korkutucuydu.

Namjoon etrafı kokladı delta olduğundan onun duyuları normal kurtlara göre çok çok daha güçlüydü ve aldığı hanımeli kokusuyla birden öne atılıp koşmaya başladı arkasında bağıranları duymuyordu bile bir an önce eşini omegasını bulmak istiyordu kısa bir süre sonra şelalenin yanında yerde yatan bir kurt dikkatini çekti adımları yavaşladı feromon kokusu ondan geliyordu omegam dedi kurt başını kaldırdı "deltam geldin" dedi.

Namjoon hemen yanına yattı başını eşinin boynuna koydu beyaz yumuşacık kürkünü başıyla okşadı "senin güzel olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum" dedi.

Jin deltasına baktı "bende senin bu kadar heybetli olmanı beklemiyordum" dedi.
sonra kasılmanın etkisi ile sustu.

Namjoon acısını hissetti "ne oldu sana yaralımısın" dedi.

Jin "hayır bebek geliyor" diye yanıtladı Namjoon "aman tanrım ciddimisin sen hadi hemen kalk eve gidelim ben seni taşırım sırtıma bin" dedi.

Jin "hayır" dedi Namjoon boynundan ısırıp taşımak istedi ama Jin izin vermedi doğum burda ormanda olacak "yanımda kal lütfen bana birşey olursa yavrumuzda iyi bak" dedi.

Namjoon feromon salgılayarak Jin'i sakinleştirmeye çalıştı Jin biraz daha iyi görünüyordu bir süre sonra kasılmaları arttı.

Jin acı ile uludu Namjoon rahatlatmak için yüzünü yalıyor tüylerine masaj yapıyordu ve bir süre sonra bir kuş uçarak gelip yakınlardaki ağacın dalına kondu sonra bir yılan bir sincap büyük bir ayı bir ceylan hatta bir aslan tam ceylanın yanına geldi ve her türden hayvan etraflarını sarmıştı delta iyice omegasına yanaştı doğum yapan bir canlı hayatının en savunmasız halinde olurdu onu korumalıydı ama korktuğu olmadı tüm hayvanlar hareket etmiyor sessizce onlara bakıyor sanki birşey bekliyorlardı ve en sonunda ormanda cılız bir ağlama sesi duyuldu.

Namjoon hemen Jin'in yanında yatan minik beyaz kurt yavrusuna baktı delta mutlulukla uludu o çok küçük ve çok çok güzeldi,hemen yavrusunu alıp Jin'in önüne koydu omegasıda onu minik yavrularını görmeliydi ama omega kıpırdamıyordu hiçbir tepki vermiyordu

MY HUSBAND // NAMJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin