Jin yüzüne vuran güneşle gözlerini hafifçe araladı elini yanındaki yastığa attı boştu hemen yerinden fırladı yatakta doğrulup yanındaki boşluğa baktı, boşluk yatağın sol tarafı boştu canı yandı göğsünün sol yanı acıdı boğazı düğümlendi yutkunamadı odayı çürük bir çiçek kokusu sardı sonra birden kapı açıldı Namjoon üzerinde mutfak önlüğü elinde spatula ile nefes nefese odaya daldı " ne oldu bebeğim iyimisin ağrın mı var neden ağlıyorsun yoksa bebeğemi bir şey oldu " diye ilgiyle sordu mühüründe hissettiği acıyla eşinin canının yandığını anlamış korkuyla koşarak yanına gelmişti.
Jin'nin Namjoon'u görünce çenesi titredi artık gözyaşlarına hakim olamamıştı "neden beni bırakıp gittin" diyerek ağlamaya başladı.
Namjoon şaşkındı hemen yatağa Jin'in yamına oturdu onu kollarının arasına aldı sıkıca sarıldı "mutfaktaydım sana kahvaltı hazırlıyordum, hiç seni bırakır mıyım bir tanem ağlama ama bak sen ağlarsan bebeğimizde ağlar sonra"
Jin burnunu çekerek" birdaha yalnız uyanmak istemiyorum beni bırakıp gitme" dedi Namjoon'a sıkı sıkı sarılıyordu.
Namjoon "tamam bebeğim birdaha gitmem, sen uyanmadan hiç bir yere gitmem ama şimdi mutfağa gidebilir miyim ocağın altı açık kaldı kreplar yanacak" dedi.
Jin her ne kadar onu bırakmak istemesede krep şu an için daha cazipti "tamam beraber hazırlayalım o zaman" diyerek yataktan kalktı
Namjoon "biraz daha yermisin diye sordu" Jin başını salladı cevap veremedi çünkü ağzı doluydu Namjoon krebi pişiriyor Jin'in tabağına koyuyor Jinde iştahla yiyordu "çok yedin zararı olmaz değilmi" diye sordu.
Jin elindeki ucunda çikoltaya bulanmış krep olan çatalı yavaşça tabağa bıraktı gözleri dolmuştu " sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun" diyerek ağlamaya başladı.
Namjoon panikle "hayır hayır şaka yaptım ye tabi hem sen bebeğimiz için yiyorsun iki kişi için de on tanecik krep bence az bile " dediysede Jin'in ağlaması durmamış dahada şiddetlenmişti "yemiyorum işte kreplerinde senin olsun"diyerek bir hışımla kalkıp mutfaktan çıktı bu sırada kapı çalmıştı
Jin kapıyı açtı büyükannesi gelmişti büyükannesi ağlamaktan gözleri kızarmış torununu görünce "ne oldu bu halin ne yoksa yine kavgamı ettiniz" diye sordu.
Jin büyükannesinin boynuna sarılıp ağlayarak "ben onunla konuşmuyorum beni aç bırakıyor lokmalarımı sayıyor hem yanımdada durmuyor hep beni yalnız bırakıyor" dedi.
Bu sırada Namjoon'da kapıya gelmişti "hoşgeldin büyükanne" dedi.
Jin "ona büyükanne deme o benim büyükannem sen öyle diyemezsin" dedi.
Büyükannesi gülerek "ah bu hormonlar tanrı yardımcın olsun,Namjoon istersen evlenmeyi biraz daha düşün" dedi
Jin "neee ben huysuzmuyum onumu diyorsun sende beni sevmiyorsun artık" diyerek ayaklarını yere vura vura merdivenleri çıkmaya başladı.
Namjoon olduğu yerde donup kalmıştı şimdi ne yapması gerekiyordu Jin'in peşinden koşsa bğyükanneye ayıpmı olurdu acaba diye düşümdü
Büyükanne eliyle Namjoon'nun sırtını sıvazladı " hamilelikte normal bunlar üstelik aylardır güçlü görünmek için kendini sıkıyordu şimdi sen geldin rahatlayınca böyle oldu ona anlayışlı ol "dedi.
Namjoon "bence çok şirin ben bu hallerini daha çok sevdim" dedi.
Büyükannesi "Jin senin gibi bir eşe sahip olduğu için çok şanslı hadi yanına git sana ihtiyacı var, zaten bu güne kadar çok yalnız kaldı artık kalmasın"
Namjoon başını salladı "ama önce çikolalı süt yapayım Jin sever" dedi.
Namjoon Elimde kupayla kapıyı açıp odaya girdiğinde kimse yoktu bir an panikledi hemen banyoya baktı boştu sonra açık olan balkon kapısı dikkatini çekti yavaşça ilerledi balkonda dudaklarını büzüp oturmuş Jin'i gördü odaya döndü dolaptan ince bir şal aldı artık yaz geliyordu ama yinede omegaların vücut ısıları düşük olurdu hem onun omegası hamileydi şimdi dahada hassastı bir elinde şal diğer elinde süt dolu kupayla balkona çıktı Jin'in öbçnündeki masaya sütü koydu Jin yüzüne bile bakmıyordu omuzlarına şalı örttü yanağına küçük bir öpücük kondurdu sonra yanına bir sandalye çekti oturdu "üşütme hava biraz serin" dedi uzanıp kupayı aldı Jin'e uzattı Jin başını çevirdi "istemiyorum ben" dedi.
Namjoon "ben sana getirmedim bebeğime getirdim o istiyormuş" dedi.
Jin "o zaman bebeğim için içeyim biraz" diyerek kupayı aldı kocaman bir yudum alıp ımmmm diyerek keyifle içti
Namjoon boş bardağı elimden alıp masaya koydu" özür dilerim beni, bu kaba deltayı affeder misin dedi.
Kurdu içinde isyan ediyordu "benim nerem kaba aptal insan hem omegamı üzüyorhem de beni suçluyor" diyerek söyleniyordu.
Jin başını salladı "tamam affettim" dedi.
Namjoon" ben biraz şirkete...." ve yine Jin'in gözleri dolmuştu "tamam tamam gitmiyorum hiçbir yere" dedi.
Jin ayağa kalktı "istersen git sen bilirsin iki gün dayanamadım değilmi ,sıkıldın tabi burda"dedi.
Namjoon onu bileğinden çekip kucağına oturmasını sağladı belinden sarıldı "hayır ne sıkılması bir kaç işim vardı ondan dedim ama olsun telefonlada halledebilirim" dedi başını Jin'in mühürüne koydu burnuna dolan hanımeli kokusuyla mest olmuştu "bayılıyorum senin kokuna" diyerek mühürünü öptü Jin oturduğu kucağa dahada yerleşti bu çok hoşuna gitmişti başını çevirip Namjoon'nun dudakları ile kendininkileri birleştirdi Namjoonun üst dudağını iştahla emiyordu sonra araya dilleri girdi Namjoon Jin'in minik dilini iştahla emdi küçük bir buse ile başlayan öpücük şehvetli bir hal almaya başlamıştı Jin kalçasında hissettiği sertliği daha fazla hissetmek için kendini oraya dahada bastırdı.
Namjoonun dudaklarından ayrılıp alımlarını birleştirdi "ben senden bunca zaman nasıl ayrı kalabildim" dedi.
Namjoon Jin'in boynuna minik öpücükler ini sıralıyordu canını yakmaktan korkar gibi özenliydi minik minik öpüyor kokluyordu "ya ben,ben senden nasıl ayrı kalabildim bir daha hiç ayrılmayalım beni bırakmaya kalkarsan seni eve kilitlerim hiçbir yere gidemezsin " dedi.
Jin kıkırdadı" gitmek isteyen kim bundan sonra başının belasıyım benden kurtulamayacaksın "
Namjoon yavaş yavaş aşağılara iniyordu şimdi öpücükleri köprücük kemiklerin deydi "tatlı belam benim" dedi elini Jin'in tişörtünün altından sokup belini okşadı.
Jin " seni istiyorum çok özledim seni" dedi.
Namjoon geri çekildi" olmaz bebeğimiz var yapamam" dedi.
Jin istekle Namjoon'a sürtünüyordu Namjoon kucağında Jin ile birlikte ayağa kalktı odaya girdi ayağıyla iterek balkonun kapısını kapattı Jin'i yatağa yatırdı Jin kollarını iki yana açmış Namjoon'u bekliyordu ona sarılsın okşasın her bir zerresini öpsün istiyordu tenini teninde hissetmek istiyordu ama Namjoon geri çekildi pikeyi alıp Jin'in üzeri örttü "sen dinlen biraz" dedi
Jin huzursuzca homurdandı ama Namjoon onu dinlemedi o öncelikle bir babaydı ve kendinden önce bebeğinin sağlığını düşünmeliydi Jin'e eğildi dudağına bir öpücük kondurdu "söz bebeğimiz doğsun ondan sonra seni en güzel şekilde seveceğim ama şimdi biraz sabretmeliyiz sen dinlen ben banyodayım" dedi kendini acilen rahatlatmalıydı şu an çok zor durumdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY HUSBAND // NAMJİN
FanfictionJin kendisine aşık bir eş mutlu bir yuva hayalini kuran güzel bir omega Namjoon ise aşka inanmayan bir delta omega deltayı aşka inandırabilecek mi?