Resim

330 24 0
                                    

-Emilian sizi emrediyo küçük kaltaklar..

Kaltak!!. O kız bize kaltak mı demişti ?

-Sen.. Sen kime kaltak diyorsun beee!!

Bende diyordum içimdeki cadı ne zaman ortaya çıkacak diye. Olduğum yerden Ebony'in üstüne atlamam ile onu yere sermem bir oldu.

Ebony yerde ben üstünde yüzüne attığım yumruğum ile sersemlerken elini saçıma atmış bir yandan da kafamı geri çekmeye çalışıyordu. Kolunu sıkıp saçlarımı tutan elini çekince gelişigüzel ikinci yumruğumu da burnunun üstüne atmamla burnu kanamaya başladı.

Olayın şokunu yeni atlatan Hadrian ve Faye koşarak bize gelerek ayırmaya çalıştılar. Ama kızı öyle bir tutmuştum ki kolundan kolunun moraracağına emindim.

En sonunda odaya giren Chong, Hadrian ve Faye'i kenara çekilmelerini söyledi. Beni alacağını anladığım an Ebony'nin boğazını sıkıp kulağına fısıldadım.

-Seninle daha işimiz bitmedi küçük kaltak.

Sözlerimi fısıldadığım an Chong'un belimden tutması ile havalandım. Chong'a beni bırak nidaları ile bağırırken aynı zamanda tepiniyordum.

-Jane yeter artık. Bi tepinmeee!

Chong'un bağırması ile küçük bir çocuk gibi olduğum yere sindim. İyice sinirlenmişti herhalde çünkü bana seni öldüreceğim bakışları yolluyordu.

Beni bırakıp yerde olan Ebony'i kaldırmaya çalışan Hadrian'a yöneldi. O sırada Ebony'e baktım. Kızın gerçekten haşatı çıkmıştı. Kızı öyle görünce içimi bir suçluluk kapladı.

Cidden kolu yavaş yavaş morarıyordu. Yumruk attığım ilk yer olan dudağının kenarı az kanıyor olsa burnu feci bir biçimde kanıyordu ve sanırım biraz yön değiştirmişti. Bu bir anda tiksinmeme neden oldu. Tamam her zaman dövüşürdü Astroları öldürürdük. Bunlar benim için normaldi.. Hatta ona yaptığım az bile kalmıştı. Ama olsun. İçimdeki suçluluk kat kat artarken ona bakamazdım.

-Onu götür Hadrian.

Önce bir sözleri söyleyen Chong'a baktım. Cidden hala çok sinirliydi. Bunu bir tek ben yapmış olamazdım.

Hadrian Chong'un yardımı ile kaldırdığı Ebony'i kucağına alıp bana ölümcül bakışlar atarak odadan çıktı.

Chong onlar odadan çıkınca Faye'e döndü.

-Neye ağladın bilmiyorum. Benide ilgilendirmiyor. Git ve elini yüzünü yıka. Kendini toplaman için beş dakikan var. Sonra Emilian'a gidicez. Çabuk!

Gerçekten bu iş artık korktucu bir hal alıyordu. Neden bu kadar soğuk konuşuyordu ? Niye bu kadar mesafeliydi?

-Ve sen. Komutan olucak beceriksiz.
Haz...

-Hey. Orda dur bakalım. Neye sinirlisin bilmiyorum ama ben beceriksiz değilim..

Önce gıcık bir bakış atsa da sanki beni duymamış gibi sözlerine devam etti.

-Hazırlan iki dakikan var.

Deyip odadan çıktı. Çıkmadan önce kapıyı öyle bir vurdu ki olduğum yerde bir anda hoplama isteği oluşsa da bu isteği durdurdum.

Olduğum yerde derin bir nefes alıp topuklarımın üzerinde banyoya doğru döndüm.

Hayır derdi neydi bu salağın ? Sadece bir kavga. Eminimki burda bundan daha fazlası her gün oluyordu. Bu çocukta bir sorun vardı. Ama umrumda değildi.

AHİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin