Multimedia da Alex ve gölge hayaletler var.
-Nasıl yani. İyide o taş ne alaka.
Chong havaya oku kaldırıp okun ucunu gösterdi .
-Okun ucuna labradorit işlemişler. Taş bırakın içimize girmeyi biz dokunduğumuz anda bizi zehirler. Ama Ebony'nin kanına girdiği için onu öldürdü.
-Bir panzehir var mı ? Herhangi bir iyileştirme yolu ?
Mag bu konu kendi ilgi alanı olduğu için konuşmuştu. Yoksa genel de susmayı tercih ederdi.
-Labradorit kana karışmadan olursa sıkıntı yok. Ama karışması sadece bir dakika sürüyor ve geri kalan zamanda da öldürüyor.
-Yani 23 saniye de.
Faye'in kendi kendine konuşur gibi sorduğu soruyu onayladı Chong.
-Aynen öyle.
-İyi de bunu kim yapmak istesin ki?
Jordan'ın sorusunu yanıtlayacak kişi bunu bilen tek kişiydi. Emilian Fortune.
-Gölge hayaletler. Biz krizoprasları çalınca biz de de taş var dikkatli olun mesajı verdiler.
-Peki şimdi ne yapacağız ?
Artık sesler uzaktan geliyor gibiydi. Sanki beş km ilerde konuşuyorlardı.
O sırada karşımdaki Chong'un eğilip bükülmesi ile gözümü açıp kapayıp ona baktım.
Kendim de miyim emin olmak için ayağa kalktığım da başımdan akan sıcak bir sıvı ile elimi başıma koydum.
-Jane sen iyi misin ?
Annabell'in sorusu ile herkes bana dönerken bende elimi alnımdan çektim. Elime anlamsız bakışlar yollarken James'in sesi ile elimdekinin ne olduğunu anladım.
-Lanet olsun kan.
-JANE!
Ve sonrası yere çarpma sesim ve başımda dolanan çığlıklar.
°°°°
Obscuro... Onlar obscuro kızım. Karanlık... Biliyorsun. Hissediyorsun.. Hislerine güven...
Deli divane çığlık atmak istiyordum. Yine o sesleri duyuyordum. Ama bu seferki farklıydı. Bu sefer kadın konuşmuyordu. Bir adam konuşuyordu ve bu sefer adam çığlık atmadı. Onun yerine ben attım.
Öyle şiddetli bir çığlık atmıştım ki kendimi anca ağzıma kapanan el ile durdurabildim.
-Hişt. Sakin ol tatlım. Sakin ol.
Karşımda duran Johann'a nefes nefese baktım. Ağlamak istiyordum. Bir şeyleri söylemek bir şeyleri anlatmak istiyordum. Ama anlamıyorlardı. Çünkü daha ne anlatmak istediğimi ben bile anlamamıştım..
Ama bir garip hissediyordum. Sanki bunlar gerçek değilmiş gibi. Saçmalık. Rüyanın etkisinde kaldım deyip kendimi avutunca önüme döndüm.
Gözlerimi Johann'dan alıp etrafıma bakındım. Hala yemekhanedeydik. Anlaşılan baygınlığım kısa sürmüştü.
Kendime baktığım da Margaret'ın kucağındaydım. Alice ve Jordan başımda ayakta dururken Johann tam karşım da ellerimi tutuyordu. Onun dışında hepsi tepemdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİT
FantasyPekala bu kadarını beklemiyordum. Evet biraz bekliyordum ama hayır bu kadarını değil ; -Sanırım yanlış yaptık Jordan. Beni algılayan kardeşim kafa salladı; -Hep beraber gelmemeliydik ama artık çok geç .Devam edin !! -Onlara kardeş olduğumuzu söyley...