O gittikten sonra kalakalmıştım . Gittiğinden beri aynı yerde dikiliyordum.
Beni tanıyordu ,
kendisi bir koruyucuydu,
beyin okuyordu
en önemlisi ise... onun adı neydi??Gerçi en önemlisi bu değil beyin okumasıydı. Bunu çoğumuz (daha doğrusu benden başka kimse) yapamıyordu ama olsun...
Özel güçler sadece belli koruyuculara verilirdi.Onun dışında da herkese bilindik birer özellik verilirdi.Akıl okumak kesinlikle özel güçtü.
Cidden henüz adını bile bilmiyordum. Aslında çok yakışıklı bir çocuktu ve adı Alexis olan şu kız oda çok güzeldi ve sonuçta o da çok yakışıklıydı. Neden olmasındı? İyi de bundan bananeydi?
Uzun boyluydu. Aslında aramızda çok bi mesafe yoktu. Ben 1:70 dım o da yaklaşık 1:80 boylarındaydı. Kaslı bir vücudu vardı ama göze batan kötü kaslardan değil ve gözleri.... gözleri koyu bir maviydi. Kopkoyu için de kayboluncak cinsten.Ayy Jane.Çocuğun güçlerini düşüneceğine düşündüğün şeye bakar mısın?
-Üşümedin mi tatlım? Artık eve gidelim mi ?
Johann orda durmuş beni izliyordu. Her zaman çok düşüncelidir. Ama beni nasıl bulmuştu? Pek düşünmedim.Abimin en iyi yapabildiği şey birilerini bulmaktı zaten.
Ama ona hemen anlatmalı mıydım.Belki yalnız anlatır onu inandırırsam o da diğerlerini inandırmama yardımcı olurdu.Sonra Johann'a baktım.Hiç de etkileyebileceğim biri değildi.
-Geliyorum Jo, hadi gidelim ,deyip koluna girdim ve evimize geldik.
-Sizi iki kaçak derhal sofraya oturun !! Bu yaptığın için büyük ceza alıcaksın Johannalina !!
Bu Betsy'nin sesiydi ve iki gündür sofraya oturmadığımı varsayarsak kadının beni eve bile almasına şaşırdım doğrusu .Betsy ne olursa olsun o sofraya beraber oturmaktan yanaydı.Bense benle zıtlaştıkları zaman hemen kaçardım.
-Sen bana kıyamazsın Betsyciğim o yüzden neden güzel güvecinden bana da bir tabak vermiyorsun ??
Onu başka türlü asla alt edemezdim.Şirinlik Betsy için en iyisiydi.Bana hiç kıyamazdı.
-Bu sefer sinirlerimi yatıştıramazsın küçük hanım. Şimdi yemeğinizi yeyin.
Ups.Olmadı.Sert kayaya tosladık.
-Herkes neden bana küçük hanım diyor. Ben küçük felan değilim ve Betsy beni sevdiğini biliyorum. deyip öpücük attım.
Sanırım ilk başını da dışımda söylemiştim ama Allahtan masa da ki kimse fark etmedi.Çok şükür.
Bu arada bu Betsy. Aslında o da bir koruyucu ama yaklaşık yetmiş yaşlarında olduğu için biz onu bakıcı ilan ettik ya da onun gibi bir şey. Yani toplamda sekiz kişiyiz ve bir de şu çocuk.
- Koruyucumuzu buldum.
Masadaki bütün gözler bana dönerken hala güvecimi yiyordum. Tamam zayıf bir kız olabilirdim ama çok yemek yerdim. Gerçi pek de zayıf değildim. Neyse biz balık etli diyelim.Hem de onlara küstüm.Her zamanki gibi hevesle anlatamazdım.Küslük kanunlarına aykırıydı.
-Şu pis boğazın az dursun da olayı anlat Janey .
Jared'in dedikleri üzerine masadakilerin neyi beklediğini anlayıp lokmalarımı yuttum.Bende diyorum neden tepki vermiyorlar.
-Alexis'in koruyucusu yani aslında o bir Ahit koruyucusu değil ve beyin okuyabiliyor.
Tabi ben bunları dediğimi sanıyordum ama ağzımdaki lokmalar buna izin vermemiş olacak ki Jordan sinirle;
-Johannalinaaaa !
Demesiyle yemeği bırakıp o çocuk ne anlattıysa anlattım ama yine Alexis in prenses olduğuna inandıklarını sanmıyorum. Belki benim hasta olduğumu bile düşünmüş olacaklar ki bana şüpheyle baktılar ve bu benim için bardağın son damlasıydı tek kelime etmeden sofradan kalktım. Biz asla ne olursa olsun sadece birbirimize inanırdık.Kim ne derse desin.Bu bizim ilk ve altın kuralımızdı.Bölünmüşlük yaşamayalım diye.Şimdi bana inanmıyorlardı.
Tam giderken :
-Jane henüz bir şey yemedin tatlım diyen Johann'a kıyamadım. Yaklaşıp öptüm ve odama gidip uyudum.
Sinirlendiğim zaman asla düşünemezdim.Hemen uyumak benim için en iyisiydi.
°°°
Sabah herkesten erken kalktım. Kimseyi görmek istemiyordum. Yani bana inanmamışlardı tamam ama bilmiyorum.. Çok garip davranıyordum. Sinirlerimi biraz yatıştırmak için sporumu yaptım. Aşağı indiğimde henüz kimse uyanmamıştı: Betsy dışında.
-Sen neden kalktın Betsy henüz çok erken dedim yanağını öperken.
-Kalktığını duydum bebeğim. Seni aç gönderemezdim ,deyip koca bir tabağı önüme koydu. Bende afiyetle yemeğe başladım. Dün hiç bir şey yememiştim ve çok açtım. Bitirdikten sonra gitmek için ayağa kalktığım sırada :
-Ben sana inanıyorum Jane. Sen diyorsan o kız cidden prensestir .
Duygulanmıştım.Kimsenin size inanmadığı bir anda size destek veren tek kişi.O kişi hep değerli kalır.Değerli de zaten.Ama aynı karında kaç ay beklediğim o 4 salak bunu yapmazken başkasının yapması üzücü.Harbi şu koca dünyada onlarla yaşamak zor aynı karında nasıl yaptık acaba?
-Teşekkür ederim Betsy sanırım bir tek sen inanıyorsun.
-Abilerinde inanıyor tatlım. Sadece seni bu prenses olayından korumak istiyorlar. Geçen sefer olanlar tekrarlanmasın diye, dedi .
Bunu demesi istemsiz olarak elimi karnıma atmama sebep oldu. Yara izlerim hala orada, hiç zaman aşımına uğramadan duruyorlardı.
Kardeşlerimi anlayabiliyordum.Tek kız her zaman değerli olur.Hele ki o olanlardan sonra onlar bir daha beni koruyamadıkları zamanlara dönmek istemiyorlar.Ama artık ben o kız değilim.Süslenip salak salak dolaşan kız değilim.Kendimi koruyabilirim.Sanırım önce bunu anlatmam gerekiyor onlara.
Bu konuşmayı daha çok uzatmak istemedim.
-Seni seviyorum Betsy. Deyip evden çıktım.
°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİT
FantasíaPekala bu kadarını beklemiyordum. Evet biraz bekliyordum ama hayır bu kadarını değil ; -Sanırım yanlış yaptık Jordan. Beni algılayan kardeşim kafa salladı; -Hep beraber gelmemeliydik ama artık çok geç .Devam edin !! -Onlara kardeş olduğumuzu söyley...