Occisor

348 21 0
                                    

Multimedia da Chong Gan, Annabell ve Gölge hayaletler var.

-Sen katil yaratıldın Annabell. Şu dünya da öldüremeyeceğin tek bir kişi bile yok.

Annabell'in zaten bembeyaz olan teni Betsy'nin bunları demesi ile daha da beyazladı.

Alice ,Jordan ve özellikle Chong verdiği tepki dışında kimse bir tepki vermiyordu. Biliyordum böyle olacağını. Onlara her şeyi tek tek anlatalım demiştim. Ama dinleyen kimmm ? Jane kim ki zaten ?

Düşündüklerimden beni kurtaran Victor'ın bana bakıp göz devirmesi oldu. Ona ne oldu gibilerden baktığımda kafama fısıldadı.

Cidden şu durum da düşündüğün şey bu mu ?

Tabi ki düşüncelerimi okumuştu. Bu benim yüzümde biraz tebessüm oluştursa da James'in sözleri ile tebessümüm soldu. Yerini müthiş bir sinir kapladı.

-Annabell'in katil olmasında gülünecek ne var ?

Victor ikimizede bakıp durumu açıklamak için hamle yaptığında elimle onu durdurup James'e döndüm.

-Çık dışarı.

James ne dediğimi anladığı gibi hemen dışarı çıktı. Bende peşi sıra çıkarken bütün ailem ne olduğunu anlamış olacak ki ayaklandılar.

-Jane hayır.

Jordan kolumu tutup beni durduğundan bu sefer onu iten ben oldum.

-O bunu yapmadan durmucak Jordan. Hiç biriniz karışmayın. Karışanın canını fena yakarım.

Sözlerim aramıza görünmez bir buz dağı dikse de bunu tınlamadan dışarı attım kendimi. James eline her zaman ki gibi iki adet odun parçasını almış beni bekliyordu. Bende bıçaklarımı çıkarıp ona doğru ilerledim.

-Senin derdin ne ?

Bunu bana o mu soruyordu ? Bu çocuk beni sınıyordu. Halbusem ki hiç böyle biri değildir.  Her zaman kafa biri olmuştu.

Ona cevap verme gereği bile duymadan üstüne saldırdım.

Bıçağım ile bileğini kestiğim de o da elindeki parça ile böbreğimin olduğu yere vurduğunda acı ile yere düşüp kıvransamda umursamadan ayağına bıçağımı geçirip yere diz çökmesine sebeb oldum.

O diz üstü çöktüğünde onun omzundan destek alıp ayağa kalktığımda ellerimden tutup sırtım yere gelecek şekilde beni ön tarafına ters takla atarak attı. Odunlarından birini nefesim engellenicek şekilde boğazıma dayadı.

-James. Dur artık !

Johann'ın endişeli sesini duyduğum da kendimi kaybetmek üzere olduğumun farkına vardım. Aynı şekilde Jared da farkına varmış olmalı ki ayı formuna girip konuştu.

-Bırak onu James.

Sesi bu form da biraz garip çıkmıştı. Ama James onu duymuyordu. Bir garipti.

Normal de anlaşamadığımız zaman hep kavga eder hıncımızı alıp barışırdık. Ama o şu an resmen beni öldürüyordu.

Bir şey yapmalıydım. Hemde hemen.

Hızla yerden destek alıp ayaklarımı onun boynuna dolayıp ona ters takla attım. Akciğerlerime aniden dolan nefes ile canım biraz yansa da bunu umursamadan hızla James'in elindeki silahları atıp boynuna bıçağımı dayadım.

AHİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin