Eşsiz Savaş Ruhu 5

C795 - Doğu Kıtasına Dönüş

Merhaba Canlarım Benim Eşsiz Savaş Ruhu 5 seri hepiniz hoşgeldiniz nasılsınız umarım gününüz güzel geçiyordur neyse şimdiden herkese teşekkürler ve iyi okumalar

EŞSİZ SAVAŞ RUHU

Pubfuture'a göre reklamlar

Otuz li uzakta duran kalabalık tamamen aklını kaybetmişti. Uçan Timsah Atası genç adam tarafından öldürülmüştü. Lin Miaoke sonunda müdahale etmiş olsa da, kesmenin gücünü açıkça hissettiler!

Böyle bir güçle Qin Nan, Hükümdar Sıralamasında kolayca bir yer edinebilirdi.

Qin Nan derin bir nefes verdi.

Uçan Timsah Atası öldürüldüğünden beri Orta Kıtaya olan yolculuğu da sona ermişti.

“Vücudundaki zehri temizlemek mümkün mü?” Qin Nan başını Lin Miaoke'ye doğru salladı. Bir titremeyle indi ve bilincini kaybeden Mu Mu'ya baktı.

"Zehir sadece basit bir Ruh Karıştırıcı Zehirdi, ama bedeni Sakin Cehennem Bedeni olduğu için zehrin etkisini önemli ölçüde artırmıştı, bu yüzden onu temizlemek artık oldukça zor." Prenses Miao Miao başını salladı ve şöyle dedi: "Qin Nan, altın mührün zehri bastırabiliyor, bu yüzden şimdilik senin yanında olması gerekecek."

Qin Nan, Patrik'in kendini feda ettiği sahneyi hatırladı ve başını salladı.

Patrik'e Mu Mu'ya iyi bakacağına söz vermişti.

“Prenses, peki ya sen…”

Qin Nan başını kaldırdı ve bir şey söylemek üzereydi.

"Burada Orta Kıta'da olduğum için benim de eve dönme zamanım geldi." Prenses Miao Miao, Qin Nan'a gözlerini kırpıştırdı.

Vızıldamak.

Figürü titrerken, birdenbire ortaya çıkan sayısız renkli yaprak vücuduna bağlanarak büyülü, uzun bir elbise oluşturdu. Çekici yüzündeki muzipliğin yanı sıra, müthiş bir güce sahip prenses aurasını korurken, fazladan bir buyurganlık belirtisi de vardı.

"Xiao Nanzi, seni burada, Orta Kıta'da bekliyor olacağım."

Prenses Miao Miao, Qin Nan'ın kafasını ovmak için elini uzattı ve kıkırdadıktan sonra figürü bir ışık ışınına dönüşüp ortadan kayboldu.

Otuz li uzakta duran yetiştiriciler hayrete düşmüştü.

Uçan Timsah Atasının öldürmeye çalıştığı kadının göz açıp kapayıncaya kadar bu kadar olağanüstü bir güzelliğe dönüşeceğini ve bir anlığına düşüncelerini kaybetmelerine neden olacağını beklemiyorlardı.

“Qin Nan, ben de gideceğim. Umarım seni bir daha görmem ve gelip beni aramaya cesaret etme!” Dizginsiz Kılıç Atası öfkeyle öğrencisini yakaladı ve yarığı çağırdı. Qin Nan onu buraya yardım etmesi için çağırdığı için çok öfkeliydi ve şarabını içip kılıcını keskinleştirdikten sonra kimseyi öldürmemişti.

Hoş olmayan, son derece tatsız.

“Qin Nan, bir dahaki sefere kadar!”

Şeytani Boğa Dövüşçü Atası, Qin Nan'ı takip etme dürtüsünü bastırdı ve oradan ayrıldı.

Qin Nan'ı takip ederek heyecan verici bir hayat yaşamasını garanti edeceğini biliyordu. Bununla birlikte, Qin Nan'ın sadece dokuzuncu katman Kutsal Dövüş Alemi gelişimiyle mağaraya girmeye nasıl cesaret ettiğini hatırladığında, belki de kendi macerasını yaşamanın zamanı gelmişti!

"İyi şanlar!"

Qin Nan sırtına bakarak kahkaha attı. Şeytani Boğa Savaşçı Atasının başının üzerinde durduğu ve Wuliang Dağı'nın girişini kırarak içeri girip kanının kaynamasına neden olduğu zamanki hissi hatırladı.